"سمح لكِ" - Translation from Arabic to Turkish

• izin verdi
• kim söyledi
• izin vermesine
• izin vermesi

Babam onunla çıkmana izin verdi ama evlenmenize asla izin vermeyeceğini söyledi.
سمح لكِ والدي بمواعدته لكن لم يقول بأنه سيزوجكما

Açıkça benden önceki Nicholas gibi batırmamak kimsenin tanıklık etmediği sizinle bir anlaşma yaptı ve harap etmenize izin verdi.
وما هي تلك الأوامر يا ترى؟ حسناً وبصراحة هو أن لا أفسد العمل مثلما فعل المبعوث السابق نيكولاس سمح لكِ بتمزيق معاهدة

Anne babanız ayrılmanıza izin verdi mi?
سمح لكِ والداك بالمغادرة بهذه السهولة؟

Beni kovman için toplantı yapmanı kim söyledi?
من سمح لكِ بعمل اجتماع لطردي؟

Dışarıda sapıklar özgürce dolaşırken babanın evden çıkmana izin vermesine inanamıyorum. İzin almadım ki.
لا أصدق أنَّ والدكِ سمح لكِ بالخروج بوجود ذلكَ القاتل - لم يفعل -

Şeytanın bunları hatırlamanıza izin vermesi beni şaşırttı Bayan Dolan.
" أنا مُندهش بأن الشيطان سمح لكِ بأن تتذكري أى آيه يا سيدة " هاريت

Pavlichenko, mevzini terk etmene kim izin verdi?
ما الذي سمح لكِ بـ مغادرة موقعك ؟

- Ollie, selam! Bu parti manyak! - Buraya kim girmene izin verdi?
مرحبًا (أولي) , هذا الحفل مُزرٍ من سمح لكِ بالمجيء لهنا ؟

Babacık nihayet arabayı sürmene izin verdi demek?
أخيراً سمح لكِ أباكِ بقيادة السيارة في الطريق؟ {\pos(190,210)}

Hiç sürmenize izin verdi mi?
هل سمح لكِ ابداً بقيادتها؟

- Fotoğraf çekmene kim izin verdi?
و من سمح لكِ بإلتقاط الصور؟

- Girmenize kim izin verdi?
-من سمح لكِ بالدخول؟

- Babam gelmene izin verdi mi?
-هل سمح لكِ أبي بالمجيء؟

Sana kim izin verdi?
-من سمح لكِ بالخروج؟

Sana numaramı verebileceğini kim söyledi?
من سمح لكِ بإعطاء رقمي لأحد؟

Onu kullanabileceğinizi kim söyledi?
-من سمح لكِ باستعمال هذا؟

Casso senin gitmene izin vermesi için aptal olmalıydı.
سيكون (كاسو) أحمقاً لو سمح لكِ بالرحيل