"سيبحثون" - Translation from Arabic to Turkish

    • arayacaklar
        
    • bakacakları
        
    • arayacaklardır
        
    • ararlar
        
    • arıyorlardır
        
    • arıyor olacaklar
        
    • aramaya
        
    • arıyor olacak
        
    • arayacakları
        
    • bulacaklar
        
    • arayacağını
        
    • arayacak
        
    • bakacağı
        
    • arıyorlar
        
    • düşecekler
        
    Kayaların ardında tanksavar toplarını arayacaklar. Open Subtitles سيبحثون حلف الصخور عن مضادات الدبابات، لذا هيا بنا
    Tamam mı? Başka bir yer düşün. Burası bakacakları ilk yer. Open Subtitles فكر فى مكان آخر يا تشارلى هذا أول مكان سيبحثون فيه.
    Eğer bir nebze de olsa, hayatta olduğunuzu düşünüyorlarsa sizi kesinlikle beni aradıklarından daha sıkı bir şekilde arayacaklardır. Open Subtitles اذا ظنوا أن هنالك أية فرصة أنك على قيد الحياة بالتأكيد سيبحثون عنك بشدّة أكثر مما عملوه ليه أبداً
    Biraz düşündüm de. Aslında kötü bir fikirdi. En başta trenleri ararlar. Open Subtitles بدأت أفكر ووجدتها فكرة سيئة القطارات أول مكان سيبحثون فيه
    Verirdim ama tüm garlarda ve mekik istasyonlarında seni arıyorlardır. Open Subtitles بامكانى هذا ,ولكنهم سيبحثون عنكِ فى كل محطة اتوبيس ومكوك
    Her zaman bizi arıyor olacaklar. Biz ölene kadar pes etmeyecekler. Open Subtitles سيبحثون عنا دومآ ولنيتوقفواحتىنموت.
    Bakın, sadece üç tane domuz var ama "4" numaralıyı gördüklerinde, tüm gün boyunca başka domuz var mı diye aramaya koyulacaklar. Open Subtitles انظروا، هنالك فقط ثلاث خنازير لكن عندما يرون الرقم أربعة، سيبحثون عن الأرقام الأخرى طوال اليوم
    - Bakın, sizi epey uzağa götürebilirim ama sınıra vardığımızda, aynasızlar her yerde bizi arıyor olacak. Open Subtitles , انظري , يمكنكِ أن أقلكما معي , لكن عندما نصل إلى الحدود هناك احتمال انهم سيبحثون عنا
    Seni arayacakları ilk yer orası olacaktır. Open Subtitles طبعا . هذا سيكون اول مكان سيبحثون عنك فيه
    Sizin gezegeniniz yok olduğu zaman sizinle bağlantısı olan olanları arayacaklar. Kimseye acımayacaklar. Open Subtitles سيبحثون عن الذين كان عندهم لن ينقذوا أحد.
    Neden arayacaklar? Neler olduğunu bilmiyorlar, Sadece bir ceza alacaklar. Open Subtitles كيف سيبحثون عنه حتي، إنهم لايعرفون ماذا يحدث، إنها مجرد مُخالفة سرعة.
    Bulana kadar da suçlamak için ona yakın birilerini arayacaklar. Open Subtitles وحتى يجدونها سيبحثون عن كبش فداء في المتناول.
    Düşündüm de. Kötü bir fikir. bakacakları ilk yer trendir. Open Subtitles بدأت أفكر ووجدتها فكرة سيئة القطارات أول مكان سيبحثون فيه.
    Burası bakacakları son yer, ayrıca Dante'nin eşyalarını kontrol etmek istedim. Open Subtitles هذا أخر مكان سيبحثون فيه, و لقد أردت أيضا أن أتفقد أملاك دانتي
    Dikkatli olun, her yerde sizi arayacaklardır. Open Subtitles ، اسمعا عليكما أن تنتبها لنفسيكما سيبحثون عنكما الآن
    Beni arayacaklardır. Yani geri dönmem lazım. Sonra görüşürüz. Open Subtitles سيبحثون عني لذا يجب أن أعود أراك فيما بعد
    İlk atış, seni ararlar. İkinci atış, kendini ele verirsin. Open Subtitles طلقة واحدة، سيبحثون عنك طلقة ثانية، أنت تسلم نفسك
    Bizi arıyorlardır. Sence bir tekne çalmamız mümkün mü? Open Subtitles سيبحثون عنا - أتعتقد أن بإمكاننا سرقة قارب؟
    Ten'i öldüren insanlar bu sentetiği arıyor olacaklar, değil mi? Open Subtitles الأشخاص الذين قتلوا (تين) سيبحثون عن هذه الآلية أيضاً، صحيح؟
    Yakınlarda bir yer aramaya başladılar. Open Subtitles وأنهم سيبحثون عن موقع تصوير في مكان قريب
    - Bakın, sizi epey uzağa götürebilirim ama sınıra vardığımızda, aynasızlar her yerde bizi arıyor olacak. Open Subtitles , انظري , يمكنكِ أن أقلكما معي , لكن عندما نصل إلى الحدود هناك احتمال انهم سيبحثون عنا
    Bizi arayacakları bir yere mi gitmek istiyorsun? Open Subtitles انت تريدين للمكان ونحن نعرف انهم سيبحثون عنا فيه
    Bay McDonald'ın intiharı için bir neden bulacaklar. Open Subtitles سيبحثون عن الدافع لإنتحار السيد ماكدونالد
    FBI'ın onu Columbus bölgesinde arayacağını biliyordunuz. Open Subtitles سمعت بأن الفيدراليين سيبحثون عنه " في دوار " كولومبوس
    Mühendislerin insanların nükleer korkusuna teknik çözümler arayacak olması anlaşılır bir durum. TED لذلك فمن المفهوم أن المهندسين سيبحثون في حل تقني للمخاوف التي لدى الناس من الطاقة النووية.
    Bu bizim ilk, onların ise en son bakacağı tek yer. Open Subtitles انه المكان الوحيد لدينا وآخر مكان سيبحثون فيه
    Bu da artık, her gün sizlerin verdiği gibi gerçek vize almanın yollarını arıyorlar demektir. Open Subtitles هذا يعني إنهم سيبحثون عن طرق ،للحصول على تأشيرات حقيقية النوع الذي توزعونه كل يوم.
    Peşine düşecekler ama çocuk, onların nerede olduklarını bilemeyecek. Open Subtitles وهم سيبحثون عنه لكنه لا يعرف أن يجدهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more