| Onlara, az önce buradan çıkan avukatın ayrılmadan önce arabasını durdurmalarını söyle. | Open Subtitles | هذه المحامية التى غادرت للتو قل لهم ان يمنعنوا سيارتها من المغادرة |
| Ne bir müşteriyle konuştuğunu hatırlayan ne de arabasını otoparkta gören var. | Open Subtitles | لاأحدَ يتذكر أيَ زبون قد تحدثت إليهِ لاأحدَ يتذكر رؤية سيارتها بالرآب |
| Aşağı iniyorum, içkimi bitirip, onu arabasına götüreceğim ve yarım saat içinde geri otele gideceğim. | Open Subtitles | سأنزل، وأنهي شرابي وأوصلها حتي سيارتها وأعود للفندق خلال نصف ساعة |
| Her neyse, arabası ofisinin önünde ama ondan bir iz yok. | Open Subtitles | على العموم .. سيارتها امام مكتبها .. ولكن لا أثر لها |
| Ben de oynat tuşuna bastım. Kızım arabasının yanında duruyordu... | Open Subtitles | فضغطت زر التشغيل و ها هى ابنتى تقف بجانب سيارتها |
| Desiree'yi arabasında direksiyona oturttun ve arabayı göle doğru ittin. | Open Subtitles | فوضعتي ديزيري خلف مقود سيارتها و قدتي بها الي البحيرة |
| Michelle Yeung, (24 yaşında ),araba sürerken kurbanın öldürüldüğüne şahit oldu. | Open Subtitles | ميشيل يونغ ، بعمر 24 سنةً، شاهدت القاتل وهي في سيارتها |
| Bayan arabasını çarptığında ben sakal traşı için içeride oturuyordum. | Open Subtitles | كنت أجلس هنا وأحلق لحيتي.. عندما صدمت هذه السيدة سيارتها.. |
| arabasını parçalarız. arabayı da onu da bulamazlar. Doğru söylüyor. | Open Subtitles | سنقوم بقطع السيارة، لن يعثروا عليها أبدا أو على سيارتها. |
| Belli ki,arabasını Romanya'ya sürerken, oğlum vahşi yulaflarını kızla ekmiş. | TED | على ما يبدو، انه أقام علاقة جنسية مع فتاة أثناء قيادته سيارتها في رومانيا. |
| sekiz ay kadar oldu ve artık daha iyi hissediyor. Ve geçenlerde arabasını sürerken, | TED | لنحو ثمانية أشهر مضت ، بدأت تشعر الان بالتحسن. وكانت تقود سيارتها في ذاك اليوم، |
| Pebble Plajı'nda onun arabasını mı kullanacaksın? | Open Subtitles | هل ستقود سيارتها في مسابقة الشاطئ الصخري ؟ |
| arabasına bombayı onlardan biri koymuş olabilir. | Open Subtitles | أي شخص من هؤلاء أمكنه أن يضع القنبلة في سيارتها |
| Sonucunda müvekkilimin yapabildiği tek şey... arabasına atlayıp... uzaklara sürmekti. | Open Subtitles | الذى يترك لها شئ واحد تقدر على فعله فى النهاية هو ان تركب سيارتها وتبتعد |
| Kadın çok korkuyordu, şimdi kapıyı açmıyor ama arabası garajda duruyor. | Open Subtitles | . . والآن هي لا تفتح الباب، لكن سيارتها في المرآب |
| Bir keresinde arabası bakımdayken, onu eve bıraktım ve beni öptü. | Open Subtitles | في إحدى المرات وعندما كانت سيارتها في الورشة أوصلتها لمنزلها وقبّلتني |
| Dani görünüşe bakılırsa arabasının kontrolünü kaybedip hızla beton duvara çarpmış. | Open Subtitles | داني على ما يبدو فقد السيطرة على سيارتها وأصطدمت بجدار خرساني |
| Evet, kocaman bir bıçağı alıp bu kızın evine gittim ama evinde değildi, ben de sadece arabasının tekerlerini deştim. | Open Subtitles | نعم ، أمسكت بسكين ضخمة و ذهبت لمنزل الفتاة كنت سأجدها لكنها لم تكن هناك لذا ثقبت إطارات سيارتها |
| Bugün Sinclair'e bağırıp çağırmış, arabasında da parmak izi var. | Open Subtitles | لقد تشاجر مع سينكلير اليوم وبصماته في جميع انحاء سيارتها |
| Yani burası onun araba yolu, ama Carli kaynaklı bir karışıklık istemezsin. | Open Subtitles | اعني انه في ممر سيارتها,ولكن لن اخاطر بأن تظنني اقصد كارلي اخرى |
| arabada eve dönüyordu ve karşıdan gelen bir sarhoş çarptı. | Open Subtitles | كانت تقود سيارتها ليلاً وهي ثملة وعبرت الحد الفاصل للطريق |
| Ölü, yaklaşık 90 dakika önce arabasından 911'i aramış. | Open Subtitles | لقد إتصلت المتوفية بالطواريء منذ 90 دقيقة تقريباً من سيارتها |
| Bir ekip az önce onu bir arabanın bagajında buldu. | Open Subtitles | أو هاتف الأقمار الصناعية، فريقٌ وجدها للتوّ في صندوق سيارتها |
| Hayır, kendi arabasıyla kasabadan ayrılken görülmüş... işverinin arabasıyla. | Open Subtitles | لا,لقد شوهدت وهي تغادر المدينه في سيارتها بواسطة مديرها |
| arabaya bindi ve 8 km uzaklıktaki Golden Gate Parkı'na doğru gitti. | Open Subtitles | ركبت سيارتها وذهبت إلى حديقة البوابة الذهبية خمسة أميال |
| Garaja doğru koştuğunu gördüm ama arabayla çıktığını hiç görmedim. | Open Subtitles | لقد رأيتها تذهب للمرآب لكني لم أرى سيارتها تغادر |
| Bunu nasıl yaptığını düşünelim. Onları Arabadan atlıkarıncaya nasıl götürüyor? | Open Subtitles | لنفكر بكيفية قيامها بذلك عملياً وانتقالها من سيارتها إلى دوامة الخيل |
| aracı hâlâ park yerinde duruyor. | Open Subtitles | لا زالت سيارتها مركونة هناك بموقف السيارات |