Sizi Tirania ve Andari barış delegasyonu liderleri ile tanıştırabilir miyim? | Open Subtitles | * أقدّم لكم زعماء * تيرانيان * ووفود سلامِ * أنردي |
barış için geldiğimize sizi şahsen temin ederim, dostluktan başka bir şey istemiyoruz. | Open Subtitles | أردتُ إعْطائك عهدى الشخصيَ بأنّنا نأتى في سلامِ لا نريد شيءِ أكثر مِنْ الصداقة |
Kazmi köpeği tarafından ülkelerimiz arasında barış olacağı konusundaki gülünç hayallere inandırılıp kandırıldı. | Open Subtitles | مَخْدُوع بذلك كلبِ Kazmi للإعتِقاد في بَعْض الأمل الكاذبِ المضحكِ سلامِ بين بلدانِنا؟ |
Dünyada barış konulu kağıtlardan 5 top alıyorsun. | Open Subtitles | - حول غارفيلد. - أوه، يَعطيني ذلك. أنت تَحْصلُ على خمس لفّاتِ سلامِ على الأرضِ |
Buraya barış yapmaya geldiğimizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدنا اننا هنا لعَمَل سلامِ. |
Adrian, nobel barış ödülünü kazanan ilk başkan kimdir? | Open Subtitles | أدريان، الذي كَانَ الرئيسَ الأولَ لرِبْح جائزةِ سلامِ nobel؟ |
"barış, diğer elemandan daha büyük bir sopaya sahip olmak demektir." | Open Subtitles | "وسائل سلامِ سَيكونُ عِنْدَها a أكبر إلتصقْ مِنْ الرجلِ الآخرِ." |
Bir Goniff barış Koalisyonu üyesinin taşıdığı bomba patladı. | Open Subtitles | قنبلة حُملت من قبل عضو في** **تَحَالُف سلامِ جونيف انفجرت |
Evet, o benim işte, barış Ödülü almam lazım. | Open Subtitles | نعم، هذا أنا -- مادّة جائزةِ سلامِ. |
barış yapalım diye sana bir hediye getirdim. | Open Subtitles | جَلبتُك a عرض سلامِ. |
barış teklifi olarak Barky'ye getirdim. | Open Subtitles | تَركتُه للحائيِ كa عرض سلامِ. |
- Biliyorum. Bu bir barış teklifi. | Open Subtitles | دة عرض سلامِ. |
Bir barış göstergesi. | Open Subtitles | عرض سلامِ. |