Kavanozdaki şekerleri yüzde üç ya da beş yaklaşıkla tahmin ederdiniz ve bu yüzde 90-95'inizkinden daha iyi bir sonuç olurdu. | TED | سيكون بين حوالي 3 و 5 بالمئة من عدد الحبات الموجودة بالجرة و سيكون أفضل من 90 إلى 95 بالمئة منكم |
Buraya niye geldiğimizi hatırlayın çünkü her yerden daha iyi bir yer olduğunu düşünmüştük. | Open Subtitles | سبب قدومنا إلى هنا لأن لأننا كنا نعتقد أن المكان سيكون أفضل من أي مكان أخر |
Herkesden daha iyi olacak dedim.. | Open Subtitles | هذا الفتي سيكون أفضل من أي شخص عرفه الجميع. |
Ölüm, ya bu hayattan daha iyi olacak, ya da hiçbir şey olmayacak, ki o da bu hayattan iyidir. | Open Subtitles | بل إنه سيكون أفضل من حالنا هذا , أو قد لا يكون هناك شيئاً بعد الموت و أيضاً ,سيكون هذا افضل من حالنا هذا |
Ve bu ağın yapısı referans alınmadan rastgele seçilen altı kişi gözetlemekten çok daha iyidir. | TED | و هذا سيكون أفضل من مراقبة ستة أشخاص مختارين عشوائياً دون الإشارة إلى هيكلية السكان |
Kapağın arkasında, son açtığımızdan daha iyisi olduğunu düşündüren ne? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقد أنّ ما وراء ذلك الباب سيكون أفضل من آخر بابٍ فتحناه؟ |
Sanırım ne olursa olsun bundan daha iyi olacaktır. | Open Subtitles | أظن أن أياً كان سوف يحصل سيكون أفضل من هذا بالتأكيد. |
Bir gün hepsinden üstün olacağım. | Open Subtitles | يوم واحد سيكون أفضل من أي يوم |
Eğer sana, yediğin bütün burgerlerden daha iyi bir hindi burger yapabilirim desem? | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك أنني أستطيع صناعة برغر الديك الرومي ومذاقه سيكون أفضل من أيّ برغر قد أكلته من قبل؟ |
Bu işin üstesinden gelirsek bu zamana kadar aldığından çok daha iyi bir seks alacaksın. | Open Subtitles | إن انجزنا هذا، سيكون أفضل من أي مضاجعة حظيت بها في حياتك. |
Ama o koltuk ayağa kalkmam için şimdikinden daha iyi bir iş yapabilir. | Open Subtitles | لكنّ ذلك المقعد سيكون أفضل من الطريقة التي أقف بها الآن |
Böceklerin ısırdığı kadar balıklarda ısırsa daha iyi olacak. | Open Subtitles | الوضع سيكون أفضل من هذا لو السمكة كانت تعض كهذه البراغيث. |
Kıyıya çıkmaya çalışırlar oysa diğer yöne yüzseler daha iyi olacak. | Open Subtitles | ويصارعون للذهاب إلى الشاطىء ولكن البقاء سيكون أفضل من السباحة فى الإتجاه المعاكس |
Galiba ilk seferden daha iyi olacak diye yapıyor. | Open Subtitles | أظن أنه يقوم به لأنه اعتقد أنه سيكون أفضل من الفيلم الأول. |
İnan bana, eğer o inip utancının kaynağı olarak senin yanında dursa yaşam boyunca suçlu bir kalp taşımaktan çok daha iyi olurdu. | Open Subtitles | صدقيني ، لو أمكنه التنحي و الوقوف بجانبك ، على منصة العار سيكون أفضل من |
daha iyisi ne olabilirdi? | Open Subtitles | مالذي سيكون أفضل من ذلك ؟ |
Bundan daha iyisi iyi haber olurdu. | Open Subtitles | خبر سار سيكون أفضل من ذلك. |
Umarım yeni yıl akşamı götürdüğün sıçan deliğinden daha iyidir. | Open Subtitles | سيكون أفضل من ذلك المكان الفوضوي الذي أخذتي إليه بالسنة الجديدة |
Ne olursa olsun, mezuniyet balosundan daha iyidir. | Open Subtitles | حسناً، مهما يكن، سيكون أفضل من الحفل الراقص. |
Bu her zamankinden daha iyi olacaktır, tıpkı eve geri dönmek gibi. Owen ile yattın değil mi? | Open Subtitles | سيكون أفضل من قبل، كالعودة للمنزل. نمتِ مع (أوين). |
Ne olursa olsun buradan daha iyi olacaktır. | Open Subtitles | أيا كان، سيكون أفضل من هنا. |
Bir gün hepsinden üstün olacağım. | Open Subtitles | يوم واحد سيكون أفضل من أي يوم |