| Bence bu gece beraber yatmamız ikimizin de yararına olur. | Open Subtitles | و من مصلحتنا, أعتقد أنه ينبغي علينا النوم سويةً الليلة |
| Bu işi yapmak için son birkaç ayımızı eğitimde beraber geçirdik. | Open Subtitles | لقد أمضينا الشهور القليلة الماضية سويةً نتدرب على القيام بهذا العمل |
| beraber annelerimize nasıl yalan söylediğimiz, ucuz bir otelde kalmamızdı. | Open Subtitles | وكيف كذبنا على أمهاتنا سويةً ومكثنا في ذلك الفندق الرخيص |
| İnsanlar genelde zekâ ile bilinçliliği karıştırıyorlar, özellikle de Silikon Vadisi gibi yerlerde, fakat bu anlaşılır bir şey, çünkü insanda ikisi bir arada işler. | TED | الناس غالباً ما يخلطون الذكاء والوعي، خاصةً في أماكن مثل سيليكون فالي، وهو أمر مفهوم، لأنها في البشر، تعمل سويةً. |
| İşler yolunda giderse belki yeniden bir araya gelebiliriz, ne dersin? | Open Subtitles | إذا الأمور سارت على خير لربما يمكننا أن نعود سويةً ؟ |
| Bacak yapımcım ile beraber rastgele parçaları bir araya getirdik ve snowboarda uygun bir çift yaptık. | TED | وضعت أنا وصانع الساق خاصتي أجزاءً عشوائيةً سويةً وصنعنا زوجاً من الآقدام المناسبة للتزلج. |
| Komutan ve Komutan yardımcısının Japonya'yı beraber terk etmesi hiç görülmedik bir şey. | Open Subtitles | . لم يسبق له مثيل مغادرة القائد و نائب القائد . من اليابان سويةً |
| İkimiz beraber okula gitsek ne olurdu bilmiyorum. | Open Subtitles | يمكنني رؤية أنفسنا نتعانق سويةً في المدرسة |
| Polislere Alexander Vogel'ı Schillinger'la beraber öldürdüğümüzü söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأُخبرُ الشُرطَة أنني و شيلينجَر قَتلنا أليكساندَر فوغيل سويةً |
| Ebediyen beraber olmak Sanki alınyazılarıydı. | Open Subtitles | وكان من الواضح أن قدرهم أن يكونوا سويةً إلى الأبد |
| Hayır, hep beraber izlemek daha eğlenceli. | Open Subtitles | لا، هو سَيَكُونُ مثل هذا المرحِ لمُرَاقَبَته سويةً. |
| Her şeyi beraber yapan çiftlerden olmak istemiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما لا تريدان أن تكونا الزوجان الذان يفعلان كل شيء سويةً. |
| Bende, beraber geçirdiğimiz onca günün ardından... doğru yolda olduğumu ve sizlerle iyi işler çıkarttığımı düşünmeye çalıştım. | Open Subtitles | أربعتنا سويةً, صحيح انني اعتقدت أن ذلك طريق محتمل |
| Belki beraber gitmek gibi bir plan yapmamalıyız. | Open Subtitles | ربما لا ينبغي علينا التخطيط كأننا سنواصل المضي سويةً |
| Sen ise beni Cape'e davet ettiğinde onların beraber olduğunu söyledin. | Open Subtitles | وأنتِ أخبرتيني أنهما مازالوا سويةً عندما دعاني إلى الرأس |
| Bu bir anma. Maçı beraber izliyoruz. | Open Subtitles | إنها ذكرى اعتدنا أن نذهب للمباريات سويةً |
| garanti ederim ki ikiniz beraber Filipinler'den gitmekte özgür olacaksınız. | Open Subtitles | أضمن لكم أنتم الإثنان سيطلق سراحكم لتغادروا الفلبين سويةً |
| Dolayısıyla, müşteri temsilcilerini ve kreatif direktörleri burada bir arada göreceksin. | Open Subtitles | لذا ستجدين محاسبين التنفيذيين ومدراء التنفيذ المُبدعين مخطلطين سويةً |
| Sosyal medyanın bizi hiç tahmin edemeyeceğimiz şekillerde bir araya getirmesi gerekiyordu. | TED | وسائل التواصل الاجتماعي كان من المفترض أن تجمعنا سويةً بطريقةٍ لم نكن نتخيلها. |
| Ray, Biz bu işte beraberiz, çabuk hareket etmeliyiz. | Open Subtitles | نحن في ذلك سويةً يا ـ راي ـ لذا علينا التصرف بسرعة |
| - Gitmişler. Tüm planları buymuş. Çayırlarda buluşmuşlar ve sonunda birlikte olmuşlar. | Open Subtitles | كانا قد خططا لذلك كانا سيلتقيان في المرج و يكونان سويةً أخيراً |
| Bu şekilde birbirimize daha da bağlanacağımızı düşünüyordum. | Open Subtitles | أعتقدت فقط أنه بتلك الطريقة يمكن أن نكون مرتبطين أكثر سويةً |
| Biz birlikteyken, sen avukat olma konusunda çok tutkuluydun. | Open Subtitles | عندما كُنّا سويةً, كنتِ توّاقة لتصبحي محامية |
| Ne zaman bir araya gelsek ya sen ya ben ya da ikimiz birden ölüyoruz. | Open Subtitles | وبكُل مرّة نكون معاً, تموت انتَ, او انا, او نموت سويةً. |