Böylece, belirli bir seviyenin ötesine zoom yaptığımizda bu Sim City benzeri 45 derecelik bir sanal bir görüntü haline dönüşüyor. | TED | لذلك، فيما نحن نقوم بالتكبير فوق مستوى معين يأخذنا إلى نوع من مثل سيم سيتي في عرض افتراضي على 45 درجة. |
Ve sonra, tabii ki Sim City 2000'i de almaya karar verdik, öbür Sim City'i değil, özellikle bunu, yani bu süreçte geliştirdiğimiz kriterler çok güçlüydü ve sadece seçim kriterlerinden ibaret değildi. | TED | وهكذا قررنا، بالطبع، أن يكون سيم سيتي 2000، ليس مدينه سيم أخرى،تلك على وجه الخصوص، وبالتالي فإن المعايير التي قمنا بتطويرها على امتداد الطريق كانت قوية حقاً، ولم تكن فقط من معايير الاختيار. |
Çünkü beni değil Bletsung MacLeod'u seviyordun oysa o Sim'e aşıktı ve eğer o senin olmayacaksa hiç kimsenin olamayacaktı. | Open Subtitles | لأنك كنت تحب بلتسنج ماكلويد وليس أنا وهي تحب سيم وإذا لم يكن باستطاعتك الحصول عليها تأكدت بأنه لن يحصل عليها رجل آخر |
yakışıklı, eğitimli ve ailesi bu otelin sahibi, diğer on iki otel gibi. | Open Subtitles | إنه و سيم.. و متعلم.. و تمتلك أسرته هذا الفندق و 12 غيره |
Üçüncüsü, buraya Sum Usta için geldim. | Open Subtitles | ثالثا لقد اتيت من اجل المعلم سيم |
İçinde L.A kodlu bir numara olan bir Sim kart buldular. | Open Subtitles | أحد الأشياء التى أسترجعوها كانت شريحة سيم |
Sim Jung-yoon'un yazdığı metni, okuduğum doğrudur. | Open Subtitles | إنها حقيقة أنني قرأت تلك المخطوطة للكاتب سيم جنج يون |
Ama pimin içinde bir SİM kartı vardı ve senin için de bir mesaj vardı. | Open Subtitles | الاثنان نظيفان لكن كان هناك سيم كارد داخل الوتد و رسالة , لك |
Sen asla gitmeyeceksin, Peter. Sen de, Sim. | Open Subtitles | لن تذهب قط بيتر ولا انت الاخر سيم |
- Şunu bilesin ki ben de... - Sessiz ol, Sim. | Open Subtitles | لماذا بقرشين فقط ابقى صامتا سيم |
Saat 14:00'de lbaragi Sim City'de | Open Subtitles | في مدينة سيم إيباراجي في الساعة 2. |
Hayırsever bir adamın bağışı olan, Sim Sim'e hoşgeldin diyoruz. | Open Subtitles | والآن ، بفضل متبرع مجهول رحبوا معي بالباندا (سيم سيم) |
Adı Simone değil. Adı "Sim... One", gördünüz mü? | Open Subtitles | انه ليس سيمون انه سيم وان انظر |
Her biri Sim Gillivry'nin işaretini taşıyordu. | Open Subtitles | كل واحدة منهم عليها اسم سيم جليفري |
Sim, göreceksin. Lucky çok farklı. | Open Subtitles | سيم سترين حب لاكي سيتخطى كل شيئ |
Rotmistr Çaçu sizin ve aday Sim'in bölüğe gelmenizi emretti. | Open Subtitles | النقيب (تشاتشو) يأمرك أنت والمرشح سيم) أن ترافقانا إلى الإدارة) |
Sim, bir tanem. Yüzümü unutma çünkü bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | حبيبتي "سيم" تذكري وجهي فقد لا ترينه ثانيةً |
yakışıklı, eğitimli ve ailesi bu otelin sahibi, diğer on iki otel gibi. | Open Subtitles | إنه و سيم.. و متعلم.. و تمتلك أسرته هذا الفندق و 12 غيره |
çok yakışıklı, korkunç bir kişilik... tamamen aşığım ona. | Open Subtitles | و سيم جدًّا و شخصيّة رائعة أنا واقعٌ في حبّهِ كليًّا |
Sum Ustayı görmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | انت تريد ان ترى المعلم سيم |
Barney, komiksin, yakışıklısın çok da zekisin. | Open Subtitles | بارني انت و سيم و مضحك و ذكي للغاية |
Saat... -...7'yi beş geçiyor. -Ben Sim-Dost Cindy. | Open Subtitles | ـ الخامسة إلا سبعة ـ أنا (سيم ـ بول) (سيندى)، ما اسمك؟ |