"شجيرات" - Translation from Arabic to Turkish

    • ağaç
        
    • çalı
        
    • çalılar
        
    • ağaçları
        
    • ağacı
        
    • çalılığı
        
    • ağaçlarını
        
    • fidanlarını
        
    • çalılıkları
        
    • çalıları
        
    • Çalıların
        
    - Bir düzine 2 metrelik körpe ağaç iki düzine yumruk boyutunda bazalt taş, odun, birkaç kürek, bir kova su ve bulabileceğimiz tüm tenteler, örtüler ve bufalo derileri. Open Subtitles -حسناً، سنحتاج للكثير من شجيرات بطول سبعة أقدام ودرزنين من الصخور البالستيه ومادة حارقة، و كم مجرفة ودلوا من الماء
    Ve sonra...birdenbire, onun normal bir bitki ya da çalı olmadığını fark etti. Open Subtitles وبعد ذلك فجأة أكتشف انه لم تكن مجرد نباتات عادية او شجيرات كان يحاول ان يهرب منها
    Bahçelerinin her tarafında yabani ot ve pencerelerine kadar uzayan çalılar var. Open Subtitles إنهم يمتلكون شجيرات تنمو على النوافذ وأعشاب في جميع المنزل.
    - Bunlar elma ağaçları mı? Open Subtitles ـ أهي شجيرات تفاح ؟
    Kayalarla dolu bir yer gibi görünebilir ama dut fidanı veya ağacı dikerseniz bu yer çok verimli olacaktır. Open Subtitles قد تبدو هذه ارض صخرية و لكن اذا زرعت شجيرات التوت و بعض الاشجار الاخرى ستنمو بشكل جيد للغاية
    Böylesi güzel çalılığı bulmak bayağı zamanımı almadı gerçi. Open Subtitles إستغرق الوقت مني وقتا لإقتناء شجيرات بهذا الجمال
    Bitki örtüsünü, çalıları, akasya ağaçlarını, dar patikaları görebiliyordum. Open Subtitles رأيت شجيرات وتحوطات وأشجار سنط وممرات صغيرة
    Gül fidanlarını diken bahçıvan iyi iş çıkartmış, değil mi, canım? Open Subtitles البستاني قد قام بعمل ممتاز في زراعة شجيرات الورود , أليس كذلك عزيزيتي؟
    Orada böğürtlen çalılıkları vardı, ben de şansımı denedim. Open Subtitles وهناك شجيرات بلاك بيري هناك اذا سأغتنم فرصتي
    Seninkini aç, Scamper. Bu tarih öncesinden kalma hep yeşil kalan bir ağaç. Open Subtitles افتح هديتك , ( سكامبر ) , إنها شجيرات دائمـة الخضرة من عصور ما قبل التاريخ
    Dört beyaz ağaç. Open Subtitles اربع شجيرات بيضاء
    - Hayır, o sadece ağaç. Open Subtitles -لا, تلك مجرد شجيرات
    Ve sonra...birdenbire, onun normal bir bitki ya da çalı olmadığını fark etti. Open Subtitles وبعد ذلك فجأة أكتشف انه لم تكن مجرد نباتات عادية او شجيرات كان يحاول ان يهرب منها
    Ama ben burada hiç çalı göremiyorum. Open Subtitles بإستثناء أني لا أشاهد أيّ شجيرات هنا
    Havanın mayıstaki ve ağustostaki kokusu da öyle çünkü o aylarda mahallenin her yanında en sevdiği çalılar çiçek açardı. Open Subtitles أعنى رائحة الهواء فى شهرى مايو وأغسطس لأن فى هذين الشهرين بالتحديد شجيرات الزهور المفضلة لها كانت تنمو في جميع أنحاء منطقتنا
    Böylece İngiliz çiçekleri ve çalılar dokumuş oldum. Open Subtitles ووضعتُ خلاله شجيرات وأزهار إنجليزية
    Bu şeftali ağaçları, Onlar benim sahip olduğum tek şey. Open Subtitles ان شجيرات الخوخ هي كل ثروتي
    Her bloktaki gül ağaçları var. Open Subtitles لديكم شجيرات ورد على كل ناصية
    Bunlar elma ağacı değil ki. Çocukken elma ağacı görmüştüm. Open Subtitles . تلك ليست شجيرات تفاح لقد رأيتُ شجرة تفاح حينما كنتُ طفلاً
    Böylesi güzel çalılığı bulmak bayağı zamanımı almadı gerçi. Open Subtitles إستغرق الوقت مني وقتا لإقتناء شجيرات بهذا الجمال
    Binlerce kilometre ötede şarabını yudumlarken gül ağaçlarını budayıp ev hanımlığı falan yaptığın için çok şanslısın. Open Subtitles ، يجب أن تكوني سعيدة لأنك بعيدة آلاف الأميال تشربين الخمر ، تقلمين شجيرات الورد وتلعبين دور ربة المنزل ، وكل ذلك
    Gül fidanlarını sen diktin, canım. Open Subtitles أنت قد غرست شجيرات الورود
    Bunlar da yaban mersini çalılıkları. TED هذه شجيرات توت.
    Çalıların altına gömülü vaziyette sanki biri ondan kurtulmak istemiş gibi. Open Subtitles مخفي جزئياً بين شجيرات كأن أحد ألقى به هناك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more