100 yıl içinde bu kıyı 20.000 boz balinanın öldürüldüğü, Sadece birkaç yüz tanesinin kurtulduğu toplu katliama tanık oldu. | TED | لمدة 100 سنة، شهد هذا الساحل مذبحة، حيث قُتل أكثر من 20000 من الحيتان الرمادية، ولم يتبق سوى بضع المئات من الناجين. |
Fakat asıl güzel olan kalıplar Sadece birkaç yüz dolardı. | TED | لكن الشيء العظيم هو أن هذه النماذج لا تتكلف سوى بضع مئات من الدولارات. |
Sadece birkaç dakikanız kaldığını hatırlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أشير بأنه لم يتبقى لك سوى بضع دقائق |
Sayın Yargıç, bu davada geçerli nedeni kurmak Yalnızca birkaç dakikanızı alacak, çünkü kanıtlar oldukça kuvvetli. | Open Subtitles | سيدي القاضي، لن يستغرقني سوى بضع دقائق لتقديم الحجة المحتملة في هذه القضية، حيث أن الأدلة |
Yalnızca birkaç yüz tanesi varlığını sürdürebilecek. | TED | ولن يبقى من هذه اللغات سوى بضع مئات. |
Kapatıyorum. Sadece birkaç damlamız kaldı. | Open Subtitles | أغلق الكان ، لمّ يتبقى سوى بضع قطرات من الدواء. |
Başlamadan önce Sadece birkaç dakikalık bir süremiz var. | Open Subtitles | ليس لدينا سوى بضع دقائق قبل أن نبثّ مباشرة |
Uyandigi zaman Sadece birkaç dakikan olacak. | Open Subtitles | حينما تستيقظ لن يكون لديك سوى بضع لحظات. |
Düşünmesi çok tuhaf ama hayatımın son 10 yılını toplamak Sadece birkaç haftamı aldı. | Open Subtitles | من الغريب أن الأمر لم يستغرق سوى بضع أسابيع لانهاء عمل كان سيستغرق عقداً من حياتي |
Ama temas kursak bile, onu General Kiselev'in Goa'uld tarafından yanlış yönlendirildiğine ikna etmek için Sadece birkaç dakikamız olacak. | Open Subtitles | ولكن إذا تمكنا من الاتصال فلن يكون أمامنا سوى بضع دقائق لإقناعه أن اللواء (كيسيليف) [ضلل من قِبل الـ "[غواؤلد" |
Sadece birkaç damla kaldı, efendim. | Open Subtitles | لم تتبق سوى بضع قطرات يا مولاتي |
Ama Sadece birkaç kere dışarı çıktık ve çok çabuk ciddileşmek istemedin. | Open Subtitles | ولكننا لم نخرج سوى بضع مرات و... و لا تريدين أن تأخذي الأمور بجدية بسرعة |
Evet, günde Sadece birkaç saat çalışıyorum. | Open Subtitles | نعم ، لا أعمل سوى بضع ساعات في اليوم |
Onunla Sadece birkaç anım oldu tüm o gürültü, kaos ve şiddetin arasında. | Open Subtitles | لم يكن لدي سوى بضع لحظات معها ... وسط كل ... الضوضاء والفوضى والعنف. |
Sadece birkaç damla suyla. | Open Subtitles | ولا ترويها سوى بضع قطرات ماء |
Benim Sadece birkaç sahnem var bu filmde... sinema filminde. | Open Subtitles | لدي سوى بضع مشاهد في الفيلم... |
- Michael... - Biliyorum, Sadece birkaç hafta oldu. | Open Subtitles | {\pos(150,270)}أعرف أنه مضت سوى بضع أسابيع |
Yalnızca birkaç saniyeniz olacak. | Open Subtitles | بحيث لن يكون لديك سوى بضع ثوانى فقط |
Ve Yalnızca birkaç dakikamız var. | Open Subtitles | ولن يستغرق الأمر، سوى بضع دقائق. |
İfadelerini çürütmek için Yalnızca birkaç saatimiz var. | Open Subtitles | ليس أمامنا سوى بضع ساعات لتفنيد شهادتهم |
Yalnızca birkaç saat sürer. | Open Subtitles | لن يستغرق سوى بضع ساعات |