"سينفطر" - Translation from Arabic to Turkish

    • kırılacak
        
    • üzülür
        
    • kırılacağını
        
    • kırılır
        
    • Iris'in
        
    • üzüleceğini
        
    Evlenmeyeceğimi öğrenince kalbi kırılacak. Open Subtitles سينفطر قلبه حين يعرف أني لا يمكنني الزواج منه
    Milyoner olmadığımı öğrenince Şeker'in kalbi kırılacak. Open Subtitles و(سكّر) أيضاً سينفطر قلبها حين تعلم أني لست مليونيراً
    Evlendiği kadın temiz çıkmazsa Ahmed çok üzülür. Open Subtitles سينفطر قلب أحمد إذا كانت المرأة التي تزوجها غير عفيفة
    Annen ve ben bu papağan giderse kalbinin kırılacağını biliyorduk.... Open Subtitles أنا و أمّك كنّا نعلم أنّ قلبك سينفطر اذا تمّ إبعاد (زيوس) بسببك...
    Oğlu bunları kendisi topladı. Onları almazsa kalbi kırılır. Open Subtitles ابنها صنع هذه بنفسها سينفطر قلبه إذا لم تحصل عليها
    Ama Joe'nun istemedigini ögrenince Iris'in ne kadar üzülecegini biliyorum. Open Subtitles ولكن ستعرف كم سينفطر قلبها عندما تعرف عدم موافقة (جو)
    Ama Joe'nun istemediğini öğrenince Iris'in ne kadar üzüleceğini biliyorum. Open Subtitles ولكن ستعرف كم سينفطر قلبها عندما تعرف عدم موافقة (جو)
    Kardeşini öldürdüğünü öğrenince Carlos'un çok kalbi kırılacak. Open Subtitles سينفطر قلب (كارلوس) اللعين عندما يكتشف أنك قتلت أخاه
    Gün sona ermeden önce kalbin kırılacak. Open Subtitles ..قبل نهاية اليوم سينفطر قلبك
    Sanırım annemin kalbi kırılacak. Open Subtitles أعتقد أن قلب والدتي سينفطر
    İlişkileri yürümezse Stan'in kalbi kırılacak. Open Subtitles سينفطر قلب (ستان) عندمالاتنجحعلاقتهما...
    Bir kişinin kalbi kırılacak. Open Subtitles قلب أحد سينفطر
    Bir kişinin kalbi kırılacak. Open Subtitles قلب أحد سينفطر
    Söyleme çünkü çok üzülür diyecektim. Open Subtitles كنتُ سأقول لأنّه سينفطر فؤاده.
    Seni kaybederse çok üzülür. Open Subtitles سينفطر قلبها إذا فقدتكِ
    Kaç kalbin kırılacağını! Open Subtitles ! وكم من قلب سينفطر
    Lily hayallerinin evinin eğimli olduğunu anlarsa kalbi kırılır. Open Subtitles (إذا إكتشفت ( ليلي أن بيت حلمها مائل سينفطر قلبها
    Çünkü daha da kötüleştin, sürekli hapşırıyordun, öksürüyordun, annenle ben senin yüzünden gittiğini düşünürsen çok üzüleceğini biliyorduk, baban için kendini suçluyordun zaten, bizde ben istemişim gibi yaptık. Open Subtitles -كان الوضع سيّئا فقد كُنت تسعل و تعطس يوميّاً أنا و أمّك كنّا نعلم أنّ قلبك سينفطر اذا تمّ إبعاد (زيوس) بسببك... وبسبب كونه آخر ذكرى لك من والدك تحمّلتُ أنا اللوم من أجل ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more