"سلسلة من" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir dizi
        
    • bir sürü
        
    • dizisi
        
    • bir seri
        
    • zinciri
        
    • bir takım
        
    • bazı
        
    • birçok
        
    • zincir
        
    • başladı
        
    • zincirleme bir
        
    • oluştuğunu
        
    • serisi olarak
        
    Annesi tek taraflï felçmis. Belli ki, bir dizi beyin kanamasï. Open Subtitles كانت والدتها مصابة بشلل نصفي بسبب سلسلة من السكتات على مايبدو
    Genç imparator... bir dizi büyük gösteri düzenlemiş... babası Marcus Aurelius... onuruna. Open Subtitles ..إن الإمبراطور الشاب قد نظم سلسلة من العروض فى ذكرى والده الراحل
    Çekilmekten kaçtığınızı gösteren bir dizi çekimle de olsa dahi. Open Subtitles حتى لو كان كل مالدي هو سلسلة من تجنبك لي
    Birkaç hafta sonra gazetede bir sürü aşırı doz haberi okudum... Open Subtitles وبعد بضعة أسابيع، أقرأ بالجريدة حول سلسلة من جرعات المخدرات الزائدة
    - Bazıları bir dizi toprak kayması sonrasında açıklanmadı. 1900lerin başında. Open Subtitles بعد سلسلة من الانهيارات و الانزلاقات الطينية في بداية القرن 19
    Eğer yücelmezsem, ölümüme yol açacak bir dizi genetik mutasyona yol açıyor. Open Subtitles لقد أطلق سلسلة من التحولات الجينية التي ستنتهى بموتى إذا لم أرتقى؟
    Yetenek ve sapkın davranışları ölçen bir dizi yarıştan oluşuyordu. Open Subtitles إنها سلسلة من التحديات تتضمن المهارة العالية و التصرف الشاذ
    Elimizde sadece, kaba güç kullanılarak işlenmiş vahşi bir dizi cinayet var. Open Subtitles ما لدينا، هو سلسلة من جرائم القتل الشنيعة ارتكبت بواسطة قوى عنيفة
    Hayat, bir dizi rasgele meydana gelen kaza ve hatalardan ibaret. Open Subtitles و الحياة ما هي سوى سلسلة من الحوادث العشوائية و الأخطاء
    bir dizi koruyucu ailede yetişmişsin ve hiçbirisi seni bir yıldan fazla tutmamış. Open Subtitles مترعرعة في سلسلة من دور اليتامى و لم تبقكِ إحداها لأكثر من عام
    Bizi bir dizi kışkırtıcı, bilimsel soruyu cevaplamamız için cesaretlendiriyor. Open Subtitles انها تُمكننا من الاجابة على سلسلة من الأسئلة العلمية المُستفزة.
    bir dizi kasnak ve kol hazırlayıp, ...fiziksel temas olmadan taşıyabiliriz. Open Subtitles نخترع سلسلة من البكرات والرافعات فلا نضطر للاتصال جسدياً مع الجهاز
    Ya da bir dizi seçim, hiç başlayamadığın alternatif bir hayata götüremiyor mu? Open Subtitles أو سلسلة من القرارات التي ستعيدك إلى حياتك البديلة التي لم تتسنى لك؟
    bir sürü kapanları var, yabani domuz, yılan, maymun, kemirgen, ne olursa, yakalamak için tuzak kuruyorlar. TED لديهم سلسلة من الأفخاخ التي نصبوها لصيد الخنازير البرية، والثعابين والقرود القوارض، كل ما يمكنهم صيده، حقاً
    İlginç rastlantılar dizisi sonucu, baş sanıklıktan mağdurluğa geçişin tek örneği. Open Subtitles مثال على المشتبه المثالي الوقوع ضحية إلى سلسلة من المصادفات الشريرة.
    bir seri mucizelerle, annem ve babam New York'a gitmek için burslar kazandılar. TED ثم، خلال سلسلة من المعجزات حصل كِلا والديّ على منحة للدراسة في نيويورك.
    İlki 1960 yılında Indiana Medical Journal'da yayınlandı ve Goliath'ın boyunda dair bir açıklama ile başlayan bir spekülasyon zinciri başlattı. TED الأول كان في العام 1960 في جريدة إنديانا الطبية، بدأت سلسلة من التكهنات والتي بدأت بوصف طول جالوت.
    Çocukların oynama şekline bakarsanız, bir şeyi açıklamalarını istediğinizde yaptıkları aslında bir takım deney gerçekleştirmek. TED لو أنك تأملت طريقة لعب الأطفال، أو حين تطلب منهم تفسير أمر ما، فما يقومون به هو في الحقيقة سلسلة من التجارب.
    Ve şimdi sırada, size bazı sıradan Pakistanlıların kalplerine ve zihinlerine farklı bir bakış sunmak için Pakistan'ın en dinamik ve genç fotoğrafçılarından bazıları tarafından çekilmiş bir dizi fotoğraf var. TED وما سيعقب هو سلسلة من الصور، سلسلة من الصور تم التقاطها بواسطة بعض أكثر مصوري باكستان الشباب الحيويين، الذين يهدفون لتقديم لمحة بديلة، نظرة داخل قلوب وعقول بعض المواطنين الباكستانيين العاديين.
    Harvey canlı ve ölü hayvanlar üzerinde birçok deney gerçekleştirdi. Open Subtitles أجري هارڤي سلسلة من التجارب علي الحيوانات الحية و الميتة
    Söğüt ağacından bir dizi çember oluşturuluyor. Doğal dünyanın oluşma aşamalarını ve hayatın güzelliklerini göstermek için bir zincir oluşturuluyor. TED سلسلة من الأطواق تُصنع من خشب الصفصاف ويتم توصيلهم معاً لخلق تشكيلات من العالم الطبيعي، لتظهر مظاهر جمال الحياة المتعددة.
    Buna rağmen seni onun cinayetine götürecek zincirleme olaylar başladı. Open Subtitles و لكن قد بدأت سلسلة من الأحداث هذه السلسلة ستقودك بعناد إلى قتله
    Aynı elementlere kendimi de maruz bırakmıştım, hücrelerim zincirleme bir mutasyon başlattı. Open Subtitles عرضت نفسي لنفس العناصر وخلاياي بدأت سلسلة من الطفرات
    İnsan vücudunun bir dizi güçlü ve zayıf noktadan oluştuğunu anlattı. Open Subtitles وضَّح أن الجسم البشريّ عبارة عن سلسلة من نقاط القوة والضعف
    Hatta, bir 20. yüzyıl düşünürü, daha ileriye giderek, Batı felsefesinin tamamını, Platon'un bir dipnot serisi olarak tanımlamıştır. TED ذهب أحد فلاسفة القرن العشرين لأبعد من ذلك فوصف كل الفلسفة الغربية على أنها سلسلة من هوامش أفلاطون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more