"سنجدهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • bulacağız
        
    • buluruz
        
    • bulacağımızı
        
    Siz pistin kuzeyini tarayın, ben de buraya bakacağım. Onları bulacağız. Open Subtitles أنتم اذهبوا الى الشمال أنا سأبحث هنا سنجدهم
    Her kumar alanında dört kamera. - Onları bulacağız. Open Subtitles إن كانوا بالاسفل هناك سنجدهم أقدر لك ذلك يا والت
    Bir şey göremiyorum. Onları burada nasıl bulacağız? Open Subtitles لا أستطيع الرؤية كيف سنجدهم هنا بحق الجحيم؟
    Eğer bu gemide Cylonlar varsa buluruz. Open Subtitles اذا كان يوجد سيلونز علي متن هذه السفينة و سنجدهم
    "Yalnız değiliz." derdi. Derdi ki "Bir gün ya biz onları buluruz ya da onlar bizi." Open Subtitles قال أننا لسنا وحدنا في الكون، قال أن يومًا ما سنجدهم أو سيجدونا.
    Şu zamana kadar kaçmış olabilirler, ama inan bana, onları bulacağız. Open Subtitles حسناً , قد يكونا أفلتا من محاولات القبض عليهما حتى الآن , ولكن تذكري كلماتي , سنجدهم إستمع لي
    Eğer cesetleri bir madene, terk edilmiş bir yere... koymuşlarsa, eninde sonunda onları bulacağız. Open Subtitles في حال كانوا قد وضعوا الجثث في منجم أو في مكان مهجور فاننا سنجدهم في النهاية
    Köpekler de lazım. Eğer çocuklar evde ya da yakındaysa onları bulacağız. Open Subtitles وكلاب, إذا كان الأطفال قريبين من المنزل أو بداخله سنجدهم
    Hepsi kaybolur. Onları bulacağız, efendim. Fazla uzaklaşmış olamazlar. Open Subtitles ـ سوف نفقد كل شيء ـ سنجدهم يا سيّدي، لا يمكنهم الفرار بعيداً
    Bu mantıklı bir taktikti. Zaman içinde onları tekrar bulacağız. Open Subtitles كان خطة معقولة, سنجدهم مجدداَ فى الوقت المناسب.
    Hangi taşın altına saklanmaya karar vermişlerse kafalarını çıkarır çıkarmaz onları bulacağız. Open Subtitles رغم ذلك، مُتأكّد أنّ أينما قرّروا الاختباء، فإننا سنجدهم حالما يظهرون.
    Eğer bunu yapan Haşhaşiler ise onları orada bulacağız. Open Subtitles ..إن كانوا هؤلاء من الحشاشين فإننا سنجدهم هناك
    Yeni bir ekip, fark etmez zaten. Onlar her kimse onları bulacağız. Open Subtitles إنهم عصابة جديدة، لا يهم أيا كانوا، سنجدهم
    Sen rahat ol. bulacağız onları." Böylelikle bu yolculuğa çıktık. TED تبقى منهم أربعون. "ستكون بخير. سنجدهم" وانصرفنا لرحلتنا.
    Bak, sana dost olduğumuzu söylemiştim. Cüzdanını bulacağız. Open Subtitles إسمع , أخبرتك أننا أصدقاء سنجدهم
    Sana dost olduğumuzu söylemiştim. Onları bulacağız. Open Subtitles إسمع , أخبرتك أننا أصدقاء سنجدهم
    Her yerde bir kapı var. Onları nasıl bulacağız? Open Subtitles ثمة أشخاص كثيرون هنا كيف سنجدهم ؟
    Onları arayıp bulacağız. Onları bulacak, kalplerini sökeceğiz. Open Subtitles سنجدهم ونقتلع قلوبهم واحداً تلو الآخر
    Bu adamı bulursak hepsini buluruz. Open Subtitles لكن لو استطعنا إيجاد هذا الرجل، فإننا سنجدهم جميعاً.
    Eğer karavan bir trafik kamerasından ya da gişeden geçerse onları buluruz. Open Subtitles "إذا عبرت تلك السيارة العائلية عبر كاميرا مرور أو كشك دفع،" سنجدهم.
    Meksika'ya gitseler bile onları buluruz. Open Subtitles سنجدهم حتي لو ذهبوا إلي المكسيك
    Onları nasıl bulacağımızı biliyorum. Open Subtitles أعرف كيف سنجدهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more