Bence hokeyde de, golftaki kadar Kötü olman imkansız gibi geliyor bana. | Open Subtitles | بما انك لاعب جولف سيىء فلابد انك كنت لاعب هوكى سيىء كذلك. |
Hepinizin benimle ilgili Kötü sözler duyduğunuzda hazırlıklı olmasını istiyorum tamam mı? | Open Subtitles | واريدكم أن تكونوا مستعدين لو سمعتم اى كلام سيىء عنى, حسنا ؟ |
Beraber ilk çalışmamız o kadar da Kötü değildi, ne dersin? | Open Subtitles | لم يكن ذلك سيىء كأول عمل نقوم به معاً, ما رأيك؟ |
Sihirbazlık numaraları zaten berbat şeylerken, bir de asistan olmak mı ... | Open Subtitles | عمل خدع سحرية هو عمل سيىء للغاية مساعدة الشخص الذي يقوم بالخدع |
Kusura bakma ahbap. Yazık, bir dahaki sefere. | Open Subtitles | أسف يا صديقى سيىء جداً , إستمر بالمحاولة |
Bana, Kötü bir şeyler olduğu zaman evi nasıl temizlediğini anlatmıştın, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تعرفين ما تقوليه لي دائماً لتنظيف المنزل عندما يحدث أي شيء سيىء ؟ |
Basınç kaybı sonucu suyun aniden buhara dönmesi başka Kötü olaylara da yol açar. | TED | ويمكن أن يقع أمر سيىء آخر إذا فقدنا الضغط وإذا تحول الماء إلى البخار. |
Kulağa ne kadar korkunç gelse de bu Kötü bir şey olmak zorunda değil. | TED | وبينما يبدو هذا كشيئا مخيفا، إنه ليس بالضرورة أمر سيىء. |
Büyük ölçekteyse neredeyse stresle başa çıkamaz hâle geliyorsunuz ki bu da Kötü bir şey. | TED | في النطاق الجُزيء، عملياً تفقد القدر على التعامل مع التوتر، وهذا سيىء. |
Bunların hepsi, öfkenin Kötü ve hissedilmesi yanlış bir şey olduğunu farz eder. | TED | كل تلك الافتراضات عن أن الغضب سيىء ومن الخطأ أن نشعر به. |
Şimdiye kadar, ne zaman Kötü bir şey yapmak istediysem, yaptım. | Open Subtitles | حتى الآن كلما أردت فعل شىء سيىء كنت أفعله |
İçimde Kötü bir his bu adam ne yaptığımızın farkında diyor. | Open Subtitles | أتعرف , لدى شعور سيىء بأنة يعرف بالضبط ما نفعلة |
Sizin için yeterince Kötü, onlar için kim bilir nasıl? | Open Subtitles | هذا سيىء بما فيه الكفاية بالنسبة لكم، فكيف هو الحال بالنسبة لهم؟ |
Dom Pérignon '52 içen biri o kadar da Kötü olamaz. | Open Subtitles | أى رجل يشرب هذا النوع من الخمر لا يمكن أن يكون سيىء للغايه |
İçimde geç kaldığımıza dair Kötü bir his var. | Open Subtitles | لدى شعور سيىء أننا بالفعل متأخرين للغاية |
Kötü muamele gördüklerini hissettiklerinde son derece kararlı oluyorlar. | Open Subtitles | إنهم مصممون عندما يشعرون أنهم يعاملون بشكل سيىء |
Ama kimi zaman, çok Kötü bir şey olduğunda ölü korkunç bir kederi beraberinde getirir ve ruhu huzura kavuşamazdı. | Open Subtitles | لكن احيانا يحدث ما هو سيىء جدا انة هذا الحزن الرهيب الذى يحملة معة بحيث لاتستطيع روحة الارتياح |
Ama bazen, çok Kötü bir şey olduğunda... büyük bir keder de taşınırdı ve ruh rahat edemezdi. | Open Subtitles | لكن احيانا يحدث ما هو سيىء جدا انة هذا الحزن الرهيب الذى يحملة معة بحيث لاتستطيع روحة الارتياح |
Kimsenin suçu yok, gerçekten ama yine de berbat bir durum. | Open Subtitles | إنه ليس ذنب أحد، بالواقع، لكنه لا يزال الأمر سيىء |
Çünkü ben olmasaydım, huysuz, hayal gücü olmayan, berbat bir kubbede boktan senaryolar yazmaya devam ediyor olurdun, seni yaşlı piç. | Open Subtitles | لأنه لولاي لبقيت هناك تكتب نصوصاً فاشلة تحت قبة يتسرب منها الماء أيها الوغد المسن سيىء الطباع وعديم المخيلة. |
Yazık, morsu yakalayamadınız. Onu incelemek isterdim. -Dev bir mors, tarihöncesinden kalma! | Open Subtitles | سيىء جداً انك لم تمسك بة كنت أريد أن أفحصة |
Uzman değilim ama hayvanlara işkence etmekle anılmak işler için kötüdür. | Open Subtitles | أنا لست خبيرا لكن ارتباطك مع تعذيب الحيوانات شيء سيىء للعمل |