"شهادته" - Translation from Arabic to Turkish

    • ifadesini
        
    • ifadesi
        
    • ifade
        
    • tanıklık
        
    • ifadesine
        
    • ifadesinin
        
    • mezun
        
    • Tanıklığı
        
    • ifadesinde
        
    • şahitlik
        
    • Diplomasını
        
    • şahitliğine
        
    • tanıklığından
        
    Gözden düşmüş Snowden'in fakir adamının ifadesini mi duymak istiyorlar? Open Subtitles انهم يريدون سماع شهادته من سنودن على العار، وضعف الرجل؟
    Bu, onun ifadesini daha mı az yoksa daha mı çok doğru yapar? Open Subtitles ومازالت متزوجة منه؟ هل سيجعل هذا شهادته أقل أو أكثر مصداقية؟
    İfadesi karşılığında ona bir anlaşma teklif etmek isterseniz tabii. Open Subtitles هذا اذا كنتي على استعداد لعرض عليه صفقة بمقابل شهادته
    Onun ifadesi bu adamları içeri tıkmaya yeter. Open Subtitles شهادته سيكون بما فيه الكفاية أن يخزن هذا الرجل.
    İfade vermesi için Beyaz Saray'a bağlayacağız. Open Subtitles سأحضره إلى البيت الأبيض مباشرة لكي يقوم بإدلاء شهادته
    Artık tanıklık edemez. Open Subtitles ولا يمكنه تأكيد هذا الأمر البسيط؛ شهادته كان سيكون لها قيمة عالية
    İfadesine göre izlenen bu görüntülerde, hiçbir şey anlaşılmamaktadır, ...yani katilin kim olduğu belirlenemez. Open Subtitles شهادته تقول ان فيديو مراقبة مثل هذا ذو قدرة خاصة لا يستطيع ان يخطىء القاتل
    Mahkemede ifadesinin en çok yarayacağı kişi oydu. Open Subtitles ذلك الذي كانت شهادته لتكون ايجابيه لنا في المحكمة
    mezun olduğu saniye, beni terk etti. Open Subtitles منذ اللّحظة الّتي تحصّل فيها على شهادته هجَرني
    - Evet. Sonradan korktu ama. İfadesini değiştirdi sonra. Open Subtitles لكنّه توتر، أنكر شهادته المدعي العام، أسقط القضية
    - Evet. Sonradan korktu ama. İfadesini değiştirdi sonra. Open Subtitles لكنّه توتر، أنكر شهادته المدعي العام، أسقط القضية
    Yargıç resmi olarak onaylayıncaya kadar, ...ortada hâlâ bir dava var ve benim de tanığının yeminli ifadesini alma hakkım var. Open Subtitles حتى يقوم القاضي بالتوقيع على ذلك رسمياً تستمر القضية ولدي كل الحق بأخذ شهادته
    Eğer muhbirse, ifadesi, şiirleri elindedir. Open Subtitles لو كان مخبرا, سوف نحصل على شهادته,قصائده
    Onun ifadesi, uzun süredir şüphelendiğimiz şeyi doğruluyor. Open Subtitles حسناً، شهادته تؤكد ما كنا نشك به منذ مدة.
    Daytona 500'ü iki kez kazanan Michael Waltrip,in ifadesi... üç sıradan Amerikalının ifadelerine bedeldi. Open Subtitles مايكل والتريب الفائز مرتين بسباق دايتونا و التي تعتبر شهادته كشهادة 3 أمريكين عاديين
    İfade vermesinden bir hafta önce, bir vur-kaç olayında öldürüldü. Open Subtitles قبل أسبوعٍ من موعد شهادته قُتل في عملية كر و فر
    Ülkeyi terk etmesi gerekiyor, o nedenle ifade alımını hızlandırıyorlar. Open Subtitles يريد مغادرة البلد لذا فسوف يبكّرون بادلاء شهادته.
    24 Mart 2011'de meclis oturumuna ifade verirken. Open Subtitles يقوم بإدلاء شهادته أمام الكونجرس في مارس2004,24.
    Baban bizden ona tanıklık etmen için senin güvenliğini sağlamamızı istemişti. Open Subtitles أبوك طلب منا ان نضعك في مكان أمين مقابل شهادته
    Damien yolda ve güvendiği tek kişi sensin. Bu dava onun ifadesine bağIı. Open Subtitles و انت الوحيد الذي يثق به هذه القضيه تعتمد علي شهادته
    İfadesinin arkasında durup, durmadığını sordum ve sonra ifadesi inandırıcı mı diye anlamak için detay vermesini istedim. Open Subtitles أنا سألته إذا كان متاكدا من شهادته ثم طرحت عليه التفاصيل لمعرفة ثبات شهادته
    Ona futbol öğretti ve bu Derek'in hayatını değiştirdi. Üniversiteye burs kazandı ve mezun oldu. Open Subtitles لقد حصل على منحة الى الكلية حيث حصل على شهادته
    Herneyse, onun Tanıklığı da kuşak kadar iyi bunu ona benim vermediğim açık Open Subtitles شهادته ستصبح جيدة لأنه يعلم بأنني لم أعطي له الحزام
    Yaşlı adam ifadesinde belirttiği üzere cinayet anında oturma odasında uzanıyormuş... Open Subtitles في شهادته قال الرجل العجوز أنه في وقت الجريمة كان مستقليا فوق الكنبة في غرفة المعيشة كلا.لا يمكنني رؤية أي شيء
    Bizimle röportaj yapabilir ve önce mahkemede şahitlik ederse gizlilik anlaşmasından kurtulup durumdan korunabilir. Open Subtitles حسنا إنه ربما يقوم بمقابلة معنا ونحن نؤمن أن شهادته لو ظهرت في سجل محكمة أولا ربما تحرره من اتفاقية السرية
    Lise Diplomasını aldı ve bana nedenini anlattı. TED حمل شهادته الثانوية، وأخبرني لاحقا بالسبب،
    şahitliğine karşılık tam ceza muafiyeti öneriyoruz. Open Subtitles نحن نعرض على زوجكي الحصانة الكاملة من الملاحقة القضائية في مقابل شهادته التي من الممكن أنه يقدمها لنا
    En ağır suçlama Bruno Anselmo'dan geldi, tanıklığından birkaç dakika sonra silahlı kişilerce öldürüldü. Open Subtitles الشهادة الأكثر إدانة كانت من (برونو أنسلمو) والذي قتل على يد مسلحين بعد لحظات فقط من شهادته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more