"سحاب" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bulut
        
    • fermuarını
        
    • fermuar
        
    • bulutlar
        
    • Zipper
        
    • Rüzgar
        
    • fermuarı
        
    • bulutları
        
    • Fermuarlı
        
    • fermuarına
        
    Bulut yok, Rüzgar yok, hiçbir şey yok. Yani vazgeç seni "dırdırcı karı". Open Subtitles لا سحاب , لا رياح , لا شيء توقفي عن التذمر يا إمرأة
    Bugün, sol göğsümden gelen Bulut örtüsüyle birlikte kısmen güneşli olacak. Open Subtitles اليوم ستكون الشمس ساطعة جزئياً، مع سحاب يتحرك من صدري الأيسر
    Sonra da gökyüzünde hiç Bulut yokken sıcak, sarımsı bir yağmur yağmış. Open Subtitles تبعه مطر أصفر ساخن سقط من السماء بدون سحاب.
    Şişko kuzeninin elbisesinin fermuarını çekemiyorum. Open Subtitles لا أستطيع أغلاق سحاب ملابس ابنت عمك السمينة
    Kertenkele kabartması, iki yönlü fermuar ve göğüs cebi var. Open Subtitles مزخرفة بنقش عن سحلية سحاب بإتجاهين و جيب على الصّدر
    Soyumuzun üstüne çöken kara bulutlar, ...gömüldü okyanusun derinliklerine. Open Subtitles وكل ما جثم في بيتنا من سحاب ثوى في صدر المحيط العميق
    Birkaç gündür bir yağmur bir Bulut. Open Subtitles وكانت الأيام القليلة الماضية مجرد مطر و سحاب مطر و سحاب،
    Buharlar yükseklerde Bulut halinde yoğunlaşır. Open Subtitles يرتفع بخار الماء، حتى يصل لارتفاع، يبرد فيه، ويتكثف إلى سحاب
    Gökyüzünde Bulut yokken yağmuru hissedeceksin. Nefreti, eğlenceyi ve acıyı hissedeceksin. Open Subtitles مطر بينما لا يوجد سحاب بالسماء ستشعر بالغضب والسرور والألم
    Alizeler esiyordu, gökyüzünde tek bir Bulut bile yoktu. Open Subtitles وكانت الرياح التجارية مستقرة ولم يكن هناك سحاب في الافق
    Ama dolunay var ve gökyüzünde hiç Bulut yok. Open Subtitles لكن القمر مكتمل ولا يوجد سحاب بالسماء
    Yoğun Bulut kümesinde kaybolan uçaktan bir daha haber alınamadı. Open Subtitles للوقود خلال الجو في البحر المتوسط. بعد أن أعتبرت مفقودة خلال سحاب من الركام السميك، لم يتم سماع شيئاً من الطائرة بعدها"
    Dikkat dağıtmak için tavana Bulut resmi koymuşlar. Open Subtitles يضعوا سحاب على السقف، لتشتت إنتباهكِ
    Arkasında durmuş, elbisesinin fermuarını açıyorum ve aynaya doğru eğilmeye başlıyor ki bu sayede yüzünü aynada daha rahat görebilsin. Open Subtitles انا اقف خلفها وأخلع سحاب فستانها وبدأت بالانحناء الى الأمام نحو المرآة وتستطيع ان ترى وجهها قريبا من المرآة
    İnşallah fermuarını çekmeyi unutmamıştır. Open Subtitles أنا فقط أدعو أن يكون تذكر أن يرفع سحاب البنطلون
    Alnında fermuar olan, hafif şişman biri değil, öyle değil mi? Donna! Open Subtitles أليس مفرط البدانة وعنده سحاب في جبهته ؟
    Küçük pofuduk bulutlar gibi bu odada zıplıyor olmamız gerekirdi. Open Subtitles من المفترض بنا أن نوثب حول هذه الكبينة كما لو أننا سحاب
    Merhaba Marnie, ben yeni arkadaşın Zipper... Open Subtitles مرحبا، مارني، انها صديقك الجديد، سحاب ...
    Ve Rusty, karın eli kulağında o yüzden sana bir ev lazım, fermuarı olmayan bir eve. Open Subtitles و روستي ستبدأ تثلج، في أي يوم من الأن وستحتاج لمنزل كما تعرف، بدون سحاب
    Ben O'yum ve beni Yüce Gücün sağında otururken göreceksin göğün bulutları üstünde. Open Subtitles ...أَنا هو وسترون ابن الإنسان جالساُ عن يمين القوة وآتياُ على سحاب السماء
    Fermuarlı naylon poşete koydum. Ama tüm hepsi orada. Open Subtitles وضعتها بكيس ذو سحاب موجودة كلها بالداخل.
    Havuzcunun montunun fermuarına sıkışmış bir doku parçası buldum. Open Subtitles أجل وجدت قطعة خيوط واقعة في سحاب سترة عامل الحوض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more