"سِراً" - Translation from Arabic to Turkish

    • sır
        
    • gizlice
        
    Minik bir kuş, bana seninle ilgili bir sır verdi ve ben de doğru mu diye seni görmeye geldim. Open Subtitles تَعلَم، أخبَرَتني العُصفورَة الصَغيرَة سِراً عَنك و قَد جِئتُ لأرى إن كانَ صَحيحاً أم لا
    Bu seks olayı ortaya çıktı diye mi şaşırdı yoksa sır olarak sakladığı bir bilgiyi keşfettiğimiz için mi. Open Subtitles ناتجة عن خبر العلاقات الجِنسية أو أننا إكتشفنا امراً كان يُبقيه سِراً
    sır saklamanın namussuzluk olduğunu düşünüyor. Open Subtitles لماذا؟ تعتقدُ بأن إبقاء الأمر سِراً سيكون مُخلاً بالشرف
    Kraliçe'yi gizlice desteklediğiniz ve Kral'ın davasında ona karşı olduğunuz söylentileri var. Open Subtitles هُناك شائِعَات بَأنك سماحتك تَدعَم الملِكه سِراً وأنَك ضِد الملِك في أمرِه الكبِير
    - Söylentilere göre Kral, Anne ile gizlice evlenmiş. Open Subtitles هُناك شائِعَات بِأن الملِك تَزوَج آن سِراً
    Hiç birinin vefatından sonra onun hakkında kirli bir sır öğrendiğin oldu mu? Open Subtitles هل سبقَ وان أكتشفتي سِراً قذر عن شخصٍ ما, بعد موته؟
    Aramızda sır, Dickie. Open Subtitles سيبقى الأمر سِراً بيننا يا ديكي
    Aramızda sır, Dickie. Open Subtitles سيبقى الأمر سِراً بيننا يا ديكي
    Örneğin küçük sırrının sır olarak kalması gibi. Open Subtitles مِثل التأكُّد مِن أن بقاءِ سركِ سِراً.
    ...küçük sırrının sır olarak kalması gibi. sır mı? Open Subtitles مِثل التأكُّد مِن أن بقاءِ سركِ سِراً.
    Bu artık bir sır değildi. Open Subtitles تحوّل الإهتمام كثيراً إلى "جوليان"، لم يَعُد الأمر سِراً.
    Kendinize bile söylemek istemediğiniz bir sır. Bir sırrım olduğunu nasıl anlayacağım? Open Subtitles سِراً لاتريدُ أن تقولهُ لنفسك حتى؟
    Eğer sana anlatırsam, sır olmaktan çıkar. Open Subtitles لو أخبرتُك، فلن يكونَ سِراً
    Bu ise bir sır olacak. Open Subtitles سأُبقي هذا سِراً
    Seni bir sır olarak saklamalıyız. Open Subtitles يجب أن نبقي عليكِ سِراً
    Umbrella bunları biyolojik silahları gizlice dünyaya dağıtmak için kullanıyordu. Open Subtitles استخدمتهم "أمبريلا" سِراً لنقل الأسلحة البيولوجية حول العالم
    Hayatından gizlice nefret eden yakışıklı bir kriket oyuncusu. Open Subtitles لاعب كريكيت وسيم يكره حياته سِراً
    Hayatından gizlice nefret eden yakışıklı bir kriket oyuncusuyum. Open Subtitles انا لاعب كريكيت يكره حياته سِراً
    Bizler de, Gamilas istilasından geriye hala kalmayı başarmış Iskandar'ın bir kısmını gizlice gezegeninize yolladık. Open Subtitles هذا الجزء الصغير من (اسكندر) الذي بقي في (الغاميلون).. أرسلناه سِراً إلى الأرض..
    Patrick okula başladığında hafta sonları gizlice Brad'le görüşmeye başlamışlar. Open Subtitles "عندما كان طالباً جديدًا، اعتاد أن يرى (براد) سِراً في عُطلة نهاية الأسبوع"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more