"شعاع" - Translation from Arabic to Turkish

    • ışığı
        
    • Ray
        
    • ışık
        
    • huzmesi
        
    • demet
        
    • kiriş
        
    • ışınları
        
    • Irmağı
        
    • ışının
        
    • ışığını
        
    • ışınının
        
    • ışığının
        
    • ışınına
        
    • ışınıyla
        
    • ışığında
        
    Sabah, güneş ışığı aşağı parlayacak ilk büyüteç camında, shot bardağının altında bir ışık demeti odaklanması olur. TED في الصباح, ستشرق الشمس وتنعكس على أول عدسة مكبّرة, لتسليط شعاع ضوئي أسفل الكأس الزجاجية.
    Yani bir ışık ışını da aşağıya inebilir, bükülerek gözlemciye ulaşabilir ve gözlemci de ışığı burada görür. TED إذا شعاع اخر من الضوء قد يتجه إلى الأسفل ، وسينحني حتى يصل إلى عين المراقب ، وسيرى المراقب شعاعا من الضوء هنا.
    Bir tekne için aradılar, Sea Ray 50. Open Subtitles أنت في الحيِّ؟ لا، لا , i أصبحَ a نداء حول a مركب , a شعاع بحرِ 50.
    Ne zaman oğlumdan bir mektup alsam, hayal edebileceğiniz en karanlık yerde görülen bir ışık demeti gibi geliyordu. TED ومنذ مدة كنت أود الحصول على رسالة من ابني، كانت مثل شعاع من الضوء في أحلك مكان يمكن تخيله.
    En ufak bir güneş ışığı huzmesi bulduğunda onu bile yok edecek. Open Subtitles اذا وجد شعاع صغير من آشعة الشمس فأنه يدمره
    Çemberin etrafına giren sadece bir demet var, yeterince yüksek enerjide değil. Open Subtitles انه شعاع واحد فقط يدور في دائرة ولا حتى في الطاقات العالية
    Çölün kumlu suratında kar gibi ay ışığı. Open Subtitles شعاع القمر كالثلج على وجه الصحراء المغبر
    Ayın ışığı beni almaya gelmiş. Open Subtitles أترون؟ إن شعاع القمر يصل هنا لأعتاب بابي
    Aslında, karanlık yaşamında bir umut ışığı var. Open Subtitles فى الواقع لدينا شعاع من الامل فى ظلمات الحياه
    Benim de eskiden, bir Sting Ray'im vardı. Open Subtitles الظهر في يومِي كَانَ عِنْدي , uh شعاع لدغةِ
    Sugar Ray patlama yapsın ve Monica Lewinsky'i arayalım. Open Subtitles تناول شعاع السكر وانصل بمونيكا لوينسكى
    Vücutlarımız, aramızdan hiç ışık sızmayacak şekilde sürekli bir temas içinde olmalı. Open Subtitles يجب أن يكون جسدنا على إتصال مستمر بدون أي شعاع ضوء بيننا
    Pulsar her dönüşünde aniden parlayan bir ışık size ulaşacak ve siz onu inanılmaz parlak bir işaret olarak göreceksiniz. Open Subtitles ستكون في مسار شعاع النجم النابض وهكذا ، مع كل دوران سيومض الشعاع أمامك ، وسترى هذه المنارة الساطعة الرائعة
    Sonra bir ışık huzmesi beni ve gitarımı görebiliyorsunuz Open Subtitles وبعد ذلك شعاع الضوء ويمكنك أن تراني وقيثارتي
    Peki ama, bir prizma bir demet güneş ışığında saklanan renkleri nasıl ortaya çıkarıyor olabilir? Open Subtitles يحدد اللون الذي نراه لكن كيف يقوم المنشور الثلاثي بنشر الألوان المختبئة في شعاع ضوء الشمس؟
    Bacaklarda yanıklar, göğüste aşınma, üstüne kiriş düşmüş. Open Subtitles بوتر، نانسي، 14. بيرنز على ساقيها، كشط الصدر، وضرب من قبل شعاع السقوط.
    Ayrılırken ışınları görme imkânımız olacak ama geri dönüşü o kadar güçlü olmadığından çıplak gözle görülemeyecek. Open Subtitles و الآن، سنتمكن من مشاهدة شعاع الليزر عند إطلاقه لكنه لن يكون بتلك القوة عند عودته لنتمكن من رؤيته بالعين المجردة
    Benim de sevdiğim birisi Hayat Irmağı'na karıştı. Open Subtitles واحد ممن أحببت أصبح جزءاً . " من " شعاع الحياة
    Her ışının en güçIü ve en güçsüz noktaları olur. Open Subtitles كل شعاع من الضوء لديه النقطة الأقوى والأضعف.
    - Günün ilk ışığını alacağız. - Bu evde yaşayabileceğimi mi sanıyorsun? Open Subtitles سوف نحصل على أول شعاع للشمس فى الصباح هل تظن أننى يمكن أن أعيش فى هذا المنزل؟
    Tam gün ışığında bir çadır kurduk ve çadırı içerideki karanlığa yalnızca tek bir ışık ışınının girebileceği şekilde kapattık. Open Subtitles نَنصُب خيمة في ضوء النهار و نختمها بإحكام بحيث شعاع واحد من الضوء فقط يستطيع إختراق ظلمتها الداخلية
    Fenerin ışığının 4-5 saniye yandığına dair birkaç rapor var. Open Subtitles تبليغات متعددة أنَّ شعاع البرج أضاءَ لأربع أو خمس ثوان
    Eğer bizi tarama nakil ışınına ulaştırabilirsem, bu simulasyon bizi oyun denizinden alıp merkezi bilgisayarın oraya götürecektir. Open Subtitles إن إستطعت الوصول إلى شعاع النقل محاكاة الشراع الشمسي هذا سيعبر بنا بحر الألعاب خارج هذا النطاق ويعيدنا إلى الحاسب المركزي
    Ya da devdi ve küçültme ışınıyla ona ateş ettiler ama lolipopunu ıskaladılar. Open Subtitles أو ربما كان عملاقاً وأطلق عليه أحدهم شعاع التقليص عليه لكنه أخطأ المصاصة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more