Orada kalın. Bizi rahat bırakın. Dostuma benden selam söyleyin. | Open Subtitles | أبقوا هناك، دعونا وشأننا وبلغ صديقي سلامي |
*Eğer esaretten kurtulursanız gelinime selam söyleyin. | Open Subtitles | بلغ سلامي لعروسي أن تمكنت من الافلات من الأسر |
İyi ve bir kaç küçük yeşil adamla karşılaşırsan, benden selam söyle. | Open Subtitles | حسنا وإن رأيت رجالا صغار لونهم أخضر, فبلغهم سلامي. |
Onlara selamımı söylemeyi unutma. | Open Subtitles | حسناً ، تأكـّد من أن توصل سلامي لكليهما. |
Bana salam ve peynirli sandviç ve bir bardak bira gönderin. | Open Subtitles | أريد أن أوصيك من فضلك لكي تحضر لي ساندويش سلامي بالجبن مع كأس من البيرة |
Görüşürüz. Güzel karına selamlarımı ilet. | Open Subtitles | سنتقابل وقتها أبلغ سلامي لزوجتُكَ الجميلة |
Eve döndüğünüzde görüşürüz. Sizinkilere selam söyle, Erik. Söylerim. | Open Subtitles | أراكم أيها الرفاق في حفلة العودة أرسل سلامي لوالداك إيريك |
Florida'yı sıcak tut. Columba'ya ve çocuklara selam söyle. | Open Subtitles | ابقي فلوريدا حارة ، وأوصل سلامي لكولومبا والأطفال |
O halde ikiz kardeşinize selam söyleyin. | Open Subtitles | حسنٌ، رجاءً أبلغي سلامي لشقيقتك التّوأم الجميلة عندما ترينها |
Sonra görüsürüz. Çocuklar ekibin geri kalanina benden selam söyleyin. | Open Subtitles | سنتحدّث قريباً، أوصلوا سلامي لبقيّة أفراد الفريق نيابة عنّي. |
Jimmy'yi bir dahaki görüşünde selam söyle. Ortak noktamız çok gibi. | Open Subtitles | في المرة القادمة حين تقابلين "جيمي" بلغيه سلامي يبدو أن لدينا الكثير من ألأمور المشتركة |
Kardeşine selam söyle. Söylerim. | Open Subtitles | أبلغي سلامي لأخيك يا جين سأفعل |
Warrick'e selam söyle. Herhangi bir gelişme olursa beni bilgilendir. | Open Subtitles | بلغي (وورك) سلامي و أعلموني إذا تم اكتشاف أي شيء |
Ve oraya vardığında, Bay Kanun'a benden çok selam söylemeyi unutma! | Open Subtitles | حين تصل إلى هناك، تأكد من أن تبلغ (جون لو) سلامي. |
Bizim küçük pezevengi görecek olursan selamımı söylersin. | Open Subtitles | إذا صدف ورأيت ذلك الحقير القصير، فأبلغه سلامي |
Bizim küçük pezevengi görecek olursan selamımı söylersin. | Open Subtitles | إذا صدف ورأيت ذلك الحقير القصير، فأبلغه سلامي |
Uyuyan Güzel'e selamımı söyleyin ya da Uyuyan Babacık mı desem? | Open Subtitles | أرسلي سلامي للجميلة النائمة أمْ هو دور الأب النائم؟ |
salam ve peynir. | Open Subtitles | أوه سلامي، سلامي وبعض الجبن. شكراً لك وإلى اللقاء. |
Tam olarak soğuk salam şeklinde normal bir erkek oldum. | Open Subtitles | لم اصبح سلامي باردة عندما قررت ان اصبح مستقيم |
Oraya ulaştığınız zaman, keşişe selamlarımı iletin lütfen. | Open Subtitles | عندما تصلين إلى هناك بلغي سلامي إلى الرهبان. |
Benim için ona bir merhaba demeyi unutma olur mu? | Open Subtitles | على ما أظنّ تأكّد أن تبلّغها سلامي ، حسناً ؟ |
Melinda'ya sevgilerimi ilet! Bu ne? ! | Open Subtitles | بلغ سلامي وحبي لميلندا ما هذا ؟ |
Döndüğünde mareşale saygılarımı iletin. İyi geceler. | Open Subtitles | أبلغ سلامي للمارشال عندما يعود |
Gerçek Macar salamı. Harika! | Open Subtitles | سجق "سلامي" هنغاري حقيقي، رائع! |
salamlı ve fıstık ezmeli. | Open Subtitles | سلامي لحوم البقر مع زبدة الفول السوداني؟ |
Şarküterici, salamla ne yaptığımızı görecek. | Open Subtitles | بائع الأطعمه سيرى ماذا فعلنا بسجق الـ"سلامي" |
Yalnızca onlar için yerle bir ettim kendi iç Huzurumu. | Open Subtitles | ولقد عكرو بذلك صفو سلامي من أجلهم فقط |