Tatillerden sonra, sanki hiçbir şey olmamış gibi Rikako beni görmezden geldi. | Open Subtitles | بعد عطلة الربيع ان ريكاكو ..كانت تجاهلني و كأن شيء لم يحدث.. |
hiçbir şey yapmak zorunda değilsin! Neden o yatağa geri gitmiyorsun? | Open Subtitles | لا يجب علي فعل أي شيء لم لا تعود لذلك الفراش |
34 yıldır hiç yapmadığım bir şeyi bu önemli anda ne diye yapayım? | Open Subtitles | لماذا أفعل شيء لم أفعلهُ أبداً طوال 34 عام في وقت مُهم كهذا؟ |
Hepsi benim fikrimdi... ve seni istemediğin bir şeyi yapmaya zorlamamalıydım. | Open Subtitles | ولم يكن عليّ أن أجبرك على شيء لم تريدي أن تفعلي |
Bu hiç de alıştığımız bir şey değil, ve söylemeliyim ki, bunu ilk gördüğümde, önsezilerim büyük bir şok yaşadı, | TED | إنه شيء لم نعتد عليه. ويجب أن أقول أنني عندما رأيت هذا لأول مره صدمت، |
Benden ayrıldın, çünkü aptalca birşey söyledim, öyle kastetmediğim birşey. | Open Subtitles | أنت انفصلت عني لأني قلت شيئاً غبياً شيء لم أقصده |
hiçbir şey yapamadım... bir kadınla bile beraber olamadım, ve şimdi de öleceğim. | Open Subtitles | أنا لم أفعل أيّ شيء لم يكن لديّ إمرأة من قبل، وأنا سأموت |
Yalan söylediğini kabul etti ve hiçbir şey olmamış gibi devam etti. | Open Subtitles | لقد نعته بذلك إعترف أنه يكذب, ومضى قدماً وكأن شيء لم يكن |
Söyle o zaman hiçbir şey, herhangi bir şey almadın bir isme, bir sayıya kulak misafiri olmadın mı? | Open Subtitles | أنت تخبرني , بأنك أيدا لم تقع على شيئا ما , اي شيء لم تسمع أسم , رقم ؟ |
Ve hiçbir şey olmamış gibi oturmuş çay demlemiş içiyorsun. | Open Subtitles | وها أنتِ جالسة هنا، تسكبين الشاي وكأن شيء لم يحدث |
Senin için yapmayacağım hiçbir şey yoktur. Benden ne yapmamı istiyorsun? | Open Subtitles | لا يوجد ثمة شيء لم أفعله من أجلك ماذا تريدين مني أن أفعله ؟ |
hiçbir şey bulamadılar, zaten, orada da hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | كلا، لا شيء. لم يجدوا شيئاً لأنه لم يكن هناك شيء |
Fakat kısa zaman sonra, daha önceden aklıma gelmeyen bir şeyi fark ettim. | Open Subtitles | لكن لم أحتج إلى الكثير من الوقت لألاحظ شيء لم أعرفه من قبل |
O aptal üniformayı giydikten sonra Toby'nin istemediği bir şeyi. | Open Subtitles | شيء لم يرده توبي منذ ان ارتدى تلك البدلة الغبيه |
Seni yanlış yönlendirdim yoksa yanlış bir kanıya kapılabilirdin, ondan istediğim eski ilişkisini yeniden başlatması... daha önce yapmadığı bir şey değil. | Open Subtitles | حسنا , لقد خدعتك اذن أو أنك أسأت الافتراض على أي حال , نحن نريد منها اعادة علاقتها به لن تفعل شيء لم تفعله من قبل |
Bugün pek bir şey yok. Halledemeyeceğim bir şey değil. | Open Subtitles | جدولي خفيف اليوم,لا شيء لم أتدرب جيدا على توليه |
Francis'e Mary'nin henüz vermediği birşeyi verdin belki de hiç vermeyeceği birşey. | Open Subtitles | اعطيتي فرانسيس شيء لم تستطع ماري اعطاؤه ولربما لن تفعل ذلك مطلقآ |
Sana söyleme fırsatını bulamadığım bir şey var... seni affettim. | Open Subtitles | هناك شيء لم اجد ابدا فرصه لأقوله لك انا سامحتك |
Artık tanıyamadığım bir şeye dönüşmesini izledim. | Open Subtitles | رأيتها تتحول إلى شيء لم أستطيع حتّى من تمييزها |
- Julian, hiçbir şey olmadı. - Yaptığın hiçbir şeyi duymak istemiyorum. | Open Subtitles | جوليان لم يحدث شيء لم أعتقد للحظة أنه حصل شيء |
hiç bir şey söylemezdim. Sinir hastaları gibi davranmak istemezdim ama... | Open Subtitles | أنا لم أقول أي شيء لم أكن أريد أن أبدو عصبية ، ولكن .. |
Sana Chucky hakkında hiç anlatmadığım bir şey vardı, Damien. | Open Subtitles | أتعلم يا داميان؟ هناك شيء لم أخبرك به عن تشاكي. |
Bize ya da savcıya Joe ve annenin cinayetiyle ilgili anlatmadığın bir şey var mı? | Open Subtitles | وهل هناك أي شيء آخر لم تخبرنا به؟ أي شيء لم تخبر المدعي العام به حول قضية قتل والدك؟ |