İlerlerken, aniden bir çığlık duymuşlar arka koltuktan geliyormuş. | Open Subtitles | وكانو يقودون اسفل الطريق فجأة سمعو صوت صيحة عالية ثم جأوا من المقعد الخلفى |
Narkotiktekiler Kyle'ı tanımıyor ama adını duymuşlar ve Boston'daki ekstazinin büyük bölümünün buradan geçtiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | رجال المخدرات لا يعرفون كايل، لكنهم قد سمعو باسمه ويقولون هذا هو المكان الأكثر من النشوة في بوسطن يمر من خلاله. |
Yan odadakiler bazı sesler duymuşlar. | Open Subtitles | الاشخاص الجاورين في الغرفه يبدو انهم سمعو بعض الضوضاء |
Bu kişiler belki Limehouse'un parasını nerede sakladığını duymuşlar mı diye merak ediyordum. | Open Subtitles | أتسائل لو سمعو شيئاً يتعلق بأين يخبئ " لايمهاوس " ماله |
Etraftaki insanlar silah sesleri duymuşlar. | Open Subtitles | الرجال سمعو عيارات نارية |
Sonra duymuşlar ki, bu Raja... | Open Subtitles | . و بعد ذلك سمعو بأن الملك |
Sonra duymuşlar ki, bu Raja... | Open Subtitles | ، و بعد ذلك سمعو بأن الملك |
Komşular bir kadının çığlığını duymuşlar. | Open Subtitles | الجيران سمعو صراخ امرأة |