"شرفاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • onur
        
    • onurdur
        
    • şerefti
        
    • zevkti
        
    • ayrıcalıktı
        
    • Şeref
        
    • onurlu
        
    • şereftir
        
    • zevk
        
    • ayrıcalık
        
    • onurdu
        
    Sizin büyümenizi izlemek benim içim hem bir onur, hem de bir zevktir. Open Subtitles لقد كان شرفاً لي, ومتعة لأراكم تنضجون تهانيّ على كلّ فوز أحرزتموه هنا,
    Yaptığımız barışın Volsk'lere kazandırdığı onur Romalılara getirdiği utançtan az değil. Open Subtitles لقد صنعنا سلاماً ليس اقل شرفاً للفولشيين عن كونه خزياً للرومان
    Üzülme Roz. Aday olmak da bir onurdur. Open Subtitles لاتشعري بالسوء ياروز مجرد الترشيح للجائزة يعد شرفاً
    Her neyse, sizinle, neredeyse çalışmak bir şerefti. Open Subtitles على كلّ حال، لقد كان شرفاً العمل تقريباً معكم
    O lanet Praetor'un ağzına sıçmak büyük zevkti. Open Subtitles لقد كان شرفاً كبيراً أن أتبول في وجه القاضي
    Bu görev için eğitimle geçen tüm o yıllar ayrıcalıktı. Open Subtitles انظر، كل سنوات التدريب والتخطيط لهذه الرحلة كانت شرفاً لي.
    Albay Washington, şu an ona sunmaktan Şeref duyduğumuz pozisyonu kabul ederse, Amerika'daki tüm kolonilerce takdir görecektir. Open Subtitles بنايبة عن جميع الأمريكين يكون شرفاً عظيم لنا أن تقبل المنصب
    Genç bir adam için ülkesi ve kraliçesi için savaşmaktan daha onurlu bir şey yoktu. Open Subtitles ما كان هناك شرفاً لشاب أعظم من القتال من أجل الملكة والبلاد
    Senin Bebe'nin son merasimini yapmak benim için bir şereftir. Open Subtitles سَيَكُونُ شرفاً لي اَعمَلُي طقوسُ الموت لبيبَكِ
    Simon, bilmeni isterim ki seninle çalışmış olmaktan büyük bir onur duydum. Open Subtitles لقد كان شرفاً كبيراً بأن أعمل لأجلك وفي المستقبل , كل مرة
    Ancak öyle bir plan yaptım ki her biri diğerinin hayatını kurtarma onur ve şerefine erişebilir. Open Subtitles على اى حال , وضعت خطة حيث قد يكون لكل منها .شرفاً ومجد من إنقاذ حياة اُخرى
    Asil Crassus. onur verdiniz efendim. Open Subtitles اوه ,النبيل كريسيس لقد زدتني شرفاً عظيماً , سيدي
    Yardım etmek isterim. Ne kadar onur duyduğumu anlatamam efendim, teşekkürler. Open Subtitles لا يمكنني إخبارك كم هذا شرفاً لي يا سيدي
    Fransız direnişinde Nazi idam timinin karşısında olmak büyük bir onur olarak düşünülürmüş; Open Subtitles في المقاومة الفرنسية يعد شرفاً كبيراً أن تواجه فرقة إعدام نازيّة
    Ama sana bir ödül sunarsam, bundan büyük bir onur duyacağını söylemişlerdi. Open Subtitles أنني لو قدمتُ لك هذه جائزة فسيكون شرفاً كبيراً لك
    Elinizi sıkmak onurdur. Open Subtitles انه شرفاً لى إذا أُمْكِنُنى أَنْ أصافحَكَ.
    Bu bir onurdur. Umarım beni bu dövüşte zorlarsın. Open Subtitles هذا شرفاً لي أتمنى أن تقاتلنى بشدة خلال نزالنا
    Ünlüler Kaldırımı'nda olmak bir şerefti. Open Subtitles كان شرفاً لنا أن ننضم لرصيف المشاهير
    Size hizmet etmek ve güçlü bir adama dönüşmenizi seyretmek bir zevkti. Open Subtitles كان شرفاً لي أن أخدمك وأشاهدك تكبر لتصبح رجلاً قوياً.
    Sizleri çalışırken izlemek bir ayrıcalıktı ve gördüklerimden çok etkilendim. Open Subtitles ،لقد كان شرفاً لي مراقبة عملكم .وأنا منبهرة جداً مما رأيت
    Volski'lere Şeref ve şan, Roma'lılara ise utanç getiren bir barış yaptık. Open Subtitles لقد صنعنا سلاماً ليس اقل شرفاً للفولشيين عن كونه خزياً للرومان
    ..daha az namuslu, daha az onurlu bazı adamları tanırsın. İşin doğrusu, evet. Open Subtitles أقل شرفاً منك, الذين قاموا بهذا الامر بأنفسهم
    Senin Bebe'nin son merasimini yapmak benim için bir şereftir. Open Subtitles سَيَكُونُ شرفاً لي اَعمَلُي طقوسُ الموت لبيبَكِ
    Kızınızla size gemiye kadar eşlik etmek benim için zevk olacak. Open Subtitles سيكون شرفاً لي لو رافقتك أنتِ و أبنتك للسفينة
    Sen bir beyefendisin Chevalley. Seninle tanışmış olmayı bir ayrıcalık olarak görüyorum. Open Subtitles أنت رجل محترم، وأنا أعتبره شرفاً لي أن أتعرف عليك
    Ama benim için küresel sağlığın güvenliğini korumak ve kitleleri evlerinde ve yurt dışında güvenli tutmak bir onurdu. TED ولكن بالنسبة لي الفرصة لحماية أمننا الصحي العالمي والحفاظ على أمن المجتمع في الداخل والخارج إنها كانت شرفاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more