"سيكون يومًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir gün olacak
        
    • gün olacağını
        
    Bir şeyler ye, yorucu bir gün olacak. Open Subtitles حريّ بكم تناول الطعام، سيكون يومًا طويلًا.
    İçimden bir his yarın çok uzun bir gün olacak diyor. Open Subtitles يعتريني شعور بأنّ الغد سيكون يومًا أيْوَمًا.
    Benim için yoğun bir gün olacak. Open Subtitles سيكون يومًا حافلًا جدًا بالنّسبة إلي.
    Bugünün, Amerikan adaleti için harika bir gün olacağını kim bilebilirdi ki? Open Subtitles من كان يعلم أن اليوم سيكون يومًا عظيمًا من أجل العدالة الأمريكية؟ أليس كذلك؟
    Henry, Langley'de zor bir gün olacağını söylemişti ve aynı gün bunlar oluyor. Open Subtitles (هنري) قآل بأنهُ سيكون يومًا عسيرًا على "لآنغلي"
    Yarın çok güzel bir gün olacak, Ace, büyük gün. Open Subtitles . غدًا سيكون يومًا كبيرًا يا (آيس) ، يوما كبيرًا
    Yapma. Yarın güzel bir gün olacak. Open Subtitles هيّا، غدًا سيكون يومًا رائعًا.
    Sen bu gecenin keyfini çıkar çünkü yarın büyük bir gün olacak. Open Subtitles استمتعي الليلة، لأن الغد... سيكون يومًا مشهودًا.
    Sen bu gecenin keyfini çıkar çünkü yarın büyük bir gün olacak. Open Subtitles استمتعي الليلة، لأن الغد... سيكون يومًا مشهودًا.
    Ayrılma terapisi için oldukça uzun bir gün olacak. Open Subtitles سيكون يومًا شاقًا للعلاج
    Bütün senaryonun üstünden geçeceğiz. Uzun bir gün olacak, Bayan T. Open Subtitles لدينا سيناريو بالكامل لننهيه، سيكون يومًا طويلاً يا سيدة (تي)
    Yarın zor bir gün olacak. Open Subtitles سيكون يومًا عسيرًا غدًا
    Güney Kaliforniya'da güzel bir gün olacak gibi görünüyor! Open Subtitles يا (راي) يبدو أنه سيكون "يومًا جميلًا آخر بجنوب "كاليفورنيا
    Bugün kötü bir gün olacak. Open Subtitles هذا سيكون يومًا سيئًا.
    Bugün harika bir gün olacak. Open Subtitles سيكون يومًا جميلًا!
    Harika bir gün olacak Seattle! Bunu bilemez. Open Subtitles سيكون يومًا رائعًا، "سياتل"!
    Sana uzun bir gün olacağını söylemiştim. Open Subtitles أخبرتك أنه سيكون يومًا طويلًا
    Caroline için zor bir gün olacağını bildiğim ve eğer oraya gelme şansı olursa onun için orda hazır bulunmak istediğim için. Open Subtitles علمت أنّه سيكون يومًا عصيبًا على (كارولين) وارتأيت أن ثمّة احتمال مرجّح لمجيئها. وإن جائت، فوددت أن أكون حاضرًا لمؤازرتها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more