Bir erkeği doyurmaktan asla rahatsız olmam. Eğer iştahı yerindeyse. | Open Subtitles | تغذية رجل لا تزعجني اطلاقا بشرط ان يكون شهيته مفتوحة |
Bu, iştahı için bir dış etkeni suçlamasını açıklar. | Open Subtitles | ذلك يفسر دافعه للوم شهيته على قوة خارجية |
"İştahı, lezzetli şeylerle beslenemeyen, o mide bulandırıcı türlerden değildi." | Open Subtitles | شهيته لم تكن ذلك النوعِ الحساس الذي لا يتَغذى إلا من اطايب الطعام |
Gölgelerde bir dingo dolaşıyor ve meyve, iştahını tatmin etmiyor. | TED | كلب الدينغو يتربص خلسةً في الظلال، والفاكهة لن تُرضي شهيته. |
Bana Clark'ın iştahının nasıl olduğunu, hangi yemekleri sevdiğini... sakın söyleme. | Open Subtitles | لا تقل لي إنك قد تتذكر كيف كانت شهيته على الطعام |
Biri cinsel doyumu reddettiğinde çoğu kez yemeklere olan iştahı artar. | Open Subtitles | بأغلب الأحيان، عندما يتم حرمان المرء من الإشباع الجنسي، فإن شهيته للطعام تزداد، |
Belki onu etrafta biraz yürüyüşe çıkartırsak iştahı açılır. | Open Subtitles | ربّما إن أخذناه في نزهة حول الشارع، فسيستعيد شهيته. |
İştahı yeniden kabarmadan onu bulmalıyız. | Open Subtitles | ... علينا أن نجده قبل أن تنفجر شهيته ثانية |
Aslında acı çekmiyordu. İştahı yerindeydi. | Open Subtitles | لم يتألم حقاً, شهيته كانت مفتوحة |
Babam iyi görünüyor. İştahı yerinde. | Open Subtitles | أبي يبدو على ما يرام شهيته مفتوحة |
Kurşun delip geçmiş, iştahı dışında hiçbir şeyi öldürememiş. | Open Subtitles | الرصاصة عبرت خلاله .ولم تقتل سوى شهيته |
İştahı şaşırtıcı durumda, işitmesi keskinleşiyor, dengesiz durumda, çok fazla... | Open Subtitles | شهيته خيالية، سمعه يتحسن، متقلب المزاج، إنه أكثر... |
Oğlanın iştahı çok açık Kelly. | Open Subtitles | فتاك شهيته مفتوحه ، كيلي |
Şimdiyse iştahı açıldı. | Open Subtitles | الآن ، قد عادت شهيته. |
Çok fazla iştahı var. | Open Subtitles | إنه فقط شهيته مفتوحة. |
Ama böylesini görmemiştik. İştahını bastırmak için kullandığı fanteziler mi bunlar? | Open Subtitles | لكن لا شيء كهذا، هل هذه مجرد خيالات لتشبع شهيته للقتل؟ |
Almasına müsaade etmeyecektim. Sadece iştahını kabartıyordum. | Open Subtitles | ما كنت سأدعه يحصل عليه اردت فقط ان افتح شهيته |
Masada bir sos şişesine hatta tuzluğa bile dayanamzdı iştahını kaçırırdı bunlar. | Open Subtitles | لا يمكنه أبداً وضع قنينة صلصة على المنضدة، أو حتّى مملحة لقد أخذوا بـ شهيته بعيداً |
Aslında iştahının geri gelmesi sevindirici. | Open Subtitles | في الحقيقة، من الجيد أن يستعيد شهيته |
İştahlı erkekleri severim. | Open Subtitles | كم أحب رؤية الرجل عندما تكون شهيته مفتوحة |
- İştahı yerinde. - Cok stresli mi? | Open Subtitles | بالمناسبه إن شهيته رائعه |