Doğa, 20 amino asitli bir alfabe kullanır, bazılarının ismini Duymuş olabilirsiniz. | TED | في الطبيعة ألفبائية، تتكوّن من 20 حمضًا أمينيـًا. البعض منها ربما سمعت به. |
Belki bir yerde Duymuş ya da okumuşumdur. | Open Subtitles | ربما أكون قد سمعت به أو قرأت عنه في مكان ما |
Zaten Duymuş olsaydın işini iyi yapamıyordur. | Open Subtitles | حسناً، إذا كنت سمعت به قبلاً فإنه لن يكون قائماً بعمله جيداً |
Oynadığım film -- muhtemelen duymuşsundur -- | Open Subtitles | ...كنت في فيلم... من المحتمل انك سمعت به |
Birinin ismi olmalı. Daha önce duydun mu? | Open Subtitles | لا بد أنه اسم شخص ما هل سمعت به من قبل ؟ |
Ben imzalamadım çünkü olayı görmedim ama Duydum. | Open Subtitles | لم أوقع على أية اتفاق لم أكن متواجداً لكني سمعت به |
Tüm hayatım boyunca bu kadar saçma bir şey duymadım. | Open Subtitles | انها اكثر شيء مثير للسخرية سمعت به في حياتي |
Onu duymuştum, fakat asla onunla karşılaşmadım. | Open Subtitles | لقد سمعت به, ولكن لم يحدث ان قابلته ابدا |
Saldırgan daha önce hiç duymadığım güçte bir yıldırım topu kullanmış. | Open Subtitles | المُهاجم إستخدم مدفع يدوي قوي الّذي لم يسبق أنّ سمعت به من قبل. |
Adını akademide Duymuş olmalısın. | Open Subtitles | ربما قد سمعت به من الأكاديمية. |
Sarılık. Hiç Duymuş muydun? | Open Subtitles | التهاب الكبد هل سمعت به من قبل ؟ |
- Adını Duymuş olabileceğim ünlü bir roman yazdınız mı? | Open Subtitles | هل كتبت أي شيء شعبي؟ ، لربما سمعت به! لدي كتاب جديد سيصدر وسيحدث بعض الضجة |
Hiç Duymuş muydun? | Open Subtitles | هل سمعت به من قبل ؟ |
- Bilmem. Duymuş işte. | Open Subtitles | لا أعلم فقط سمعت به |
Adını Duymuş muydunuz? | Open Subtitles | هل سمعت به من قبل؟ |
- Dostum, bunu duymuşsundur. - Duydum. | Open Subtitles | لابد وأنك سمِعت به سابقًا - لقد سمعت به - |
-Onu duymuşsundur. | Open Subtitles | أجل .. سمعت به. |
Sarılık. Hiç duydun mu? | Open Subtitles | التهاب الكبد هل سمعت به من قبل ؟ |
Meksika yemekleri yapan bir restoran Duydum. Adı Cabanita. Biliyor musun? | Open Subtitles | سمعت مؤخراً عن مطعم مكسيكي اسمه (كابنيتا) هل سمعت به ؟ |
Yalnızlık için bundan daha iyi bir reçete duymadım. | Open Subtitles | ذلك هو أفضل وصف للوحدةِ قد سمعت به |
Onu duymuştum, yabancı biri. Avustralyalı falan olabilir. | Open Subtitles | سمعت به أنه شخصٌ أجنبي أسترالي أو شيءٌ كهذا |
Daha önce hiç duymadığım "Sly-Dee" diye bir hap. | Open Subtitles | مخدر ما سمعت به قبلًا اسمه (سلاي دي)؟ |
Bakış açınıza bağlı. duydunuz mu bilmiyorum. | Open Subtitles | أعتمادا على تصورك للأمر لست متأكدا أن كنت سمعت به |
Zaten duymuşsun. | Open Subtitles | ويلاه، إنّك سمعت به. |
Bana söylediğin şey doğruysa bugüne kadar duyduğum en tuhaf hikâyeydi. | Open Subtitles | اذا كنت تخبرني بالحقيقة فهذا أغرب شئ سمعت به |