"شكرته" - Translation from Arabic to Turkish

• teşekkür ettim
• şükrettim
• Ona teşekkür
• teşekkür ettin
• teşekkür edeyim

Ona tekrar tekrar teşekkür ettim .ve birlikte, birbirini düşünen insanlar gibi oturup müziği dinledik önce herhangi birşey yapmadı.
شكرته.. وكنانستمعمعًا.. مثل الزوجين اللذان يهتهما لبعضهماالآخر..

Yarım saat kadar sonra söylediklerimi bitirdim ve ilgisi için teşekkür ettim.
وبعد ما يقارب الساعة.. أنهيت الموضوع و شكرته لتوفير الوقت.

Zamanını ayırdığın için teşekkür ettim.
شكرته على الحديث معي وأخبرته أنني سعيد جداً

Bugün bu iş için Tanrı'ya yalvarmadım, sadece verdiği hayata şükrettim.
اليوم لم أطلب من الرب أن يعطيني هذا العمل و لكنني شكرته على هذه الحياة

Bütün kalbimle ona teşekkür ettim ve sordum "Neden bana yardım ediyorsun? "
شكرته من كل قلبي، وسألته، "لمً تساعدني؟"

Adama iltifat edip teşekkür ettin.
أنت لطيف جدا. مدحت ذلك الرجل على أجهزته... وبعد ذلك شكرته لوقته.

Ben de ona bir kahveyle teşekkür edeyim dedim sonra olaylar gelişti.
لكي نكون كلانا معك انا شكرته بكوب من القهوة والاشياء فقط حدثت

Önce Silas'a yardım ettiği için teşekkür ettim sonra da aile meseleleriyle dikkatini dağıttım.
لقد شكرته للتو لأنه ساعد سيلاس صرفت إنتباهه ببعض تفاهات لم الشمل العائلي

Ben de yeterince teşekkür ettim. Beş yıldır teşekkür ediyorum.
شكرته كثيراً شكرته لمدة خمس سنوات

Biletleri verdiğinde beş kez teşekkür ettim.
شكرته خمس مرات عندما أعطاني إياها.

Aradığı için teşekkür ettim.
نعم .. شكرته على إتصاله

Ben sadece, değerli sözleri ve tavsiyelerinden dolayı ona teşekkür ettim.
شكرته على كلماته الحكيمة.

Ona, Mr. Wren'e ve sana, astronomi ile ilgili yeniden düşünmem için yaptığınız teşviklerden dolayı teşekkür ettim.
لقد شكرته و السيد (ران) و إياك على حثي في التفكير مجددا بالأمور الفلكية.

Hepimizi kurtardığı için şükrettim. Hepimizdik.
شكرته لإنقاذنا جميعاً

– Tabii ki ona teşekkür ettim.
شكرت ميكيل بالطبع شكرته

Ona teşekkür ettim teşekkürlerimi vücudumdaki bir boşluğa sokmamı söyledi.
شكرته... و كان رده أن أحتفظ بشكري... .

Ben de ona bir kahveyle teşekkür edeyim dedim sonra olaylar gelişti.
شكرته بكوب من القهوة، والأمر بدأ بالحدوث