"سيّئة" - Translation from Arabic to Turkish

    • kötü
        
    • fena
        
    • berbat
        
    • kötüydü
        
    • kız
        
    • kötüyüm
        
    • kötüler
        
    -İlgilenirsen bu kötü başlangıç bitebilir. - Ben nerede olduğunu biliyorum! Open Subtitles ـ تدبّر أمرك، ولا تجعل البداية سيّئة ـ أعلم أين هو
    Biliyorsun, patronun gecenin ortasında yok olmak gibi kötü bir huyu var. Open Subtitles إنّ الرئيس لديه عادة سيّئة قليلاً فهو يختفي في وسط منتصف الليل
    Sonraki gün arayıp bir şeyler için yalvardı. Sesi kötü geliyordu. Open Subtitles ولكن بعد ذلك ، لقد ضربتني وقد كانت بحالة سيّئة جداً
    Ne dediğini anlamadım çünkü kulağa kötü gelen iyi şeyler yapıyorsun. Open Subtitles لا أفهم ما الذي تقوله لأنّك تجعل الأشياء الجيّدة تبدو سيّئة
    Çözünürlük çok kötü. Ne plaka ne de arabanın numarasını alamadım. Open Subtitles جودة الصورة سيّئة جداً، لا يمكنني رؤية الرقم أو السيارة بدقة.
    Çözünürlük çok kötü. Ne plaka ne de arabanın numarasını alamadım. Open Subtitles جودة الصورة سيّئة جداً، لا يمكنني رؤية الرقم أو السيارة بدقة.
    Bu Harvey'in avukatını jüri önünde kötü görünmesini sağlamak için bir hareket. Open Subtitles هذه فقط محاولة لجَعْل مُحامي هارفي يبدو بحالة سيّئة أمام هيئةِ المحلفين
    Parasını, kötü arazi satışında ve kumar yüzünden harcamış sonunda da. Open Subtitles لقد اِنتهى به المطاف خاسرًا إيّاها بواسطةِ اتّفاقات سيّئة وعادة المُقامرة.
    En son baktığımız daire için de çevresi kötü dedin. Open Subtitles والشقة الأخيرة قلت عنها أنّها تقع في منطقة مدرسيّة سيّئة.
    Bazıları iyi, bazıları kötü, hayat gibi işte. Genellikle iyi. Open Subtitles أمور جيّدة وأمور سيّئة فهذه هي الحياة ولكن أغلبها جيّدة
    Eğer geçmişimi biliyor olsaydın bunun bazı kötü hatıraları hatırlattığını da bilirdin. Open Subtitles لو علمتِ شيئًا عن ماضيّ لأدركت أن ذلك ذكرني بذكريات سيّئة جدًّا.
    Bu yüzden eğer yoksul bir çocuk belirli bir özelliğe sahipse bunun yoksulluk sebebiyle mi yoksulların kötü genleri olmasından mı kaynaklandığını bilmiyoruz. TED فإن طوّر طفل فقير صفة معينة، لا نعرف إن كان هذا بسبب الفقر أو إن كان للفقراء جينات سيّئة.
    Epigenetikçiler ise yoksul insanların kötü veya fakirleşmiş ortamlarda olmasının bu fenotipi, yani bu özelliği oluşturduğunu söyleyecektir. TED سيخبرك علماء التخلّق المتعاقب أن الفقراء يعيشون في بيئةٍ سيّئة أو بيئةٍ فقيرة تخلق ذلك النمط الظاهري وتلك الصفة.
    Şekerler, kapladığı hücrenin etrafındaki hücrelere, bu hücrenin iyi mi yoksa kötü mü olduğunu söylüyor. TED هذه السكّريّات تخبر الخلايا المناعيّة عن هذه الخليّة ما إذا كانت جيّدة أم سيّئة.
    Miss Norton için durum kötü görünüyor ama sen ne kadar uzakta olursan onun için o kadar iyi olur. Open Subtitles الآن، أمورها سيّئة بما فيه الكفاية مهما أنت ذهبت والأفضل كلما كنت أنت أبعد
    Bunu anlatayım. Ve kötü birşey yok bunda. Open Subtitles دعوني أقولها لكم إنّها ليست سيّئة أو شيء ما
    kötü durumdayım. Vanessa beni bıraktı. Ne yaptığımı bilmiyorum. Open Subtitles أنا في حالة سيّئة , فانيسا تخلصت مني , لا أعرف ماذا علي أن أفعل
    Şu anda epey şöhreti kötü bir kızla kaçıyorsun. Open Subtitles لقد هربت تواً مع إمرأة سيّئة السمعة جداً
    Yeni takımınızın açılışını Wembley'de yapmak hiç fena sayılmaz. Open Subtitles ليست طريق سيّئة لتفتح حسابك مع فريقكَ الجديد في ويمبلي
    Bir parti vardı. Basketbol takımı içindi. Gerçekten berbat durumdaydı. Open Subtitles كان هناك حفلة لفريق كرة السلة، كان بحالة سيّئة جدّا
    Işık kötüydü. Mesafe fazlaydı. Open Subtitles الإضاءة كانت سيّئة بإعتبار المسافة البعيدة،
    Hayır, her neyse işte. "Zavallı zengin kız" olayının modası geçti. Open Subtitles كلا، مهما يكن، أعني، أنت تعرف فتاة غنية صغيرة سيّئة تتلاعب
    Madem bu kadar kötüyüm, niye işi bana verdin? Open Subtitles إن كنتُ سيّئة لتلك الدرجة، فلمَ أعطيتني الوظيفة؟
    Sen ne kadar kötüyüm dersen de, bu şeyler daha da kötüler. Open Subtitles إنّه سيّءٌ مثلك, هذه المخلوقات سيّئة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more