Ülkeniz, hükümetiniz tarafından verilen pasaportlardaki tüm seyahat ayrıcalıklarını askıya aldı. | Open Subtitles | بلادك قد أوقفت مؤقتآ إمتيازات جميع السفريات التى أصدرتها حكومتك على جواز سفرك |
Ülkeniz, hükümetiniz tarafından verilen pasaportlardaki tüm seyahat ayrıcalıklarını askıya aldı. | Open Subtitles | بلادك قد أوقفت مؤقتآ إمتيازات جميع السفريات التى أصدرتها حكومتك على جواز سفرك |
Aslına bakarsan doktor, seyahat planlarını ertelemen gerekecek. | Open Subtitles | فى الواقع أيها الطبيب سيكون عليك تأجيل خطط سفرك |
Uzun bir Yolculuk yapsan da sorunlarını çöz. | Open Subtitles | حلّي كل مشاكلك، حتى لو يعني ذلك سفرك لمسافات طويلة |
Bu hayatta Yolculuklarınız sizi nereye götürürse götürsün umarım Capeside'ı hep yanınızda götürürsünüz. | Open Subtitles | وآمل أن لا يهم أين سفرك تقودك في هذه الحياة... ... سوف تأخذ دائما Capeside معك. |
Şirket seyahat harcamalarınızı karşılayacak, dairenizi ayarlayacak. | Open Subtitles | سوف تدفع الشركة مصاريف سفرك وسوف توفر لك شقة |
Yani... Bu yüzden bu kadar yoğun bir güvenlik ekibiyle seyahat ediyorsun. | Open Subtitles | هذا سبب سفرك مع ذلك الفريق الأمني المُشدد |
Profesör, söylesenize... bu kadar çok seyahat ederken... düzenli olarak birpsikiyatra gitmeye fırsatınız olmuyordur... öyle değil mi? | Open Subtitles | ...أخبرني يا بروفيسور ...أعتقد بسبب سفرك طوال الوقت... ...أنت لا تملك الوقت لترى أخصائي نفسي بشكل منتظم... |
Neşe ve üzüntüyü, kahkahayı, duygudaşlığı, merhameti duyumsa... ve duygusal belleğini seyahat çantana yerleştir. | Open Subtitles | إشعربالبهجةوالأسى,الضحك,التعاطف,الشفقة ... و احمل ذكراها العاطفية في حقيبة سفرك |
Ona söyledim, seyahat belgelerinle birlikte bekliyor olacak. | Open Subtitles | اخبرته أن يكون فى الإنتظار بوثائق سفرك |
Efendim üzgünüm ama seyahat planınızla ilgili bir sorun var. | Open Subtitles | سيدي، أخشى أن هناك مشكلة مع سفرك |
seyahat kayıtlarına göre, 1985'te Syracuse Üniversitesi'nde bir konferans vermişsin. | Open Subtitles | طبقاً لسجلات سفرك في عام 1985، قدَّمتَ محاضرة في جامعة "سيراكيوز" |
- Net söylemek gerekirse, kampanya seyahat hesabınız. Bu olamaz. | Open Subtitles | على وجه التخصيص، حساب سفرك الانتخابي |
seyahat giderlerin, kayıt ediliyor. | Open Subtitles | نفقات سفرك مسألة سجل عام |
İşte paran ve seyahat belgelerin. | Open Subtitles | ها هى نقودك وورق سفرك |
seyahat belgelerini hazırlıyoruz. | Open Subtitles | نحن نقوم بحجز وثائق سفرك جيد |
Adreslerini ve senin için seyahat belgesini de aldım. | Open Subtitles | لديّ العنوان ، وأوراق سفرك |
Caracas'a giderken kendine ve çocuğa bir seyahat kitapçığı götür. | Open Subtitles | خذي كتاب سفرك أنتِ والأخ إلى "كاراكاس". |
Kimse yolculuğunu berbat etmek istemez dostum. -Aslında ben yanlız Yolculuk etmek istiyordum. | Open Subtitles | لن اسعي لاعاقتك في سفرك في الحقيقة، أفضل الذهاب علي طول وحدي . |
- Yolculuk iyi miydi? | Open Subtitles | هل كان سفرك مريح؟ |
Yolculuklarınız sırasında Khan adında bir adamla karşılaştınız mı? | Open Subtitles | هل واجهت أثناء سفرك رجل يدعى (خان)؟ |
pasaportunuzu görebilir miyim lütfen? | Open Subtitles | من فضلك، هل يمكنني رؤية جواز سفرك يا سيدي؟ |