| Ona sadece bana kötü bir şey olmadığını söyle, tamam mı? | Open Subtitles | فقط قولي له بأنه لم يحدث شيء سيئٌ لي أبداً، ممكن ؟ |
| Alt kat çok kötü durumda değil. Yatak odaları fena halde. | Open Subtitles | إنهُ ليس سيئٌ جداً في الطابق السفلي، غرف النوم قاتلة |
| Polise saldırmanın ne kadar kötü bir fikir olduğunu bilen biri. | Open Subtitles | أذكياء، نوعية الأشخاص الذين يعلمون أن الهجوم على شرطيّ شيئ سيئٌ له بالتأكيد. |
| Polise saldırmanın ne kadar kötü bir fikir olduğunu bilen biri. | Open Subtitles | أذكياء، نوعية الأشخاص الذين يعلمون أن الهجوم على شرطيّ شيئ سيئٌ له بالتأكيد. |
| Biraz daha kalmaman çok kötü, ron. | Open Subtitles | انة سيئٌ للغاية أن لا نبقى معك أطول قليلا يارون |
| Ama bazen kötü çok kötüdür ve iyi olan şeyin çok yüksek bir bedeli vardır. | Open Subtitles | لكن أحيانًا, السيء سيئٌ جدًا و الخير يأتي بدفع ثمن كبير |
| Hayır, teklifi almak yeteri kadar kötü. | Open Subtitles | كلا، الحصول على العرض سيئٌ بما فيه الكفاية |
| Gerçekten çok kötü, siyah ve kuru. | Open Subtitles | ذلك سيئٌ جدا، إنه أسودُ، إنه قاحلُ |
| Onun avukatlığını yaptım. Ne kadar kötü biri olduğunu iyi bilirim. | Open Subtitles | ترافعتفيقضيّته, أعرف كم سيئٌ هو |
| Tantalus'un cep telefonu çekmesi konusunda kötü bir ünü vardır. | Open Subtitles | تانتالوس" معروفٌ بأنه" .مكانٌ سيئٌ للإستقبال |
| Appleby'nin demir yolu çalışanlarını gidişine izin vermesi bütün köy için kötü oldu. | Open Subtitles | إن سماح السيد (آبلبي) برحيل عمال السكك الحديدية سيئٌ لكل من في القرية |
| - Bizim için kötü olur. | Open Subtitles | - هذا الأمر سيئٌ بالنسبةِ لنا يا رجُل |
| Çok kötü bir gün geçirdin. | Open Subtitles | افكر بأنك تحظى بيوم سيئٌ جداً |
| Yani dışarısı kötü durumda Dean. | Open Subtitles | (أعني, إن الوضع سيئٌ في الخارج يا (دين |
| Amma da kötü oldu. | Open Subtitles | هذا سيئٌ جداً. |
| bu çok kötü. | Open Subtitles | سيئٌ حقاً |