"سيجب" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorunda kalacağız
        
    • kalırız
        
    • kalacaklar
        
    • zorundasın
        
    • zorundayım
        
    Buradan kaçtığın an, bunu haber vermek zorunda kalacağız. Open Subtitles اللحظة التى تمضي فيها سيجب ان نطلق الانذار
    saçının bu düğümlerini taramama izin vermezsen,Balta kullanmak zorunda kalacağız. Open Subtitles إذا لم تدعيني أنظّف تلك العقد من شعرك، سيجب علينا أن نقصه كله
    Aksi halde, yapmazsan hergün temizlik yapmak zorunda kalacağız! Open Subtitles وإلا ، إن لم تأتي سيجب علينا التنظيف يومياً
    Çünkü revire gidersek şikayet etmek zorunda kalırız. Open Subtitles لأنه اذا ذهبنا إلى العيادة سيجب علينا أن نقدم تقرير شكوى
    Yakında, kamu baskısına yanıt vermek zorunda kalacaklar. Bu arada biz sessiz kalacağız. Open Subtitles قريباً أو لاحقاً , سيجب علىهم الإستجابة لضغط الرأي العام ومن جهة اخرى ، ونحن نبقى صامتين
    Bunu telafi etmek için kaç tane "Kişiden Kişiye" gösterisi yapmak... zorundasın biliyor musun? Open Subtitles أتعرف كم مقابلة سيجب عليك أن تجريها لتتمكن من القيام بذلك؟
    Bir kaç hafta içinde, bir kaç kişiye yol vermek zorundayım. Open Subtitles في الأسابيع القليلة القادمة سيجب علي أن أفصل بعض الموظفين
    Gerçek bir tehlikeye dönüşürse onu öldürmek zorunda kalacağız. Open Subtitles ...أنتى تدركين أنه لو ...أصبح خطرا حقيقيا ربما سيجب عليك قتله
    Orada almak zorunda kalacağız. Tam orası. Open Subtitles سيجب علينا المضي هنالك هنالك تماما.
    Eğer bu treni kaçırırsak yarın öğlene kadar beklemek zorunda kalırız ! Open Subtitles ! إذا فـاتـنا هذا الـقطار , سيجب عـلينا الإنتظار حـتى الغـد
    Bununla yaşamak zorunda kalırız. Open Subtitles سيجب علينا ان نتعايش مع الوضع وحسب
    Beni köprüden alıp başka bir yere götürmek zorunda kalacaklar. Open Subtitles .. وستستغرق ساعة على الأقل سيجب عليهم أن يسحبوننى .. .. من على الجسر
    "Korktukları için nefretlerine tutunan insanların nefretleri bir kere gitti mi..." "...kendi acılarının üstesinden gelmek zorunda kalacaklar." Open Subtitles الرجال يتشبثوا بمشاعر الكره لأنهم يخافوا أنها إذا ما ذهبت سيجب عليهم التعامل مع ألمهم الذاتي
    Çok ince davranmışsın, ama artık bunu sonsuza kadar kullanmak zorundasın. Open Subtitles هذا فى غاية اللطف منك , لكن الان سيجب عليك ان تستخدمها للأبد
    Bak, dikkatli olmak zorundasın. Yoksa tekrar yapman gerekir. Open Subtitles كن حذرا، وإلا سيجب علينا أن نبدأ من جديد
    Evet, ama annen ve kardeşin de orada olacak yani pantolonumu giymek zorundayım. Open Subtitles نعم لكن أمك وأختك ستكونان هناك سيجب علي أن أرتدي بنطالي
    Eğer ciddiysek, bir noktada zaten ailenle tanışmak zorundayım. Open Subtitles إذا كنّا نعني ذلك في وقتٍ ما سيجب عليّ لقاء أسرتكِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more