"شعرت وكأن" - Translation from Arabic to Turkish

• gibi hissettim
• gibi hissetmiştim

Bilemiyorum. Sürümden birisi tehlikedeymiş gibi hissettim ve harekete geçtim.
لا أدري، شعرت وكأن فردًا من قطيعي في خطر، فتصرّفت.

Bir an için, sanki eşim tekrar hayattaymış gibi hissettim.
لدقيقة هناك، شعرت وكأن زوجتي على قيد الحياة مجدداً

Sorunlu kanına temas ettiğimde damarlarımda lav akıyormuş gibi hissettim.
. عندما لامستني تلك الدماء المُضطربة . شعرت وكأن حمم بركانية تتغلغل بـ ـعروقي

Yaşlı kadın yüzümü tuttuğunda içimdeymiş gibi hissettim, büyüyordu sanki.
وعندما أمسكتني تلكالمرأةالعجوز.. شعرت وكأن .. وكأن السحابةبداخليوتزدادثم..

Jimmy, karım beni geçen sonbahar terk ettiğinde ben de çüküme bir at tekmesi yemiş gibi hissetmiştim.
جيمي .. عندما تركتني زوجتي شعرت وكأن الحصان ركلني على خصيتي

Sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissetmiştim.
لقد شعرت وكأن الجميع ينظر إلي

Çok uzun sürdü, başkasının rüyasını görüyormuşum gibi hissettim. Ne oldu?
منذ فترة طويلة شعرت وكأن لدي شخصاً اخر يحلم مالخطب؟

Bunu hayatımın küçültülmüş bir versiyonu gibi hissettim.
شعرت وكأن هذا نموذج مصّغر لحياتي.

Benim en son kalbim kırıldığında sanki birisi kafama o şahin başçıklarından koymuş gibi hissettim.
شعرت وكأن أحد وضع علي رأسي أحدي قلنسوات الصقور تلك، أتعلم...

Seni kaybettiğimi sandım ve bütün hayatım yok olmuş gibi hissettim.
اعتقدت أني فقدتك شعرت وكأن حياتي دمرت

Sorunlu kanına temas ettiğimde damarlarımda lav akıyormuş gibi hissettim.
. عندما لامستني تلك الدماء المُضطربة ... قد شعرت وكأن الحمم البركانية . تتغلغل بـ ـعروقي

Diyorum ya işte, bir şey beni tutmuş gibi hissettim.
أؤكد لكما أنني شعرت وكأن شيئاً أمسك بي

Şimdi, şu silahşörleri bölgemden çıkar. Paris'e döndüğüm zaman sanki 4 yıI gözümün önünden geçmiş gibi hissettim. Şimdi ise ebediyen hissettiriyor.
الان اخرج هاؤلاء الفرسان من مسكني حالا عندما عدت لباريس شعرت وكأن السنوات مرت وكأنها لحظات ولان, اشعر كأنها ستستمر للابد

Herkes beni unutmuş gibi hissettim.
شعرت وكأن الجميع نسي أمري

Göğsüme öküz oturmuş gibi hissettim.
شعرت وكأن شخص ما يقف على صدري

Ben sanki her yerden Tanrılar fırlayacak gibi hissetmiştim.
‫شعرت وكأن الله ‫يحوم حولنا.