Yukarı tırmanıyorum ve arkada, en arkada daha da yukarı tırmanılan tahtadan bir merdiven var. | TED | أواصل الصعود، ويوجد مكان، في الخلف، عليك أن تصعد سلماً خشبياً لتصل إليه. |
Bu maç satılmış. Tanrı aşkına bunlar portatif merdiven kullanıyor. | Open Subtitles | إنهم يغشون في اللعبة، استعملوا سلماً زائفاً |
Bu maç satılmış. Tanrı aşkına bunlar portatif merdiven kullanıyor. | Open Subtitles | إنهم يغشون في اللعبة، استعملوا سلماً زائفاً |
Hizmetli dolabında sahte bir dolap var. Bir merdiveni gizliyor. | Open Subtitles | يوجد جدار مزيف في حجرة البواب يغطي سلماً |
Orada bariz bir hiyerarşi var. Kurumsal bir hiyerarşi var. | Open Subtitles | هناك سلماً نظيفاً |
Eh, her zaman aşağı bir merdiven göndermelerini isteyebilirsin. | Open Subtitles | حسناً، بإمكانكِ أن تطلبي منه أن يرسل سلماً |
Balık ağları gördüm, onlardan merdiven yapabilirim. | Open Subtitles | رأيت شباك صيد. يمكنني جدلها لتغدو سلماً. |
Ve asıl yapmak istediğim yandan bir merdiven atmak ve tüm çocukları alıp bu güzel çayıra gelmek. | TED | وما أردت القيام به فعلاً هو أن أرمي سلماً إلى ذلك الجانب وأجعل كل أولئك الأطفال يصعدون و ينضمون إلي في هذا السهل البديع. |
Barrymore, senden bir merdiven, ip ve el feneri getirmeni ve hepsini beş dakika içinde arabaya yüklemeni istiyorum. | Open Subtitles | باريمور " ، أريد منك أن تحضر سلماً " و بعض الحبال و الفوانيس و تقوم بتحميلهم على العربة فى غضون خمس دقائق |
Anne kurtarma ekiplerini çağırıyor... Babam büyük bir merdiven yapıyor ama çok sağlam bir şey değil. | Open Subtitles | "أمي تتصل بوكالات الإنقاذ وأبي يصنع سلماً لكنه منخفض الجودة" |
Ciddiyim. merdiven sürüyorum, tanrı aşkına. | Open Subtitles | أنا جاد, أنا أقود سلماً بحق الله |
merdiven alırım, illa o da merdiven alır. | Open Subtitles | احضرت سلماً هو ايضاً اشترى سلماً |
Yangın çıkışına giden bir merdiven görüyorum. | Open Subtitles | أري سلماً يؤدى الي مخرج الحريق |
Pencereme merdiven mi dayadın nedir? | Open Subtitles | هل تسلقت سلماً إلى نافذتي مثلاً؟ |
Ama o namussuz, tırmanmak için merdiven kullanır. | Open Subtitles | لكن ذلك الوغد، يستعمل سلماً للصعود |
77. otoyoldan gidiyordum ve bir billboardın yanında duran bir merdiven gördüm. | Open Subtitles | ...اذاً كنتُ أقود في الطريق 77 .ورأيت سلماً أسفل لافتة |
Bir merdiven şu havalandırmanın altına. | Open Subtitles | أريدُ سلماً هنا أسفلَ فتحةِ التهوية |
Daha önce de merdiven tırmandım! | Open Subtitles | انا تسلقت سلماً من قبل |
Mills, 10 metrelik merdiveni kap. | Open Subtitles | أجلب لي سلماً بطول 35 قدم يا ميلز |
Mills, Otis, düz merdiveni getirin. | Open Subtitles | ميلز)، (أوتيس)، إرفعا سلماً) .مستقيماً إلى موضعنا |
Orada bariz bir hiyerarşi var. Kurumsal bir hiyerarşi var. | Open Subtitles | هناك سلماً نظيفاً |