Bazen tamamen yabancı gibi geliyorlar ama onlarda özel bir şey var. | Open Subtitles | في بعض الأحيان ترى غرباء ولكن يكون هناك شيء خاص بالنسبة لهم |
Bazen tamamen yabancı gibi geliyorlar ama onlarda özel bir şey var. | Open Subtitles | في بعض الأحيان ترى غرباء ولكن يكون هناك شيء خاص بالنسبة لهم |
özel bir şey değil. Güzel evimiz için makarna yaptım. | Open Subtitles | لا شيء خاص , مجرّد معكرونة جلبتُها من مطعم عادي |
Doğum gününde, aramızda özel bir şey olur mu? | Open Subtitles | هل يمكن أن يحدث بيننا شيء خاص في يوم عيد ميلادك؟ |
Eğer beni takip ederseniz size göstermek istediğim çok özel birşey var. | Open Subtitles | نعم هنا، لو تبعتموني لدي شيء خاص لأريه لكم |
Aynısı mı olmalı yoksa özel bir şey mi? | Open Subtitles | هل يجب أن تكون مثلها تماما أم تريد شيء خاص ؟ |
Buradaki son gecemiz için yapmak istediğin özel bir şey var mı? | Open Subtitles | أهنالك شيء خاص ترغبين بفعله بليلتكِ الأخيرة هنا؟ |
Çocuklar, şimdi gerçekten özel bir şey göreceksiniz. | Open Subtitles | حسنا، أنت الأولاد حول لرؤية شيء خاص حقا. |
Porselenlerimizi gerçekten özel bir şey için saklamalıyız. | Open Subtitles | لا، أعتقد أننا يجب أن حفظ الصين لدينا عن شيء خاص حقا. |
Biraz tatlı bir şeyler giyin çünkü eppey özel bir şey alacaksın. | Open Subtitles | كوني جذابا ، لأنك ستحصلين على شيء خاص للغاية |
O özel bir şey sanıyordu ama öyle olmadığını öğrenince biraz bozulmuş olmalı. | Open Subtitles | لقد خرجنا مرتين وظننت أنه شيء خاص وعندما عرفت أنه غير ذالك أنزعجت إلى حدا ما |
O arabada her zaman özel bir şey olduğunu hissettim. | Open Subtitles | أنا شعرت دائما أن هناك شيء خاص بهذه السيارة |
Bir şey çıktı. Çok özel bir şey. Annenin çok erken işe gitmesi gerekti. | Open Subtitles | لقد ظهر شيئ ما، شيء خاص جدا، وكان على أمكما الذهاب للعمل مبكرا |
Dün gecekinin aynısını mı istersin yoksa, senatör için özel bir şey mi olsun? | Open Subtitles | اذا هل تريدين نفس الشيء كما في الليلة الماضية, او شيء خاص نوعا ما من اجل السناتور ؟ |
Havadan sudan konuştuk. özel bir şey yok. | Open Subtitles | و قمنا بالتحدث عن حياتنا المدرسية لا شيء خاص |
Neredeyse bir aydır çıkıyoruz ve özel bir şey yapmak istedik. | Open Subtitles | نحن نتواعد لمدة ما يقرب من الشهر لذلك قرّرنا أننا نريد أن نفعل شيء خاص |
Sanırım biz gerçekten çok özel bir şey yaratılmasında yardımcı olduk. | Open Subtitles | اعتقد حقاً أننا قدمنا المساعدة لخلق شيء خاص جداً. |
Sana çok özel bir şey vereceğim. Yapma ama Howard. Bir daha yemem onu. | Open Subtitles | أغلقي عيناكِ ، ضعي يداكِ أمامك لديّ شيء خاص لكِ |
Evet, edildi. Sizin için özel bir şeyim var. | Open Subtitles | أجل، إنها كذلك لهذا لدي شيء خاص لكم |
Ama önce bu beylerle özel olarak konuşmam gereken bir şeyler var. | Open Subtitles | لكني لدي شيء خاص جداً سأقوله لهؤلاء السادة المحترمين |
Burada hiçbir şey özel değil. | Open Subtitles | لا يوجد شيء خاص هنا |
- özel bir şey. | Open Subtitles | انة شيء خاص جدا. |