| - İyi polis, kötü polis olayı mı? Babana düşkün olduğun? | Open Subtitles | شرطي جيد , شرطي سيء هل انت بالفعل وحيد والدك؟ |
| Her iyi polis bu tür şeyleri bilmeyi görev edinir ama hiç kanıt yoktu Shawn. | Open Subtitles | كُلّ شرطي جيد يَجْعلُه شغله للمعْرِفة حول أشياء كهذه، لكن كان هناك أَبَداً أيّ برهان، شون. |
| Departman beni asla iyi bir polis memuru olarak görmedi. | Open Subtitles | طبقاً لقسم الشرطه لم أكن في يوم شرطي جيد |
| İkinci el araba satıcısı. Doğru, iyi bir polis olmayabilir. Ama harika bir ajan olacak kapasitesi var. | Open Subtitles | اجل فعل , ربما ليس شرطي جيد لكن لديه القدرة ان يكون بطلا كبيرا |
| Bir kaç yıldır bu işte ama iyi polistir. | Open Subtitles | قضى بضع سنوات في العمل هنا لكنه شرطي جيد |
| Sen istasyondan çok yukarılara olumlu-davranış zırvalarıyla tırmanan iyi bir polissin. | Open Subtitles | أنت شرطي جيد والذي حصل على ترقية من بين كل زملائه، لتنظيمه بعض حواجز التي تمت بها الجرائم |
| ama iyi polis olmanın sırrını bir türlü öğrenemiyorlar. | Open Subtitles | و لكن لم يتعلَّموا أبداً سر أن تكون شرطي جيد |
| Kusura bakmayın ama, iyi polis kötü polis oynamak için zamanımız yok. | Open Subtitles | ومع كامل الاحترام , ليس لدينا الوقت لكي نلعب شرطي جيد , شرطي سيء |
| Fakat benim yaptığımı her iyi polis yapardı. | Open Subtitles | لَكنِّي فقط عَمِلتُ ما كان ينبغي على كل شرطي جيد عمله. |
| İyi polis ve iyi partnersin ama arkadaş olmaya ilgin yok. | Open Subtitles | أنت شرطي جيد و شريك جيد،ولكن و لكنك لستُ مهتم بتكوين صداقة |
| Eğer suçlu o çıkarsa, eh iyi polis, kötü olur. | Open Subtitles | وإذا اتضح أنه كان مجرما... ...فستكون تلك قصة شرطي جيد أصبح مجرما |
| - İyi polis, kötü polis oyunu mu? | Open Subtitles | ما الخطه إذاً؟ شرطي جيد, شرطي سيء؟ |
| Dinle, iyi bir polis olduğunu biliyorum, aksi halde benden bu talepleri incelememi istemeyecektin. | Open Subtitles | اسمعني اعلم انك شرطي جيد وإلا لما كنت أعدت النظر في القضية |
| Bildiği her şeyi sana öğreterek iyi bir polis yetiştirdi. | Open Subtitles | علّمَك كُلّ شيءَ تَعْرفُ حول أنْ يَكُونَ a شرطي جيد. |
| Bakın, Dyson'ın bazen baş ağrısı olduğunu biliyorum, ama o iyi bir polis. | Open Subtitles | انظر.. أعلم دايسون ماذا يكون ألم في المؤخرة أحيانا، لكنه شرطي جيد. |
| Birkaç kötü seçim yapmasaydın, iyi bir polis olabilirdin. | Open Subtitles | كنتَ ستكون شرطي جيد لولا بعض الخيارات السيئة |
| İyi polistir Ronnie. İşe girdiğinden beri öyledir. | Open Subtitles | كان شرطي جيد, و كانت له أيام مجد |
| Maxwell'e bayılmam, ama iyi polistir. Kendini işine adamıştır. | Open Subtitles | (ماكسويل) ليس رجلي المفضل لكنه شرطي جيد |
| Bir medyum değilsen bile, sen çok iyi bir polissin. | Open Subtitles | وإن لم تكن وسيطاً روحياً فأنت شرطي جيد للغاية |
| Sen iyi bir polissin ve mesleğine olan bağlılılığın hayranlık uyandırıyor. | Open Subtitles | أنت شرطي جيد وأخلاصك للوظيفة جدير بالأعجاب |
| - Ben iyi polisim. - Evet. | Open Subtitles | انا شرطي جيد نعم |
| Sean onu ikna etmeye çalıştı, her iyi polisin yapacağı gibi. | Open Subtitles | شون حاولَ مُنَاقَشَته أسفل، مثل أيّ شرطي جيد يَعمَلُ |
| Çok iyi polissin, Holder. | Open Subtitles | أنت شرطي جيد جدا ، هولدر |
| Belli ki iyi polis-kötü polis pek işe yaramıyor. | Open Subtitles | كما يبدو أن طريقة، "شرطي جيد و شرطي سيء" لا تنفع هنا |