Gittikçe kötüleşiyor. Sağ eli ve önkolunun tamamı felç oldu. | Open Subtitles | حالته تزداد سوءاً الآن يده اليمنى كلها و ساعده مشلولون |
Ve bütün belirtiler ya aynı kalıyor ya da daha da kötüleşiyor. | TED | وان الاعراض .. النفسية تبقى .. او تزداد سوءاً |
Reçetesiz satılan uyku hapları bağımlılık yapabilir, bu semptompların daha kötüye gitmesine neden olablir. | TED | وحبوب النوم التي تباع دون وصفة طبية قد تسبب حالة إدمان شديدة، تؤدي إلى إلغاء ما يزيد هذه الأعراض سوءاً |
İnsanlar bencilce davranmaya başladığında insanlığın gelişimi geriye gidiyor ve işler herkes için çabucak kötüye gidiyor. | TED | حين يلتفت الناس للداخل وللوراء، ينعكس مسار التقدم الإنساني وتزداد الأمور سوءاً على الجميع بسرعة كبيرة. |
Bak, bundan senden daha fazla hoşlanmıyorum, Kee, ve durum daha da kötüleşecek. | Open Subtitles | انظر, أنا لا احب فعل هذا بقدرك, كيي و هذا الوضع سيزداد سوءاً |
Son zamanlarda, iyice kötüleşti ve hiç uyuyamıyor. | Open Subtitles | ومؤخراً الأمر إزداد سوءاً ، ولم تعد لديها القدرة على النوم مطلقاً |
"Sizler ya olduğunuz gibi kalacaksınız ya da daha beter olacaksınız" | Open Subtitles | ستبقون مخبولين كما أنتم أو ستزدادون سوءاً |
Mesele sadece onun borazanı değil. Daha kötüsü de var. | Open Subtitles | . وليس فقط نفخ بوقه . الأمور سوف تزداد سوءاً |
Konuya değindiğim için çok üzgünüm ancak baş dönmesi daha kötüleşiyor. | Open Subtitles | انا أسفة جداً لذكر ذلك لكن الدوخة تزداد سوءاً |
Müttefikler harekete geçmeliler. Durum daha da kötüleşiyor. | Open Subtitles | على الحلفاء التحرك اصبح الامر اكثر سوءاً |
Ama giderek kötüleşiyor, çünkü takip ediliyormuş hissediyorum. | Open Subtitles | ولكن الأمر زاد سوءاً الآن لأنني أشعر بأن شخص ما يراقبني |
Onunla iki yıl çıktım. Altı ay oldu ama giderek kötüleşiyor. | Open Subtitles | لقد واعدتها لمدة عامين و مر ستة أشهر و يزداد الأمر سوءاً |
Ayrıca daha iyi olmadan daha kötüye gidebileceğim dönemler oldu. | TED | لقد شعرت أيضاً بأن هناك فترات حيث كنت ازداد سوءاً قبل أن أتحسن. |
Olabildiğince sakin ol. İşler daha da kötüye gitmesin. | Open Subtitles | . ابقْ ساكناً الآن على قدر إستطاعتك أنت تزيد الأمور سوءاً فحسب |
Aslında, geçen ay daha da kötüye gitmeye başladı. | Open Subtitles | في الحقيقة، أثناء الشهر الأخير حالتها كانت تزداد سوءاً. |
Ama bir zaman, Akamaru gerçekten kötüleşecek! | Open Subtitles | عندها سيكون الوضع أكثر سوءاً على أكامارو |
Başlarda önemsemiyordum... ama sonra çok kötüleşti. | Open Subtitles | كان الأمر بسيطاً في البداية ثم ازداد سوءاً بعدها |
Hele şimdi bu büyük davayı aldın ya, daha da beter olacak. | Open Subtitles | والآن بعد هذه القضية الكبيرة الوضع سيزداد سوءاً |
Bir kadın için, yıllarını, kaçırdığı fırsatları düşünerek geçirmekten kötüsü yoktur. | Open Subtitles | لا شيء أكثر سوءاً لإمرأةِ يتقدم بها العمر مِنْ التفكير بإِنَّهَا ضائعة |
Durumu daha da kötü yapıyorsun. - Sadece bir şakaydı. | Open Subtitles | ـ أنت تجعل الأمور تزداد سوءاً ـ لقد كنت أمزح |
Eğer herif dokuz voltluk pil kullansaydı daha kötü olurdu. | Open Subtitles | كان الأمر سيزداد سوءاً لو أنّه استعمل بطارية 9 فولت |
İlla her şeyi berbat edeceksin. - Şaka yapıyordum! | Open Subtitles | ـ أنت تجعل الأمور تزداد سوءاً ـ لقد كنت أمزح |
Tanrı aşkına, daha da kötüleştirme. | Open Subtitles | لأجل الله لا تجعل الامر أكثر سوءاً |
Lütfen yanlış anladığımı söyleme, çünkü bu işi daha da kötüleştirir. | Open Subtitles | وأرجوك لا تقل أني أسأت الفهم لأن ذلك يزيد الأمر سوءاً |
Hemen teslim olursan dikkate alırlar. Olmazsan daha kötüleşir. | Open Subtitles | إذا سلمت نفسك سوف يأخذون ذلك بعين الإعتبار وإذا لم تسلم نفسك سوف تزيد الأمور سوءاً |
Anlaşmamız yolu tamir etmen içindi, iyice berbat etmen için değil. | Open Subtitles | الإتفاق بأن تصلح الطريق لا أن تزيدة سوءاً |
Durumunu daha da kötüleştiriyorsun! | Open Subtitles | أنت تزيد الأمر سوءاً |
Bana karşı iyi davranma. Çünkü bu, her şeyi daha da kötü yapıyor. | Open Subtitles | لا تكون لطيفاً معي, لانك بذلك تـُـزيد الوضع سوءاً |