"شئ واحد" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek bir şey
        
    • birşey
        
    • Bir şeyi
        
    • Bir şeye
        
    • bir şey daha
        
    • bir tek şey
        
    • Bir şeyden
        
    • bir şey var
        
    • bir şey varsa
        
    • sadece bir şey
        
    • olan bir şey
        
    • bir tek şeyi
        
    Yapabileceğin tek bir şey var. Bana anlattıklarını, onlara da anlat. Open Subtitles هناك فقط شئ واحد يمكن أن تفعله إخبرهم بما حدث ..
    Bu tür çekim kuvvetini oluşturabilecek benim bildiğim tek bir şey var. Open Subtitles هناك شئ واحد أعرفه من الممكن أن يولد مثل هذا السحب الجاذبي
    İnanın, Ron Burgundy'nin bildiği tek birşey varsa o da kadınlardır. Open Subtitles صدقوني, فاذا كان هناك شئ واحد رون بروجندي يتفهمة, فهو النساء
    Şimdi, bu senaryoda tek Bir şeyi değiştirelim. TED الآن، لنغير شئ واحد فقط في هذا السيناريو.
    Yaptığım tüm seçimleri bir araya toplayınca tek Bir şeye ulaştı. Open Subtitles تبدأ بطرح كل القرارات التي اتخذتها وكلها تؤدي إلى شئ واحد
    Bu düğün için yapmanı istediğim bir şey daha var. Open Subtitles هناك شئ واحد أريدك أن تفعليه في حفل الزفاف
    Ülkemizi savunmak için yıllarımı feda ettim ve bir tek şey öğrendim. Open Subtitles لقد ضيعت حياتى كلها على هذه البلاد العظيمة وتعلمت شئ واحد فقط
    Ve doula olarak çalışırken öğrendiğin tek bir şey varsa o da şudur ki birazcık koşulsuz destek gerçekten çok faydalı olabiliyor. TED لكن إن كان هناك شئ واحد تعلمته من عملى كقابلة، أن القليل من الدعم غير المشروط يمكن أن يساعد كثيراً.
    Bu evde yalnız tek bir şey var bilinçsiz ve yolunu şaşırmış güç. Open Subtitles هناك شئ واحد و شئ واحد فقط فى هذا المنزل قوه طائشة عديمه الإتجاه
    Performansı tek bir şey dışında kusursuzdu. Open Subtitles كان أدائها كامل تماماً عدا شئ واحد تحديداً
    Ona verebileceğin tek bir şey var, Angel. Open Subtitles هناك شئ واحد يمكنك أن تعطيها إياه إنه الوقت
    Onu hakkında tek bir şey söyleyeceğim... arkası çok güçlü. Open Subtitles انا سوف اقول شئ واحد فقط حولها, ايد انها لديها مؤخرة رائعة جدا
    Bence önemsemeniz gereken sadece tek birşey var. Ve bunun test edilebilirliği, bilimsel metodu, Aydınlanmayı ve herşeyi içermesi gerekiyor. TED أعتقد أنه هنالك شئ واحد لتقلقوا بشأنه. وذلك يتضمن قابلية الأختبار، الطريقة العلمية، الثقافة، وكل شئ.
    Evet, birşey var. Uzun zamandır yapmak istiyorum. Open Subtitles نعم ، هناك شئ واحد تمنيت أن أفعله منذ زمن طويل
    Ama bu Bir şeyi kanıtlıyor. Open Subtitles تثبت شئ واحد بكل هذا انت لا تفعل ذلك لتنقذ حياه
    Bir şeyi unutma.Bugün ne durumdaysan benim sayemde. Open Subtitles انظر يا سيدارث، تذكر شئ واحد لقد حصلت على هذه المكانة بسببى أنا فقط
    Bakkal söyledi, elarabası gibi Bir şeye çarpmış. Başka bir şey bulamadık. Open Subtitles شئ واحد, الفكهاني قال انه راى ريتشي يرمي شيئا ما ربما بطاقة, لكننا لم نجد شيئا
    - Aslında bir şey daha var. Open Subtitles شئ واحد اخر.صديقتي ساندي تم الاتصال بها من اجل نفس العمل
    Ama bir tek şey var, Open Subtitles و لكن هناك شئ واحد يمكن أن ينقذ مصر الآن
    Curtis tek Bir şeyden bahsediyor olabilir. Nanite'lar. Open Subtitles فهناك شئ واحد ممكن أن يعنيه كلام ، كورتيس
    Uzmanlar konusunda öğrendiğim bir şey varsa o da bir b. Open Subtitles لقد تعلمت شئ واحد عن الخبراء انهم خبراء فى كل شئ
    sadece bir şey açık ki; kim olduğunu, nereden gelip nere ye gittiğini bilmeksizin, beni yaşamınızdan söküp atamazsınız yeniden. Open Subtitles شئ واحد واضح لن تدخلي حياتي وتخرجي ثانية بدون معرفة من أنتِ ، و من أين قادمة ، أو لأين ذاهبة
    Neden korkarsak korkalım, doğru olan bir şey var. Open Subtitles , مهما كان ما نخاف منه . . شئ واحد لديه الحقيقة
    -Bu, bir tek şeyi ispatlıyor. Bu, cinayette kullanılan kaçış aracıydı. Open Subtitles هذا يبرهن شئ واحد,أن هذه كانت سيارة الهروب المستخدمة في الجريمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more