"شيء ولم" - Translation from Arabic to Turkish

    • şey
        
    • ve
        
    En hoşuma giden şey gidip satın almamış olmam ve kesinlikle genetiğiyle oynanmış değil. TED هذا ما احب بعملي لا يجب ان اذهب لشراء اي شيء ولم يتم تعديل هذه النباتات جينياً
    Fidye falan da istemediler. Kimse bir şey görmemiş. Open Subtitles لم يتركا ملحوظة فدية أو أي شيء ولم ير أحد شيئاً
    Sana hiç bir şey anlatmamış olabilir ve bunu ispatlaman mümkün değil. Open Subtitles كان يمكنه إخبارك بأي شيء ولم يكن لديك طريقة لإثبات ذلك
    Hiçbir şeyin nasıl yapılacağını bilmiyorlar ve Wall Street'te hiç iş kalmadı. Open Subtitles هم لا يعرفون فعل أي شيء ولم تبقى أي وظيفة في الشارع
    Eğer bir şey olur da geri dönemezsem, bensiz gitmek zorundasın. Open Subtitles إذا حدث شيء ولم أستطيع النجاة، يجب أن ترحل بدوني.
    Neyse... Makyajla kapatamadık, her şeyi denedik ama hiçbir şey işe yaramadı. Open Subtitles لم تغطيه المساحيق ، حاولنا كل شيء ولم ننجح
    Çünkü bir şey bilmiyor ya da her şeyi biliyor ama kimse onu dinlemek istemedi. Open Subtitles أو لأنه يعرف كل شيء ولم يرغب أحد في سماعه
    Yemin ederim ben bir şey almadım. Hayatım boyunca böyle bir şey yapmadım. Open Subtitles اقسم بأن لم اخذ اي شيء ولم اقم بعمل هكذا
    Bak, bir şey denersem ve işe yaramazsa, onun için daha kötü olacak. Open Subtitles انظر, اذا حاولت فعل شيء ولم ينجح سيصعب الامور عليه
    Böylece ben de hiçbir şey duymamış, hiçbir şey görmemiş olayım. Open Subtitles لذا أنا لم ارى أيّ شيء ولم اسمع ايّ شيء.
    Böylece ben de bir şey duymamış bir şey görmemiş olayım. Open Subtitles لذا لا أريدُ سماع ايّ شيء ولم أرى ايّ شي
    Biliyorsun, istemediği hiçbir şey yapmadım ona. Open Subtitles كما تعلم , لم افعل لها اي شيء ولم تطلبه مني ان افعله
    Kimse bir şey görmedi, kimse bir şey duymadı. Open Subtitles لم يرى أي أحد أي شيء ولم يسمع أي أحد بأي شيء
    - Adam hiçbir şey yapmamıştı. - Yapması gerekmiyordu. Open Subtitles الرجل لم يفعل أي شيء ولم يكن لديه ليفعل ذلك
    Kimse bir şey duymamış. Silah sesi duyulmamış. Open Subtitles ‫لم يسمع أحد أي شيء ‫ولم يحدث أي إطلاق نار
    Anneme kıyasla onun her şeyi vardı ve onu fakirleştirecek çocukları da yoktu. Open Subtitles ،مُقارنة بأمـي كان لديهـا كلّ شيء ولم يكُن لديها اطفال ليجعلوها فقيرة
    ve o bu günde karar vermişti, Aşık olduğu kıza, her şeyi söyleyecekti, sonuçlarını düşünmüyordu. Open Subtitles بان يفصح لها عن كل شيء ولم يكن قلقاً على النتيجة
    ve daha hiç sperm bulmadık. Open Subtitles أو ملابس أو أي شيء ولم نجد أي اثر لهم حتى الأن
    Bazı insanlar her şeyi denediklerini ve son çare olarak, tek bir seçeneklerini kaldığını düşünüyorlar. Open Subtitles بعض الناس قاموا بتجريب كل شيء ولم يقوموا بالحل المتبقي للحفاظ على صحتهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more