- Daha önemli şeyler varmış. - Hiç yemek getirmemiş, gidiyor. | Open Subtitles | ـ هناك الكثير من الأشياء المهمة ـ لم يحضر معه أي طعام ، إنه سيرحل |
Bilmek istiyorsan bu öğleden sonra gidiyor. | Open Subtitles | إن كنتَ تريد أن تعرف فهو سيرحل عصر اليوم |
Elbise bulursa buradan gidecek. Şimdiye kadar sevdiğim tek erkek o. | Open Subtitles | إذا وجد ملابس , سيرحل أنه الرجل الوحيد الذى أحببته |
Çünkü eğer yapmazsan o çekip gidecek ve onu bir daha asla göremeyeceğiz. Bunu mu istiyorsun? | Open Subtitles | لانه ان لم تفعل , هو سيرحل ولن تراه مجددا |
17 yıllık bir hapislikten sonra bugün, oradan bir adam ayrılıyor. | Open Subtitles | ويوجد بها رجل سيرحل منها اليوم بعد 17 عاما من السجن |
İnsanlar ilacının işe yaramadığını anlar anlamaz, sıradaki kasabaya gider. | Open Subtitles | كلما زاد معرفة الناس بأن .. مقوياته لا تعمل . سيرحل إلى المدينة الأخرى .. |
Kasabadan ayrılacağını söylemişti. Nereye gideceğini söylemedi. | Open Subtitles | قال أنّه سيرحل من البلدة لكنه لم يذكر وجهته |
Bu işi benimle birlikte yap diye sana yalvarıp duramam. Bir kaç güne gidiyor herif. - Var mısın, yok musun? | Open Subtitles | اسمعني , لن أستمر في التوسل اليك لتقوم بهذا معي انه سيرحل في أيام قليلة |
Onun paçayı kurtardığını görmek hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | سوف تستمتعين بحياتك عندما تعرفين أنه سيرحل |
Eğitimden sonra doğruca Viet Nam'a gidiyor. | Open Subtitles | سيرحل إلى فييتنام مباشرة بعد تمارين الأساسية |
Onlar şimdi gidiyor. | Open Subtitles | يجب أن نذهب الأن القارب سيرحل بعد نصف ساعة |
Tüm bu kavgalar onun gidiyor gerçeğiyle başa çıkmanıza yardımcı olmak için doğanın bir oyunu. | Open Subtitles | إنظري، إن كل هذا الشجار هو مجرد طريقة الطبيعة في مساعدتكما على التعامل مع حقيقة أنه سيرحل |
Siz bir, iki kez beraber olduktan sonra o buradan gidecek, tamam mı? | Open Subtitles | بعد ان كنتما معا لمرتين هو سيرحل اليس كذلك، ؟ |
Semptomlar yalan söylemez. Bir hafta içinde gidecek ve sen daha bir tane özgeçmiş bile okumadın mı? | Open Subtitles | سيرحل في أقل من أسبوع و لم تقرأ سير عمل واحدة بعد؟ |
İyisin. Ama yakında gidecek, yani hiçbir şey demeyip... | Open Subtitles | ولكنّه سيرحل قريباً، لذا يمكن ألاّ أقول شيئاً ونأمل أن يذهب بعيداً |
Az önce George Baines'ten geldik. Onun elinden almışlar. Tabii o da ayrılıyor. | Open Subtitles | جورج بين قد سيطروا عليه لا عجب انه سيرحل |
Ama bunu yapamadım, çünkü eğer o giderse Walter da gider. | Open Subtitles | ولكني لا أستطيع فعل ذلك لأنها لو رحلت سيرحل والتر |
Sanırım gideceğini biliyordu ve bu da onun veda hediyesiydi. | Open Subtitles | "أٍعتقد أنه يعلم أنه سيرحل" "و كان هذا وداعاً الحالي" |
Çünkü bu iş devam edemez, birkaç hafta sonra ayrılacak. | Open Subtitles | لأن ما بينهما لن يدوم أبداً لأنه سيرحل بعد أسابيع قليلة |
Temmuz ve ağustosta herkes sarılabilir. Ama o, eylülde gitmiş olacak mı? | Open Subtitles | إي شخص يستطيع ملاطفتك في يوليو وأغسطس لكن هل سيرحل في سبتمبر؟ |
Çekip gitmek üzereydi. Oyun planını değiştirmeliydim artık ipler benim elimde. | Open Subtitles | كان سيرحل ، وكان علي أن أقوم بدور المسئول |
45 dakika sonra kalkacak. Üçüncü peron. Sağ olun hanımefendi. | Open Subtitles | سيرحل القطار خلال 45 دقيقة البوابة الثالثة،شكرا سيدتي |
Miami treni 23.30'da kalkıyor. Gelecek misin Gail? | Open Subtitles | القطار سيرحل الى ميامي في الـ11.30 ستكونين هناك.. |
Oğlun evlatlık olarak yarın ülkeyi terk ediyor. Anladın mı? | Open Subtitles | لقد تم تبتي طفلك لذلك سيرحل من الوطن غداً , حسنا؟ |
Kat danışmanlığını bırakıp, gidecekmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه سيتنحّى عن موقعه كمستشار مقيم و سيرحل. |
Tamam, canımı istediğin kadar acıtabilirsin, ama elbet bir gün taşınacak. | Open Subtitles | حسناً تستطيعين أن تأذيني كما تريدين، لكنه سيرحل يوم ما |
Az önce George Baines'ten geldik. Onun elinden almışlar. Tabii o da ayrıIıyor. | Open Subtitles | جورج بين قد سيطروا عليه لا عجب أنه سيرحل |