Benim ölçütlerime göre bu çok da önemli bir dizayn değil, ama sosyal açıdan oynadığı rol çok önemli. | TED | مقياسي لهذا كونها شيء مهم في الصميم هو ليس كيف تبدو لكن حقيقة أنها تؤدي مهام اجتماعية هامة جداً |
Hey millet, sanırım bu sefer çok önemli bir şey buldum. | Open Subtitles | مهلًا، يا رفاق، أعتقد بأني وجدت حقًا شيء مهم هذه المرة |
Dünyanın tüm sorunlarını çözemezler, ama bence bize öğretecekleri önemli şeyler var. | TED | لا يمكنها حلّ جميع المشاكل في العالم، ولكن أعتقد أن لديهم شيء مهم ليعلّمونا إيّاه. |
Anjali telefonda ve o sana Seema hakkında önemli birşey söyleyecek. | Open Subtitles | أنجلى على الهاتف. تريد أن تقول شيء مهم حول سيما |
- Bebek için. - Richard Donner'mış. - Her birimiz bundan emin ki, artık yaptığımız en önemli şey bu oldu. | Open Subtitles | لأن كل فرد فينا يظن أنه يقوم بفعل شيء مهم الآن |
O bir nevi doğru sevgiyi muhtemelen size veremedi, fakat bizim için, o bir nevi doğru sevgiyi insanlara verdi, bu önemlidir. | TED | أعتقد أنه لم يمنحك الشكل الصحيح من الحب و لكنه أعطانا نحن النوع الصحيح من الحب و التعاطف و هذا شيء مهم. |
Burada senin için, çevrecilere yaranmaktan çok daha önemli bir şey olmalı. | Open Subtitles | يوجد هنا شيء مهم لك أكثر أهميّة من موافقة بضعة متحمّسين بيئيين |
Manami ile birlikte içimde önemli bir şeylerin öldüğüne inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد انه الآن مع مانامي مات بداخلي شيء مهم جدا |
İş gezisinden döndüğümde, görüşmemiz gerektiği ve bazı çabollarla ilgili bildirilmesi gereken önemli bir şeyler olduğunu belirten mesajınızı aldım. | Open Subtitles | بعد رحلتي وجدت هذه الرسالة النصيـة واستلمتــها قالت يجب ان نلتقي وانك اردتي ان تطلعني على شيء مهم بشأن الاثرياء |
Olabilir ama rakibini yenmekten daha önemli şeyler vardır. | Open Subtitles | .. ربما , هنالك شيء مهم للفوز عوضاً عن ضرب خصمك |
Anne, seninle konuşmamız gereken... çok önemli şeyler var, tamam mı? | Open Subtitles | اوووه ، امي لدينا شيء مهم جداً نَحتاجُ ان نتحدث فيه .. حسنا ؟ |
Geleceğimiz hakkında söylemem gereken önemli şeyler var. | Open Subtitles | لديّ شيء مهم لأحدثكِ عنه بشأن مُستقبلنا. |
Gerçekten bilmiyorum, ama aşırı derecede önemli birşey olduğuna şüphe yok. | Open Subtitles | أنا لا أعلم تماماً , لكنه على مايبدو بأنه شيء مهم جداً , لا شك في هذا |
Hemen yapmam gereken önemli birşey var. | Open Subtitles | أنا آسفة, هناك شيء مهم يجب أن أقوم به الآن |
Kahvaltıdan önce söylemem gereken çok önemli birşey var, tamam mı? | Open Subtitles | قبل أن نأكل، لدي شيء مهم علي قوله, حسناَ ؟ |
Yapabileceğiniz en önemli şey bu birçok insan için zorlayıcı olsa da, gerçek yemek pişirmek. | Open Subtitles | اكثر شيء مهم يمكنك فعله وهو تحد لمعظم الناس وهو طهي الطعام الحقيقي |
Benim için en önemli şey seni mutlu edecek neyse onu yapman. | Open Subtitles | وذلك أكثر شيء مهم بالنسبة لي أنّ تقومي بما يجعلك سعيدة |
O günden beri perşembe günleri özel Bir şey yapmıyorum. | Open Subtitles | و بعد هذا, لم يحصل أي شيء مهم يوم الخميس. |
Tamam, ilgi çekici Bir şey olursa, bana neden mesaj atmıyorsun? | Open Subtitles | حسناً, إذا جري أي شيء مهم فقط قم بمراسلتي علي الهاتف؟ |
Ve yüz ifadelerinin algılanması sosyal olabilmem için çok önemlidir. | TED | وكذلك التعرف على التعبيرات الوجهية هو شيء مهم جدا بالنسبة لي لكي أصبح أكثر إجتماعية |
Çünkü ceketiniz pek de çekici sayılmaz diyorlar, ortaya konan şey önemli. | TED | لأن ما يقومون به هو أنهم يقولون معاطفكم ليست شديدة الروعة، ما تم تعديله هو شيء مهم |
Benim için en önemlisi bu seni ne mutlu edecekse onu yap. | Open Subtitles | وذلك أكثر شيء مهم بالنسبة لي بأنّك تقومين بما يجعلك سعيدة |
Bunu nasıl yaptığımı anlatacağım ve öğrendiğim en önemli şeyi. | TED | وسأخبركم كيف فعلت هذا أكثر شيء مهم تعلمته |