| Ana motoru çalıştırmadan önce mekiğin arka kapağını açtığını gördüm. | Open Subtitles | لقد شاهدته يفتح مؤخرة المكوك قبل أن يطلق المحرك الرئيسى |
| Aydınlığın ruhu Raava ile birleşerek nasıl ilk Avatar olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لقد شاهدته كيف أصبح اول أفاتار بالتحامه مع رافا روح النور |
| Şeytan robot ölüyor ve, kahramanımız kızı alıyor. Binkere izledim bu filmi. | Open Subtitles | الروبوتات الشريرة ستموت وسيحصل البطل على الفتاة,شاهدته لما يقرب من ألف مرة |
| Filmi 1980'de, ilk çıktığı zaman ve galiba iki kez izledim. | Open Subtitles | شاهدت الفيلم عندما عُرض لأول مرة عام 1980 وقد شاهدته مرتين |
| Görünüşe göre gördüğüm en iyi avukat falan değilmişsin sen. | Open Subtitles | اتضح لي بعد كل شيء بأنك لست أفضل محامي شاهدته |
| Kan kaybından ölmesini izledin ve sonra cesedini hendeğe attın. | Open Subtitles | لا، أنت شاهدته ينزف حتّى للموت ثمّ ألقيت بجثته في حفرة |
| Demek istediğim, gördüğün şeyi gördün ama bu, bizden başka kimseyi ilgilendirmez. | Open Subtitles | اعني انت شاهدت ما شاهدته لكنه ليس شان احد هل تفهم ؟ |
| Pencereden onu gördüm ve hareket etmediği için kapının camını kırdım. | Open Subtitles | شاهدته عبر النافذة فقمت بتحطيم الأبواب الزجاجية لأنه لم يكن يتحرك |
| Kırmızı ayakkabıları, 40 kere gördüm. | Open Subtitles | فيلم الحذاء الأحمر , لقد شاهدته أكثر من 40 مرة |
| Hunsaker'in oradaydı. Ben O'nu gördüm, o da beni gördü. | Open Subtitles | لقد كان عند هانساكر ، لقد شاهدته وهو شاهدني |
| Onu bozguna uğrattım, sonra ölümden dönüp galibiyetimi çürütmesini izledim. | Open Subtitles | لقد هزمته ثم شاهدته يعود من الموت كي ينفي انتصاري |
| O şeyin içinden çıkmak için bir yol arayıp bağırırken onu bir saat kadar izledim. | TED | شاهدته لمدة ساعة تقريبًا وهو يسحبه بشدة، محاولاً خلعه. |
| Bir kaç yıl önce onu Drakula rolüyle canlı olarak izledim. | Open Subtitles | بعد ذلك بسنوات، شاهدته في الواقع أثناء فيلم دراكيولا |
| gördüğüm o renkleri tanımlamak için maviye yeni anlamlar yüklemem lazım. | TED | ولكني أعجز عن وصف اللون الأزرق الذي شاهدته |
| Pittsburg'u gördüğüm kadarıyla karanlıkta kalması daha iyi olurdu. - Doğru. | Open Subtitles | بعدما شاهدته فى بيتسبرج، ستبدو افضل مظلمة |
| Ayrıca yayına çıkıp gördüğüm ve duyduğum her şeyi anlatacağım. | Open Subtitles | أيضاً قال بإنه حبذ أمر تواجدي على التلفاز و أقول بما شاهدته و رأيته |
| Şey dedim, bin kez izledin ya hani biraz abartıyor olamaz mısın sence? | Open Subtitles | أنا فقط، تعلم أنك قد شاهدته آلاف المرات. أعتقد أنك تبالغ قليلاً، أليس كذلك؟ |
| - Dün gece 1.00-1.30 civarında onu gördün mü? | Open Subtitles | هل حدث وان شاهدته ليلة أمس مابين الواحدة والواحدة والنصف ؟ |
| 3 kez seyrettim, Bronx'taki bir çocukla ilgiliydi. | Open Subtitles | شاهدته 3 مرات، إنّه يتحدّث عن فتى في برونكس |
| Bu tarz şeyler için kamplar var. İncil Kanalında görmüştüm. | Open Subtitles | لديهم مخيمات من أجل ذالك لقد شاهدته علي قناة الانجيل |
| Filme bakmıyorum, çünkü yedi yıl önce izlemiştim. | Open Subtitles | و لن أنظر للفيلم لأنني شاهدته بالفعل منذ 7 سنوات |
| Ne okuduğum son kitabı, ne de izlediğim son filmi. | Open Subtitles | لا آخر كتاب قرأته . . أو آخر فيلم شاهدته |
| Onu televizyonda görmüş olabileceğini söyledi. Hangi programda? Onu televizyonda görmüş olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قلت أنّك شاهدته على التلفاز في أي برنامج؟ |
| Barbara aradı. Beş haberlerinde izlemiş. | Open Subtitles | اخبرني باربرا انها شاهدته على الأخبار في الساعة 05: |
| Ben ne gördüğümü ve ne duyduğumu çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | .دعيني أخبركِ شيئاً أنا أعرف جيداً ما سمعته و شاهدته |
| SB: Vaay..! Pekala. İlk gördüğümde ne olduğunu ben anlamamıştım. | TED | سيرجي برين متعجبا : حسناً. لم أعرف ما هذا حينما شاهدته لأول مرة. |
| Bay Başkan, bizzat karınız o adamın ziyarete geldiğini gördü. | Open Subtitles | السّيد الرئيس، زوجتك نفسها شاهدته يجيء هناك لزيارتها |