"شيءُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • şeyler
        
    • şeyi
        
    • şeyim
        
    • Bir şey
        
    • birşeyler
        
    • önemli
        
    • şeydir
        
    • şeyin
        
    • birşeyi
        
    İlk Sevgililer Günümüz için güzel bir şeyler yapmak istemiştim. Open Subtitles أنا كُنْتُ أُحاولُ أَنْ أعْمَلُ شيءُ لطيف ليوم الحبِّنا الأولِ.
    Yani, pek işe yaramazsa, zamanımı değerlendirebileceğim başka şeyler öğrenmem gerekecektir. Open Subtitles حَسناً، إذا هذا لا يَشفي، سَيكونُ عِنْدي للتَعَلّم ليَعمَلُ شيءُ بوقتِي.
    Buna benzer bir şeyi halihazırda yaşamaktayız. TED يحدثُ لنا شيءُ من هذا القبيل في الوقت الحاضر فعلًا.
    Katherine, sana göstermem gereken bir şeyim var. Open Subtitles كاثرين،عِنْدي شيءُ أنا يَجِبُ أَنْ أُشوّفَك.
    Bacağından vurdum, ve bu ömrüm boyunca yaşamak zorunda olduğum Bir şey. Open Subtitles ضَربتُ ساقَكَ ، وذلك شيءُ يؤلمني و سَيبقى يعَيْش معي لبقية حياتي
    Eğer ona anlatmazsan, yani, yakında, yani, bu gece, bu konuda ben kendim birşeyler yapacağım. Open Subtitles إذا أنت لا تُخبرُها، أنا المتوسط، قريباً، أَعْني، اللّيلة، سَأعْمَلُ شيءُ حوله نفسي.
    Jim beni bu haftasonu Shelter Adasına götürecek, ve bana söylecek önemli birşeyi varmış. Open Subtitles جيِم يَأْخذُني لحِماية الجزيرةِ لعطلة نهاية الإسبوعِ، وهو يَقُولُ بأنّه عِنْدَهُ شيءُ مهمُ يُريدُ إخْباري.
    O birisini gezegenin yüzeyinde ordan buraya göndermek için bir şeydir. Open Subtitles إنه شيءُ واحد لإرْسال شخص ما هنا وهناك على سطحِ الكوكبِ
    O doğru söylüyor. Onlarla kafa kafaya gidiyorsak, bir şeyler yapmalıyız. Open Subtitles تينا على حق إذا هنقطع بعض الرؤوس يجب ان نَعمَلُ شيءُ
    Yazacak bir şeyler bulsun diye desteği kesmek istedim ben. Open Subtitles لا، أنا قَطعتُها عنها كي يكون لديها شيءُ للكِتابَة عنه
    Hastanede olsaydık bir şeyler yapabilirdim ama laf dinlemedin. Open Subtitles في المستشفى كَانَ يمكنُ أَنْ أكُونَ قادرَ ان اعمَلُ شيءُ حوله لَكنَّك لا تَستمعَي
    Tüm bu nefret karşısında bir şeyler yapmalıyız. Open Subtitles نحن يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ شيءُ بشأن كل هذا الحقد
    Ve bu balık hakkında bir şeyler yapsanız iyi olur, çünkü bu sefer ben kendimi riske atmam! Open Subtitles و من الافضل أن تفعل شيءُ لأني لَنْ أخوض في ذلك الجحيمِ ثانيهً
    Eğer hemen bir şeyler yapmazsam, işimi kaybedeceğim. Open Subtitles لو لم أعْمَلُ شيءُ بسرعة، هخرج من العمل.
    Neden her şeyi kendim yapmak zorundayım? ! Open Subtitles أنا هَلْ يَجِبُ أَنْ يَجْعلَ كُلّ شيءُ هنا؟
    Ciddi Bir şey değil. Yalnızca bir şeyi aldırması gerekiyor. Open Subtitles هو لا شيءُ جدّيُ، هو فقط يَجِبُ أَنْ لَهُ شيءُ أزالَ.
    Her şeyi birden yapamam ki. Open Subtitles حَسناً، أَحْزرُ بأنّني لا أَستطيعُ أعْمَلُ كُلّ شيءُ.
    Bir çocuğun isteyebileceği her şeyim vardı. Open Subtitles كَانَ عِنْدي كُلّ شيءُ ذلك الطفلِ يُمْكِنُ أَنْ يُريدَ.
    Hiçbir ilerlemem yok, ve endişelenecek bir şeyim de yok. Open Subtitles أنا عِنْدي لا شيءُ يَستمرُّ، وأنا عِنْدي لا شيءُ للقَلْق حول.
    Jen'e Bir şey yapmasını söylersen, o diğer türlü yapar. Open Subtitles ، وحَسناً، تُخبرُ جِن ليَعمَلُ شيءُ واحد، هي سَتَعمَلُ الآخرونُ.
    Bekleyin, arkada birşeyler daha olmalı. Open Subtitles إنتظروا ,لَرُبَّما عِنْدي شيءُ في المؤخرةِ
    önemli bir iş üstünde olmalılar. Open Subtitles هم يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَهُمْ شيءُ كبيرُ تحت الإعداد.
    Bilirsiniz, efendim, ağız hijyeni, büyük şehirlerdeki polislerin pek dikkate almadığı bir şeydir. Open Subtitles تَعْرفُ، سيدي، نظافة الفم شيءُ شرطة المدينةِ الكبارِ يُشرفونَ عليه.
    Reklamınızı gördüm de, her şeyin bulunduğunu söylediler. Open Subtitles رَأيتُ إعلانكَ التجاري و قالوا بأنّك عِنْدَكَ كُلّ شيءُ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more