| Sizi anlıyorum hanımefendi fakat benim işimde çok riskli birçoğunu taşıyabilsem bile. | Open Subtitles | أنا أفهم ذلك سيدتي ولكن مجال عملي محفوف بالمخاطر ولقد خاطرت كثيراً |
| hanımefendi, sizin gibi güzel kültürel şeylerin değerlerinden konuşalım biraz, ne dersiniz? | Open Subtitles | سيدتي دعينا نتكلم عن القيمة الثقافية للاشياء الجميلة، إنها مثلك تماماً، هه؟ |
| - Ne yazık ki hanımefendi size bu konuda yardım edemem. | Open Subtitles | سيدتي , في هذا الأمر , أخشى أنني لا أستطيع مساعدتكِ |
| - Herkesin birilerine ihtiyacı vardır. - Evet, madam. Çoğu kimsenin. | Open Subtitles | ـ الجميع بحاجة لغيرهم ـ نعم ، سيدتي ، الغالبية العظمى |
| Affedin beni leydim ama o adam... On iki defa karşılaşma yaptı. | Open Subtitles | عذراً , سيدتي ,لكن هذا الرجل استمر في الدائرة إثني عشرة مرة0 |
| hanımefendi, ben sarhoş olabilirim. Fakat siz benimle seks yapmalısınız. | Open Subtitles | سيدتي , رُبما أنني ثمل , لكن يجب عليك مُجامَعتي |
| hanımefendi, lütfen arabanıza dönün ve biz erkekler çözelim sorunu. | Open Subtitles | سيدتي رجاءً عودي إلى سيارتك المنقلبة دعي الرجال يتولون الأمر |
| Komik olduğunu sanıyor. Ama ben o kadar eğlenmiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz, hanımefendi? | Open Subtitles | يحسب نفسه ظريفاً، لكن هذا لا يعجبني بالمرة، ما رأيكِ يا سيدتي ؟ |
| Bunun için özür dilerim hanımefendi. ve sen bu saç filesini giymelisin. | Open Subtitles | أنا أسف بشأن هذا يا سيدتي وأنت يجب عليك إرتداء واقي شعر |
| Ve daha yeni mi bir grup buluyorsunuz? Hey, ho, hey! Üzgünüm, hanımefendi. | Open Subtitles | و انت لم تزالي تبحثين عن فرقة ؟ انا اسف يا سيدتي .. |
| - Bu bir kaza mı yoksa... - Henüz bilmiyoruz, hanımefendi. | Open Subtitles | هل تعتقد انها حادثة أو سيدتي نحن لا نعلم حتي الان |
| hanımefendi, etkin bir şekilde faaliyet için ekibin istikrara ihtiyacı var. | Open Subtitles | سيدتي كي يعمل هذا الفريق بشكل كفؤ هذا الفريق بحاجة للاستمرار |
| Mutluyum,öyle mi, hanımefendi, kızım böyle bir mutsuzluğun içine girdi diye? | Open Subtitles | سعيد, سيدتي, بأنها يجب أن تعيش في استعباد لمثل هذا الشنيع؟ |
| hanımefendi, lütfen! İlginç öykünüzü mümkünse başka bir zaman dinlemek isterim. | Open Subtitles | سيدتي أرجوك، هل لي أن أسمع قصصك المدهشة في وقت آخر؟ |
| madam. İyi ki, bavulum yerine cebime bir yedek koymuşum. | Open Subtitles | سيدتي لحسن الحظ حزمت مناديلي في جيبي بدلاَ من حقيبتي |
| Ah, madam, önceki gece, soyunma odanızda bir inciye bastım. | Open Subtitles | سيدتي ليلة أمس وقفت على لؤلؤة واقعة في غرفة ملابسك |
| Meraklanmıyorum, madam. Pervaneler kırılmış olabilir. Hissettiğiniz titreşim bu olmalı. | Open Subtitles | يجب أن لا تقلقي، سيدتي رمينا نصل المروحة من المحتمل |
| Endişelenmenizi gerektirecek bir şey yok leydim, sizi uzun süre alıkoymayacağım. | Open Subtitles | ليس هناك حاجة للشعور بالقلق سيدتي ، فإنني لن أبقيكِ طويلاً |
| Gördünüz mü leydim benimle yeniden yandaş olmakla çok akıllı bir seçim yaptınız. | Open Subtitles | كما ترين يا سيدتي العزيزة لقد كان رأياً حكيماً منكِ أن تسانديني مجدداً |
| Başardım! Hanım, kuzeyden annesi mektup yazan genç adam burada. | Open Subtitles | سيدتي ،لقد أتي فتي الشمال، الذي كتبت لك أمه بخصوصه. |
| Sayın Başkan, oyların aleyhinize değişeceğinden hâlâ endişe ediyorum. Evet, öyle. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة , لازالت قلق ان نتيجة التصويت قد تميل ضدك |
| Aman hanımım, sakın bunu istemeyin benden! Geçemem! Ben elektrikten korkarım! | Open Subtitles | لاتطلبي ذلك مني سيدتي انا أخاف كثيرا من الكهرباء |
| Birçok isimle çağırıldım, efendim... ama bunu ilk kez duydum. | Open Subtitles | لقد تم وصفي بكثير من الأشياء.. سيدتي.. لكن ليس هذا |
| - Zannetmiyorum, bizim... - Bizim için zevk olur, bayan. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أننا سيكون ذلك من دواعي سرورنا سيدتي |