| Biliyorum ama tatlı biri bana ders çalışırken yardım gelecek. | Open Subtitles | انا اعرف ، لكن كيوتي سوف يأتي لمساعدتي على المذاكرة |
| Bizde onun istediği bir şey var. Onun için gelecek. Sende kimsin? | Open Subtitles | لدينا شيئاً ما يريده ، سوف يأتي من أجلها من هذا ؟ |
| Bu sefer Ruslar gelecek, emin olun uzun süre kalacaklar. | Open Subtitles | الروس سوف يأتي. لكنهم لا بد أن تبقى إلى الأبد. |
| Ve oğlan değilsin. Çünkü bir oğlanın geleceğini sanıyorduk ama işte buradasın... tepeden tırnağa kız olarak. | Open Subtitles | لست ولد، إعتقدنا أن ولداً سوف يأتي وهنا رأيناكِ فتاة |
| Benim için güzel olan parçası telefonun çaldığı ve Çinli adamın yarın gelip paketi alacağına söz verdiği zamandı. | Open Subtitles | العظمه فيه بالنسبه لي عندما رن جرس التليفون و الرجل الصيني وعدني انه سوف يأتي و يأخذ حمولته غدا |
| İşçiler ertesi gün gelir işlerini yapar ama farklı talimatları izlemektedirler. | TED | سوف يأتي العمال في اليوم التالي ، و يقومون بعملهم ، و لكنهم الآن يتبعون تعليمات مختلفة. |
| Birileri gelecektir. Kadere inanıyorsun. Bu nadir bir nitelik. | Open Subtitles | ـ شخصً ما سوف يأتي ـ الرجل المؤمن ، عملة نادرة |
| O gece, bütün eşyalarımı çantama koydum, babamın odasına girdim ve dedim ki: "Yarın sabah bir otobüs gelecek, | TED | في تلك الليلة حزمت امتعتي في حقيبة ومشيت لغرفة ابي وقلت له غدا صباحا الباص سوف يأتي |
| Bilin ki, Ulu Hakan'ın, asil ailemin kanı Moğollarınkiyle karıştığında, Bağdat'a bir kez daha barış ve mutluluk gelecek. | Open Subtitles | أنا أعرف ، أيها الخان المعظم إن السلام والسعادة سوف يأتي مرة أخرى إلى بغداد عندما يمتزج دم عائلتي النبيلة مع دم المغول |
| Bu günlerde Max Reinhardt Klub'e gelecek. | Open Subtitles | أحد الأيام سوف يأتي ماكس رينهاردت إلي الكباريه |
| - gelecek hafta bir dekoratör tutarım. | Open Subtitles | سوف يأتي الديكور الأسبوع القادم لإنهاء العمل |
| Bir işçi buraya sadece uyumak için gelecek, elektiriğe ya da suya ihtiyacı olmayacak. | Open Subtitles | سوف يأتي العامل إلى هنا للنوم فقط لن يكون بحاجة الكهرباء أو الماء |
| D. Tracy adında, galoşlu bir adam evine gelecek. | Open Subtitles | الرجل الذي يسمي دي تريسي سوف يأتي لمنزلك مرتديا بوت جلد |
| Hayır hayır, kapatma, beni almaya biri gelecek, telefon gelince. | Open Subtitles | لا، لا تغلقه سوف يأتي شخص ما لطلبي للهاتف |
| Hindistan başbakanı vadiye gelecek. | Open Subtitles | رئيس وزراء الهند سوف يأتي لهذا الوادي قريبا |
| Çünkü bu günlerden birinde benim için doğru kişi gelecek. | Open Subtitles | لأنه أحد هذه الأيام سوف يأتي شخص و يصحح لي ذلك |
| Öyle bir an gelecek ki tükenme noktasına ulaşacak ve vazgeçmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | سوف يأتي وقت عندها تصل الى نقطة الانهاك وسترغب في الاستسلام. |
| Daha önce söylemiştin sen bu günün geleceğini. | Open Subtitles | لقد قلتِ لي ذات مرة إن هذا اليوم سوف يأتي |
| Bağışçı organının ne zaman geleceğini bilemeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نعرف أبداً متى سوف يأتي متبرع بأعضاء |
| Üçüncüsü, birisinin duruşmaya geri gelip gelmeyeceğini öngörebiliyoruz. | TED | و ثالثاً، نحن نستطيع توقع إن كان شخص ما سوف يأتي مرة أخرى إلى المحكمة. |
| Çok fazla beklememiz gerekmeyecektir. Mutlaka birileri gelir. | Open Subtitles | لا يجب ان ننتظر طويلاً احدهم سوف يأتي قريباً |
| Bu dünyayı kendilerininkine katmak için gelecektir. | Open Subtitles | سوف يأتي إلى هذا الكوكب مطالباً به لنفسه |
| Güçlü erkek dostlarım seni yakalamaya gelecekler korkunç takım elbiseli bayan. | Open Subtitles | صديقي الذكوري سوف يأتي ويقضي عليكِ أيتها السيدة اللعينة ذات الحلّة |