"سطح الماء" - Translation from Arabic to Turkish

    • suda
        
    • yüzeye
        
    • su yüzeyinin
        
    • su üstünde
        
    • su yüzeyine
        
    • yüzeydeki
        
    • suyun yüzeyinde
        
    • su yüzeyini yarmadan
        
    • su yüzeyinde
        
    • suyun üzerinde
        
    • suya
        
    suda 15 metre derine dalabilirim. Open Subtitles لا يمكنني ان اغطس تحت سطح الماء لعمق 50 قدما
    Barrow, Alaska yakınlarında buzda sıkışan üç balinadan biri dünden beri yüzeye çıkmadı. Open Subtitles احد الحيتان ال3 العالقة قبالة بارو لم يظهر على سطح الماء منذ الامس
    Kocaman bir canavar olan Kendine Zarar Verme, su yüzeyinin hemen altında her zaman pusuda bekler. TED وهو وحشٌ ضخم يكمُن دائمًا في مكانٍ قريب تحت سطح الماء.
    ♪ Küçük olan yusufçuk gibi... davranarak su üstünde seker. ♪ Open Subtitles تفتح العنقاء أجنحتها. إدعاء الأصغر الالأخت يقشط أبو مغزل سطح الماء.
    Gelecek aylarda sayıları artacak ve sonunda trilyonlarcası su yüzeyine çıkacak. Open Subtitles على مدار الشهور القادمة، سيتضاعفون يتمركزون على سطح الماء بالتريليونات
    Sonra yüzeydeki çatlaklar gibi tel tel ayrılmaya başladı. Open Subtitles وطفق ينبسط وكأن سطح الماء عليه شقوق.
    suyun yüzeyinde bulunan dalgaların neden olduğu bozukluk yönlerini tersine çevirebilmek için saptırma yazılımını kullandım. Open Subtitles حسناً، لقد استخدمت برنامج طوي لعكس اتجاه التشوه الناتج عن موجات سطح الماء
    Su rezervlerine konduklarında, küçük ayakları ölümcül bakteriyi su yüzeyini yarmadan bulaştıracak. Open Subtitles يهبطون على خزانات الماء أقدامهم الصغيرة تنقل بكتيريا قاتلة بدون تحريك سطح الماء
    Balıkların, suda oluşturdukları dalgacıklardan doğan ses yankılarını takip ederek onları yakalamak gibi kendilerine has bir özellikleri vardır. Open Subtitles الذي يستطيع إصطياد الأسماك يلاحقهم من إرتداد صوت التموجات على سطح الماء
    Uçtuğumu düşünebilirsin. Hatta belki de suda yürüdüğümü falan. Open Subtitles قد تعتقد أنني أطفو , تعرف , ربما أسير على سطح الماء
    Savaş karada askerler arasındaydı, suda odun tokuşturma değildi. Open Subtitles -لقد كانت المعركة تدور على الارض بين الرجال و ليس بين الاخشاب الطافية على سطح الماء
    yüzeye çıktıklarında ise, herhangi bir ticaret gemisi konvoyundan daha hızlıydılar. Open Subtitles على سطح الماء كانت أسرع من أى سفينه من سفن الأسطول التجارى
    Kalp atışlarımı yavaşlatabildim böylece yüzeye çıkıncaya kadar nefesimi tutabildim. Open Subtitles تدبرت ابطاء خفقات قلبي لكي أتمكن من حبس أنفاسي حتى أكون خارج سطح الماء
    Bir deliği yamayacaksınız. Böylece ona hava pompalayıp yüzeye çıkaracağız. Open Subtitles سنثقبها حتى نملأها بالهواء و نرفعها إلى سطح الماء
    Volkanik akıntı denizle temasa geçtikçe sıcak kül su yüzeyinin kaynamasına yol açtı. Open Subtitles ، كما أنّ تدفقات الحمم البركانية ضربت البحر ، تسبب الرماد الساخن بغليان سطح الماء
    Dolana kadar şişeciği su yüzeyinin altında tut, ve de kuyuyu mühürlemek için efsun sözlerini tekrar et. Open Subtitles عقد القارورة تحت سطح الماء حتى يتم ملأها وتلاوة تعويذة لاغلاق البئر.
    Ben oraya vardığımda adam su üstünde kalmak için karısını suyun altına sürüklüyordu. Open Subtitles في الوقت الذي وصلت الى هناك، كان الزوج يسحب زوجته لأسفل، حتى يبقى فوق سطح الماء.
    Ancak 140 yıllık bir döngüsü var ve bu sürenin yarısını su üstünde geçiriyor. Open Subtitles لكن دورتها منوطة بـ 140 عام، وتقضي نصفهم فوق سطح الماء.
    su yüzeyine çikar, mucizevî biçimde yarali degildir. Open Subtitles طفا على سطح الماء ولم يتعرض لاذى بأعجوبه
    Mosasaurus'a su yüzeyine yakın avlanması öğretildi dişini batırdığı her şeyi yiyebilir. Open Subtitles كان يعتقد أن حوت الـ(موساسورس) ...يصطاد قرب سطح الماء حيث كان يفترس أيّة شيء يستطيع غرز أسنانه فيه
    Sonra yüzeydeki çatlaklar gibi tel tel ayrılmaya başladı. Open Subtitles وطفق ينبسط وكأن سطح الماء عليه شقوق.
    Kimse, kendilerini suyun yüzeyinde bu kadar çabukça ileriye doğru itmelerini nasıl yaptıklarını çözemiyordu Open Subtitles لم يستطع أحد اكتشاف آلية دفع أنفسهم عبر سطح الماء بسرعة كبيرة.
    Su rezervlerine konduklarında, küçük ayakları ölümcül bakteriyi su yüzeyini yarmadan bulaştıracak. Open Subtitles يهبطون على خزانات الماء. أقدامهم الصغيرة تنقل بكتيريا قاتلة بدون تحريك سطح الماء
    Ay su yüzeyinde ışıldadığında sanki binlerce küçük balık dans ediyormuş gibi olur. Open Subtitles عندما يسطع ضوء القمر على سطح الماء يبدو وكأن هناك الألف من الأسماك الصغيره تتراقص على الماء
    Plastikten yapılmış bir vücudu var ve suyun üzerinde oturuyor. TED لديه جسد، جسدها مصنوع من البلاستيك، ويمكث على سطح الماء.
    Şöyle bir tur attı ve suya saçılan kolileri toplamaya başladı. Open Subtitles ثم بدء افراد طاقمها فى جمع الصناديق الطافيه على سطح الماء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more