"سُرقت" - Translation from Arabic to Turkish

• çalınmış
• çalınan
• çalınmıştı
• soyuldum
• Çalındı
• çaldı
• çalındığı
• çaldılar
• soyulmuş
• soyuldu
• çalınması
• Soyulduğunu
• çalındıktan
• çalındığını

Motosiklet sabah çalınmış ve o olaydan sonra terk edilmiş.
الدراجة كانت قد سُرقت في الصباح وتم رميها بعد الحادثة

Bilinmeyen başka altı operasyonun ve güvenli evlerinin bilgileri de çalınmış.
تفاصيل من ست عمليّات أخرى مجهولة ومواقع منازل آمنة قد سُرقت.

Ayrıca İtalya'dan çalınan kayıp bir tarihi eser sanığın zilyetindeydi.
ايضا هو كان يملك قطعة فنية شهيرة سُرقت من ايطاليا.

Sen öğle yemeğindeyken, minibüsün çalınmıştı.
إسمع ، لقد سُرقت شاحنتك حينما ذهبت للغداء

Bunun gibi yüzüne gülen yılanlar tarafından çok soyuldum ben.
لقد سُرقت في الكثير من المرات بواسطة أشخاص مبتسمين مثل الثعابين مثل هذا الرجل

Tanrım! Norman Hatıra Tabaklarım yine çalınmış.
يا للهول ، مجموعة المواني التذكارية سُرقت ، مجدداً

Bunun olmasının tek sebebi, sizinle dün akşamki aptal toplantıya gitmemiz ve orada benim saçlığımın çalınmış olması.
ذلك حصل فقط عندما سُرقت واقية شعري في حفلتك الغبية

Silikonlar ondan çalınmış, bir şey bilmiyor olacaktır.
إن كانت الاثداء المزوعة قد سُرقت منه فإنه لا يعرف أي شيء

Ben son bir hafta içinde hiç soğutucu kamyon çalınmış mı, onu araştırmak istiyorum.
بالضحية الأخيرة، أودّ تحرّي إن كان هنالك أيّة شاحنات مبرّدة قد سُرقت خلال الأسبوع الماضي أو نحوه

Kafam yerinden çıkacak halde sokağın ortasına zıpladım ve bir baktım, lanet arabam çalınmış.
خرجت من الحانة خائر القوى ورأيت سيارتي قد سُرقت

Savaş bakanım. Mühendislerden biri pusuya düşürülmüş. Matkabın planları çalınmış.
، يا وزير الحرب ، تم الهجوم على مهندس و سُرقت مُخططاته

-Kara Şövalye Hayaleti! çalınan kostümlerden biri buydu.
شبح الفارس الاسود كان أحدي البدلات التي سُرقت

O sizin çalınan metal kabınız mı Bayan Vetra?
أين آلة التصوير تلك , رقم 86 ؟ إنها لاسلكية. سُرقت هي أيضا.

çalınan 57 milyon Kron'un 51 milyonu hâlâ bulunabilmiş değil.
51 مليون نرويجي لا تزال غير موجودة من الـ57 مليون نسمة التي سُرقت

Geçen yıl çantası ve evrakları çalınmıştı.
كانت بحوزته حقيبة مليئة بتخطيطات للمبيعات سُرقت العام الماضي

Bu araba katil tarafından çalınmıştı, değil mi?
هذه السيّارة قد سُرقت بواسطة القاتل، أليس كذلك؟

soyuldum. Evime gitmem lazım.
أنا سُرقت وأحتاج إلى توصيلة للمنزل

Bu gemi bir saat kadar önce benim dairemden Çalındı.
هذه السفينة سُرقت من شقتي مُنذ أقل من ساعةٍ مضت.

Ama sonu pek iyi olmadı çünkü Grimm ve arkadaşları onu benden çaldı.
لكن ذلك لم يفلح لأنها سُرقت منّي على يد الغريم و أصدقائه

Yürüyüşe çıktığını söylemişsin ama kamera kaydı Ranger'lara ait dosyanın çalındığı saat ve dakikada senin orada bulunduğunu gösteriyor.
تقولين أنك كنتِ بالخارج تركضين ولكنك تظهرين بها في المكان المحدد ، في الوقت المحدد عندما سُرقت بيانات الحراس

Teknolojimizi çaldılar.
لكن التكنولوجيا سُرقت

Tahminim, çalınmış, biraz kullanılmış, sonra parçaları için soyulmuş.
في اعتقادي انها سُرقت ثم قُيّدت ثم جُرّدت الى اجزاء

Lütfen, eşim için adalet, o hastaneden mesai çıkışı soyuldu.
العدالة لزوجتي، أرجوك التي سُرقت بينما تنهي نوبتها في المستشفي

Onun benden çalınması, kalbime saplanan bir hançer gibiydi.
شعور انها سُرقت منيّ كان مثل الموس بالنسبة لقلبي

Bayan King, polise verdiği ilk ifadesinde Soyulduğunu söylemiş, tecavüz edildiğini değil.
السيدة كينغ في بيان للشرطة أولاً كان ذلك أنها سُرقت ولم تتعرض للأغتصاب..

Çanta çalındıktan sonra, Jesse hazır değiliz diye aramaya çalıştı ama zamanında yetişemedi.
ومن ثمّ بعدما سُرقت الحقيبة، حاول (جيسي) إلغاء جاهزيّة القنبلة،

İlk önce Mona Lisa'nın çalındığını bütün dünyaya ilan etmeliyiz.
اولا: لابد ان نعلن للعالم ان اللوحة قد سُرقت.