| Öyle görünüyor ki bu şımarık genç bayan size arsızca meydan okuyor. | Open Subtitles | هذا وقح سيدة شابة, على ما يبدو, لذلك دون خجل أن التحديات لكم. |
| Benimle bu şekilde konuşamazsın, genç bayan. | Open Subtitles | لا تستطيع التحدث معي بهذه الطريقة، سيدة شابة. |
| Bu genç bayan ilginizi hak ediyor. | Open Subtitles | هنا سيدة شابة التي يستحق اهتمامك |
| Eğer genç hanım masumsa her şey yoluna girer. | Open Subtitles | إمّا سيدة شابة بريئة، في هذه الحالة كل شيء على ما يرام .. |
| Senden beklenen bazı davranış standartları var genç hanım. | Open Subtitles | هناك مستوى معين من السلوك المتوقع منك، سيدة شابة. |
| Hemen eve gitmen gerekiyor küçük hanım. | Open Subtitles | كنت في حاجة الى العودة الى بلادهم في الوقت الراهن, سيدة شابة. |
| Özellikle de, merdivende yanından geçerken aşık olduğum malum bir genç kadın karşısında... | Open Subtitles | تحديدا أتصرف بغباء كامل تجاه سيدة شابة محددة وقعت في غرامها |
| Tanıştığıma sevindim, genç bayan. | Open Subtitles | حسنا ، لطيف لمقابلتك ، سيدة شابة. |
| - Eşofmanlı genç bayan 25 dedi. | Open Subtitles | 25، و سيدة شابة في الدعوى المسار. |
| Yaşlılar ile böyle konuştuğumuzda (daha yüksek sesle) ya da "tatlım","genç bayan" diye seslendiğimizde -buna yaşlı konuşması denir- o anda daha da yaşlanırlar, yürümeleri ve konuşmaları kötüleşir. | TED | عندما نتحدث مع كبار السن مثل هذا (نتكلم بصوت أعلى) أو تسميتهم "حلوتي" أو "سيدة شابة" ويسمى "كلام مع كبار السن" ويظهر فورًا مع العمر، المشي والحديث بكفاءة أقل. |
| Gene de, genç bayan hiç bir yere ilerlemiyormuş gibi hissettiğimizde. | Open Subtitles | كثير من الأحيان، سيدة شابة... ... يبدو أننا لا تحصل على أي مكان، في حين أن... - نحن. |
| Kendine gel, genç bayan. | Open Subtitles | تهدئة نفسك، سيدة شابة. |
| Jameson Lyons bana "genç bayan" dedi. | Open Subtitles | دعا جيمسون ليون لي على "سيدة شابة". |
| Bir de genç bayan. | Open Subtitles | وأيضا سيدة شابة. |
| Mercan rengi elbise giymiş kahverengi saçları olan genç hanım henüz gelmedi mi? | Open Subtitles | هل أتت بعد سيدة شابة ذات شعر بنيًا وترتدي ثوبًا مرجانيًا ؟ |
| Gecenin bir körü dışarıda ne yaptığınızı sorabilir miyim, genç hanım? | Open Subtitles | هل لي أن أسأل ماذا تفعل سيدة شابة خارجا في منتصف الليل، ؟ |
| Çok hoş bir genç hanım olmuşsun. | Open Subtitles | لقد ازدهرت في سيدة شابة جميلة. |
| Beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattın küçük hanım. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل كبيرة أتجاءهك ِ، سيدة شابة |
| Tek başına, küçük hanım. | Open Subtitles | وحده ، سيدة شابة. |
| Başını dik tutması ve özgür bir genç kadın olması için. | Open Subtitles | لترفع رأسها وتكون سيدة شابة مستقلة. |
| Bu genç bayanı koridorda dolanırken buldum. | Open Subtitles | أجد سيدة شابة تذهل الجميع |
| Burada çalıların arasında güzel bir genç bayanla yuvarlanıyorum ve ben kendimi hâlâ tanıtmadım. | Open Subtitles | هنا تدحرجت في الاحراش مع جميلة سيدة شابة دون أن أقدم نفسي |