- Calvin, kötü haberlerim var. - Sesini kıs ve otur. | Open Subtitles | كالفين،أنا عِنْدي أخبارُ سيئةُ ابقي صوتكَ منخفض،اجْلسُ |
Eğer değer verdiğin birisini üzecek kötü bir haberin varsa, ne yapardın? | Open Subtitles | إذا كَانَ عِنْدَكَ أخبارُ سيئةُ التي يُمْكِنُ أَنْ تَآْذي شخص ما بأنّك إهتممتَ به، ماذا ستعمل ك؟ |
kötü dizlerim, arterit ve tıkalı damarlarım var. | Open Subtitles | عِنْدي رُكَبُه سيئةُ إلتهاب مفاصل وشرايين متصلبه |
Balıkçı ve oğul olmanın o kadar kötü olmadığına karar verdim. | Open Subtitles | ورأيتُ أن مهمنةُ صيدِ الأسماكِ المُملةُ ليست سيئةُ على الإطلاق. |
Seninle birlikte bir işe girmek, bana çok kötü bir fikir gibi geldi. | Open Subtitles | أنا وأنت نشتَركٌ في العمل معاً يبدو كأنها فكرة سيئةُ للغاية لا، فقط تعالي معي |
Biber gazı spreyi satıcıları için kötü haber desenize. | Open Subtitles | أوه، حَسناً تلك أخبارُ سيئةُ ل أي واحد بيع رذاذِ فلفلِ. |
Bay Konali, haberler kötü. | Open Subtitles | سّيد كونالي، عِنْدَنا أخبارُ سيئةُ. |
Bazen kötü rüyalar görüyorum. | Open Subtitles | فى بعض الاوقات لدى أحلامُ سيئةُ. |
İyi günleri ve kötü günleri oluyor. | Open Subtitles | عِنْدَها أيامُ جيدةُ وأيامُ سيئةُ. |
Demek istediğim, uzakta ve çok ıssız, gece vakti bu yer kötü şeylerin habercisi. | Open Subtitles | -- هذا المكانِ أخبارُ سيئةُ. الضحيّة رو عنبرية. |
kötü bir haberim var. | Open Subtitles | لدي أخبارُ سيئةُ. |
kötü içgüdülerim var. | Open Subtitles | عِنْدي غرائزُ سيئةُ. |
Bu kötü müzik. | Open Subtitles | هذه موسيقى سيئةُ. |
Bu kötü müzik. | Open Subtitles | هذه موسيقى سيئةُ. |
Bence o kadar kötü değil. | Open Subtitles | - وأنا لا أعتقد هي سيئةُ جداً. |
kötü bir tartışma yaptık. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا معركةُ سيئةُ. |
Red... kötü haberlerim var. | Open Subtitles | أحمر، عِنْدي أخبارُ سيئةُ. |
Bu kötü haber. | Open Subtitles | تلك أخبارُ سيئةُ. |
Ve o sadece kötü haber getirir. | Open Subtitles | وهو أخبارُ سيئةُ. |
Golf sahasında mantar gerçekten kötü olur. | Open Subtitles | أي فطر على a ملعب غولف سيئةُ. |