"شعرت بأنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • hissettim
        
    • hissediyordum
        
    Bağlantımız eski olsa da ziyaretine gelmeyi bir çeşit jest olarak hissettim. Open Subtitles لربما العلاقه قديمه ولكن شعرت بأنه يجب ان أقدم مساعدتي وأتي للزياره
    Tüm bu spekülasyonlara bir son verip düşman hattına sızma zamanı geldiğini hissettim. Open Subtitles شعرت بأنه وقت إيقاف التخمين و إختراق معسكر العدو
    16 yıllık askeri hizmetten sonra, ...bir değişiklik olması gerektiğini hissettim. Open Subtitles الحـــريه حسناً ، بعد 16 عاماً من الخدمه العسكرية شعرت بأنه لا بد من التغيير
    Bir şeyler yapmak zorunda hissettim ve Alan'ın yaşadığı yeri buldum. Open Subtitles شعرت بأنه يجب علي أن أفعل شيئاً لذا بحثت عن مكان إقامة آلان
    Hiç kimsenin umursamadığını hissediyordum, ve tutsaklığıma karşı düşmanlıkla tepki verdim. TED شعرت بأنه لا أحد يهتم، وكانت ردة فعلي عِدائية تجاه حبسي.
    Kendimi ona söylemek zorunda hissettim, efendim. Özür dilerim. Open Subtitles شعرت بأنه يجب عليّ اخباره سيدي، إني اَسف
    Moral bozucu olacağını tahmin ediyordum ama bir şeyler yapmak zorunda olduğumu hissettim. Open Subtitles أعتقد أنه كان محبطاً قليلاً لكن، شعرت بأنه يجب ان أفعل شيئاً
    Sürekli ihmal edildiğimi hissettim, sanki görünmezdim. Open Subtitles لطالما شعرت بأنه يتم تجاهلي كما لو كنت خفيه
    Müdürün odasına çağırılmış gibi hissettim. Open Subtitles لقد شعرت بأنه تم استدعائي لمكتب مدير المدرسة
    Biliyorum. Onu koruma zorunluluğu hissettim sadece. Open Subtitles ، أعلم ذلك . ولكنني شعرت بأنه علي أن أحميه
    Turnuvaya katılımın için hâlâ birtakım ayarlamalar yapmama rağmen sana en iyi istekayı bulmak için de kendimi mecbur hissettim. Open Subtitles الآن ، بينما أن لدي تحضيراتٍ كثيرة للقائك شعرت بأنه يجب أن أعطيك أفضل فرصة للنجاح
    Ona uçakla ilgili önemli bir soru ile ısrar edince epey sinirlendiğini hissettim. Open Subtitles عندما ضغطت عليه بسؤال عن الطائرة شعرت بأنه تضايق نوعاً ما
    O Drainer'ın altındayken güçlerim kayboldu. Kendimi boşaltılmış hissettim. Open Subtitles حين كان تحت المصفاة اختفت قواي شعرت بأنه يتم إفراغي
    Sizi bilgilendirmek ve sizinle ilgilenmek benim görevimmiş gibi hissettim. Open Subtitles شعرت بأنه من واجبي ان اخبرك واطمئن عليكِ
    Londra'ya baktıktan sonra sana bakmamın... daha güzel olacağını hissettim. Open Subtitles ..بعد النظر إلى كل لندن شعرت بأنه ..سيكون من الأفضل أن أنظر إليك ...
    Ama bir şeyler yapmam gerektiğini hissettim. Open Subtitles لكني شعرت بأنه يجب عليّ فعل شيء
    Yük treni çarpmış gibi hissettim. Open Subtitles لقد شعرت بأنه تم دعسي من قطار البضائع
    Gelecektim fakat hissettim ki... Open Subtitles لقد كنت سأحضر ..لكنني شعرت بأنه
    Ama anlatmam gerektiğini hissettim. Open Subtitles لكنني شعرت بأنه يجب علي إخباركم
    İçimde ise onun hala yaşadığını hissediyordum, birbirimizin yakınlarında yaşıyorduk. Open Subtitles وفي أعماقي ، شعرت بأنه ما زال حيا بأننا نعيش قريبا من بعضنا البعض
    Yemeğin sonundaysa, kendimi evimde hissediyordum. Open Subtitles وفي نهاية العشاء شعرت بأنه اصبح لي بيت جديد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more