| Sokakta yanlarına gelmiş bıçağı sırtlarına dayamış gözlerin bağlamış ve çöle götürmüş. | Open Subtitles | اقترب منهن في الشارع يضع سكينا في ظهرهن يعصب عيونهن ويأخذهن للصحراء |
| Bu beyazın kalmasına izin verirsen puştun boynuna bıçağı sokarım. | Open Subtitles | ،إن تركت المعتوه يبقى الحقير سيغرس سكينا برقبته هنا تماماً |
| Bacaklarımı açmamla başka bir kadın daha geldi ve bu kadının bir bıçağı vardı. | TED | كما فتحت ساقي، جاءت امرأة أخرى، وهذه المرأة كانت تحمل سكينا. |
| Sonra yaşlı kadın elinde bir bıçakla bana doğru geldi. Keskin, paslı bir Bıçak. Daha önce hiç su ya da güneş yüzü görmemiş gibiydi. | TED | أتت المرأة تجاهي حاملة سكينا صدئت واحدة من السكاكين الحادة، برتقالية المظهر، لم ترى الماء أو ضوء الشمس من قبل |
| Düğün hediyesi olarak aldığı bıçakla onları doğradı. | Open Subtitles | إستخدمت سكينا كانت قد حصلت عليها ضمن هدايا الزفاف |
| Tiyatroda Bıçak, Bıçak değildir ve kan da sadece ketçaptır. | TED | على المسرح، السكين ليس سكينا والدم هو مجرد صلصة طماطم. |
| Dışarıda bıçaklı bir adam olsa bile bağırmak zorundasın çünkü geri dönmüyoruz. | Open Subtitles | يستحسن أن تكونا كذلك لأني لن أعود بالسيارة حتى لو كان هناك رجل في الخارج يحمل سكينا |
| Kıyafetlerini çıkarmasını istedim. Bana doğru gelirken bıçağı aldım. | Open Subtitles | طلبت منها ان تخلع ملابسها عندما كانت تأتي ناحيتي التقطت سكينا |
| Sanığın bir bıçağı vardı! Ve Ustad Akutagawa'yı arkadan bıçakladı... | Open Subtitles | هذا المتهم كان معه سكينا و طعن بها السيد (اكوتوجاوا) |
| Sonunda elime bıçağı alıp herifi ziyaret etmek durumunda kaldım. | Open Subtitles | وفى النهايه ذهبت اليه وأنا أحمل سكينا |
| Annemle gitti. bıçağı var. | Open Subtitles | لقد غادر مع والدتي انه يحمل سكينا |
| bıçağı ona vermek için iyi bir gün değil. | Open Subtitles | حسنا,ليس يوما جيدا لنعطيها سكينا |
| Sonra ceketinde bir tane avcı bıçağı bulduk. | Open Subtitles | ثم وجدنا سكينا الصيد في سترة الخاص بك. |
| Bugün eli tutan, yarın bıçağı tutar. | Open Subtitles | اليد التي تصافح اليد لاحقا تحمل سكينا |
| Bu torbadan bir adet bıçakla bir çift uzun kollu kerpeten çıkacak. | Open Subtitles | في تلك الحقيبة سوف تجد سكينا وزوج من كماشة الانف الطويل. |
| Buraya bir bıçakla bu kadar rahatlıkla gelebildiysen... bu deneyin bir parçası olan... | Open Subtitles | انه الشخص الوحيد الذي يملك سكينا لو ان احدنا جزء من التجربة ربما كان انت |
| Zorlama silahı ya da bıçakla tehdit ederek içeri girmiş olabilir. | Open Subtitles | إجبارعلى الدخول يحمل سكينا او مسدسا عليها ويجبرها على إدخاله |
| Benim gemimde Bıçak çekersen o bıçakla deşerim seni. | Open Subtitles | يمكنك سحب سكينا على سفينتي، وأنا لن القناة الهضمية كنت معها. |
| ...hamile bir kadının hokey maçında bana Bıçak çektiği zamandı. | Open Subtitles | عندما سحبت عي فتاة حامل سكينا علي في لعبة الهوكي. |
| Ems, odanda bıçaklı bir adam vardı derdi de mücevher zulanı boşaltmak değildi. | Open Subtitles | ايمز كان هناك رجلا بغرفتك معه سكينا هو لم يأتي من اجل خمر الكارتير |
| Zihinsel engeli olan bıçaklı bir kadına karşı silahlarını doğrultmuş 7 kişi vardı. | Open Subtitles | كان هنالك 7 ضباط مسلحون ضد امرأة مختلة عقليا تحمل سكينا |
| Bu bir bıçaktı, değil mi? Ve ben onu kaybettim. | Open Subtitles | هذه كانت سكينا, وانا فقدتها ,اليس كذلك ؟ |
| terliyor, yapılı, b.ktan bir evin tuğlası gibi, bıçağını çekiyor, 30 cm. uzunluğunda... ve bana doğru olabildiğince hızlı koşmaya başlıyor. | Open Subtitles | و هو يتعرق, و بنيته كبيت طوب برازي يخرج سكينا, طولها 12 إنشا و ثم يبدأ بالركض تجاهي بأسرع ما يستطيع, و هو هكذا |