| Magda şimdi öyle geliyor mu bilmiyorum ama iyi olacaksın. | Open Subtitles | أعلم أنه لا يبدو الأمر جيدا الأن، لكنك ستكونين بخير. |
| İyi olacaksın. Bir şey yok hayatım. İyi olacaksın. | Open Subtitles | ستكونين بخير يا عزيزتى، كلِ شىءٍ سيصبح على ما يرام، أنتِ بخير الآن |
| Bir içki al rahatla. İyi olacaksın. Soruyu değiştireyim. | Open Subtitles | عزيزتي , هلا شربت القليل , واسترحت قليلا , ستكونين بخير |
| Biliyorum canın fena yanıyor, ama... iyileşeceksin. | Open Subtitles | اعلم انك تتألمين بشدة ولكنك ستكونين بخير. |
| Kazıda yapmam gereken işler var. - Sen iyi olacak mısın? | Open Subtitles | يجب ان انهي بعض الاعمال في الموقع، هل ستكونين بخير ؟ |
| Kalabalık restoranda kaldığın sürece, iyi olacaksın. | Open Subtitles | طالما أنتِ ستبقين في مطعم مزدحم، ستكونين بخير |
| İyi olacaksın. Gözlerini dört aç. Kafanı kullan. | Open Subtitles | ستكونين بخير, ابقِ عيناكِ مفتوحتان استخدمي رأسك |
| Çok özür dilerim. İyi olacaksın. | Open Subtitles | سوف تكونين بخير، ستكونين بخير أنتِ ستكونين بخير |
| Elbette iyi olacak, ve sen de iyi olacaksın. Öyle mi? | Open Subtitles | , من المؤكد أنه سيكون بخير و أنتى أيضا ً ستكونين بخير نعم؟ |
| İyileşeceksin. İyileşeceksin. İyi olacaksın. | Open Subtitles | ستكونين بخير، ستكونين بخير، ستكونين بخير راقبي رأسك |
| Sanırım biraz su yuttun ama iyi olacaksın. | Open Subtitles | أعتقد بأنكِ شربتِ بعضاً من الماء ولكن ستكونين بخير |
| Bence iyi olacaksın. İyi tarafından bak, | Open Subtitles | أعتقد أنك ستكونين بخير ، من الناحية المشرقة |
| İyileşeceksin. Taşıyıcıyı bulduk. Bunu söylemene gerek yok, Sam. | Open Subtitles | ستكونين بخير وجدنا الحيوان المضيف لا داعي لقول هذا سام |
| Hayır. İyileşeceksin. İyileşeceğini biliyorum. | Open Subtitles | سوف تكونين بخير، ستكونين بخير أنتِ ستكونين بخير |
| Bağlı kalırsan hepimiz için iyi olacak. | Open Subtitles | لقد كان رائعا اذا التزمت بهذا , ستكونين بخير |
| - Dostum, kırılmaz değilim. - Sen iyi olacak. Burada, daha hızlı küre. | Open Subtitles | يا صاحبتي أنا لست منيعة ستكونين بخير ، هيا انتقلي أسرع |
| - Beraber uçak kazası geçirdiler. - Her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | ــ لقد كانتا معاً في حادث تحطّم الطائرة ــ ستكونين بخير |
| Her şey düzelecek yavrum. Seni durdurmaya çalışmayacağım. | Open Subtitles | ستكونين بخير يا حبيبتى لن احاول عرقلتل يا رجل |
| Ve, Peyton... herşeyin iyi olacağına inanmamak için daha çok gençsin. | Open Subtitles | بايتون أنتي صغيرة جدا بأن لا تصدقي بأنك ستكونين بخير |
| - Birkaç gün içinde Düzeleceksin. - Bu yeterince erken değil. | Open Subtitles | ستكونين بخير خلال يومين أو ثلاثة لكن هذا لن يكون قريبا بما يكفى |
| Sadece anestetiği verdiğimde. Sonra bir şey olmayacak. Hiçbir şey hissetmeyeceksin. | Open Subtitles | فقط عندما أضع المخدر, بعدها ستكونين بخير, لن تشعري بشيء |
| Az daha kahveni unutuyordum. İyi olacağından eminsin, değil mi? | Open Subtitles | هل انت متأكدة انك ستكونين بخير يا غالية ؟ |
| - Burada iyi olacaksınız. - Dışarı çıkabilir miyim? | Open Subtitles | ستكونين بخير هنا أيمكننى الخروج إلى الفناء ؟ |