"شأنه أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olurdu
        
    • bu
        
    • olsaydı
        
    Bul o zaman öyle birini. Ne klas olurdu ama? Open Subtitles عليك أن توظف واحداً كيف من شأنه أن يكون رائع؟
    Ama eğer bu senin başına gelmiş olsaydı, ne kadar berbat hissederdin biliyorsun, ve Julian'ın sevgisi senin kendini affedebilmene yardım eden tek şey olurdu. Open Subtitles لكن إذا حدث ذلك معك ، أتعرفين كم ستحزنين، وسيكون حبك هو الشيء الوحيد الذي من شأنه أن يسمح له بأن يغفرلنفسه 405 00: 32:
    bu ekonomiler ve şehirler için kötü olurdu. TED ذلك من شأنه أن يكون سيئاً على الاقتصاد والمدن
    İkincisi, bu durum beni HYB'leri ziyaret eden ilk ve tek gazeteci yapacaktı. TED ثانيا، لأن هذا من شأنه أن يجعلني أول صحفي يزور وحدة إدارة الاتصالات.
    İnsanlara sınırlama olmadan başarmaları için fırsat verdiğimiz zaman, bu onlara kişisel tatmin ve başarılı bir hayat sağlayacak. TED عندما نعطي الناس فرصة للنجاح بلا حدود، فإن ذلك من شأنه أن يؤدي إلى تحقيق الذات وإلى حياة مزدهرة.
    Kim olduğumuzun çok yakından bir parçası olduğu için ömrü dolmuş insan formuna sevgiyle bakmak nasıl olurdu? TED ما من شأنه أن يكون مثل النظر في شكل الإنسان المنتهي الصلاحية بحب لأنه بشكل وثيق جدا جزء منا نحن جميعا؟
    Davranış değişikliğini teşvik etmek istiyorsak, bir milde kaç galon harcadığımız çok daha etkili olurdu. TED اذا كنا نريد التشجيع على تغيير السلوك ، جالونا لكل ميل من شأنه أن يكون أكثر فعالية.
    Röportaj ayarlayabilseyim çok yardımı olurdu. Open Subtitles إذا كان يمكن أن يكون حصلت على مقابلة من شأنه أن يساعد كثيرا.
    Evet, bu iyi olurdu, ama ben sadece kartı istiyorum. Open Subtitles نعم, ذلك من شأنه أن يكون لطيفاً، لكنني أريد البطاقة فحسب
    Eline bir trombon versem sorun olurdu, Summers. Open Subtitles و لكننا لسنا فى الفرقة وإذا كنت سلمت لك الترومبون لقد كان من شأنه أن يمثل مشكلة.
    Kaynakları birleştiren başka türlü olurdu bize pazarlara girmeleri sağlayacak bizim ulaşamayacağımız kaldı. Open Subtitles جمع مصادرنا سوف يسمح لنا بالإستفادة من الأسواق من شأنه أن يكون على خلاف ذلك أن يذكرنا بالشيء الذي سنصل إليه
    Benim de bu akşam bacaklarına giymek için seçtiğin o şey için kibarca yorumum bu olurdu. Open Subtitles ذلك من شأنه أن يكون لي تعليق مهذب على اختيارك لكشف ساقيك لهذه الأمسية
    bu, iltahaba iyi gelecektir. Ama sorun şu; kremi kim sürecek? Open Subtitles هذا من شأنه أن يعالج الإلتهاب لكن من سيمسحه من عليك؟
    Eğer daha iri, daha güçlü, daha hızlı olsalardı, bu makul olabilirdi. Open Subtitles ان كانوا أكبر وأقوى أسرع ، من شأنه أن يكون شيئا واحدا
    bu da ülkeyi bir iç savaşa ve katliama sürükledi. Open Subtitles الذي من شأنه أن يؤدي إلى حرب أهلية والإبادة الجماعية
    bu bilgiyi kamuya açıklamanın nasıl bir panik yaratacağını tartışmaya gerek bile yok. Open Subtitles ناهيك عن أن نشر هذه المعلومات للعامة من شأنه أن يثير الهلع الجماعي
    bu benim hedef müşterilerimi yalnızca baştan çıkaracak türde bir şey. Open Subtitles ذلك النوع من الأمور من شأنه أن يغري فقط عملائي المستهدفين
    İşte bu bir sürü karmaşayı beraberinde getirir. Hiç sorma. Open Subtitles حسنا ، من شأنه أن يجلب لي كثير من المضاعفات
    Eğer erişip, bu tasarımları bizimle paylaşmış olsaydı, son zamanların en büyük istihbaratı olacaktı. Open Subtitles لو فعلت وتشاركتها معنا ذلك من شأنه أن يمثل أكبر انقلاب استخباراتي خلال عقد من الزمن
    Diğer adam olsaydı, bazı şeyler açıklığa kavuşacaktı. Open Subtitles إذا كان هناك هذا. الرجل الآخر، من شأنه أن يفسر شيئا
    bu şimdilik aklımızda kalsın iPad olsaydı sunum çok daha iyi gözükecekti. Open Subtitles حفاظ الآن في الاعتبار أن هذا من شأنه أن تبدو أفضل كثيرا إذا ما تم تقديمه على باد الفعلي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more